Top
17/03/2019

Asıl hedef Türkiye!

Yeni Zelanda'da vahşi, iğrenç, alçakça yapılan terör saldırısı Müslümanlara yönelik bir nefret katliamıdır.
Ancak, asıl hedefin Türkiye ve Türkler olduğu anlaşılıyor.
Gerçi 50 terör kurbanı arasında hiç Türk yoktur, sadece 47 yaralı arasında 3 Türk vardır ama El Nur Camii'ne saldırıp önüne geleni kurşuna dizen Avustralyalı katilin amacının Türkler olduğu, daha önce internette yayınladığı şu dinci ve ırkçı ifadelerden anlaşılıyor:
“İstanbul için geliyoruz. Bütün camileri ve minareleri yok edeceğiz. Ayasofya minarelerden kurtulacak ve yeniden Hıristiyanlara ait olacak!”
Cuma namazını kılan masum insanları öldüren edepsiz caninin sakat kafa yapısı bu… Çok dikkat edilmesi gerekiyor. Bu kanlı saldırı bir başlangıç olabilir!
Yaz ayları geliyor ve ülkemize milyonlarca turistin akın edeceği günler yaklaşıyor. Bunların arasına gizlenmiş, insanlıktan nasibi olmayan böyle sapık caniler bulunabilir.
Tüm güvenlik kuvvetleri ve istihbarat birimleri alarma geçip işi çok ciddi tutmak zorundadır.

Dini âlet ederek insanları kışkırtmak, dinle oynamak ateşle oynamaya benzer.
Tüm siyasilerin toplumun huzuru için siyasi söylemlerinde dini kullanmaktan kaçınmaları gerekir, çünkü tehlikelidir.
Sivas ve Kahramanmaraş olaylarından da mı ders almadık?

★★★

Türkiye'de laikler dahil, Allah'ın hiçbir kulunun ezan ile bir alıp veremediği yoktur.
Ben bu ülkede bir kişinin bile ezana saygısızlık edeceğini düşünemiyorum.
Toplumumuzun ahlâkî değerleri böyle çirkinliklere engeldir.
Öyleyse kışkırtıcı sözler neden?
Cumhuriyet ilkelerine bağlı laik kesim sadece, insanları Allah ile aldatanlara karşıdır. Gerçek dindarlara kimsenin bir şey dediği yoktur. Mütedeyyin insanlara saygı duyulur. Tepki, din tüccarlarının ezelden beri görülen çıkarcılığına, halka yaptıkları kötülüklere karşıdır.
Günümüzde siyasilerin insanları kandırıp oylarını almak için acımasızca din aldatmacılığı yaptığını esefle görüyoruz.
Kendilerine oy verenlerin cennete gideceğini, bunların “Ruzi mahşer”de, yani “Kıyamet günü” berat belgesi niteliğinde olacağını, Allah'ın kendilerinden hiçbir hesap sormayacağını söyleyerek dindar halkın inançlarını sömürmek istiyorlar.

★★★

Şimdi de bir de iftira dillerine dolandı:
“Ezanı yuhalayıp ıslıkladılar.”
8 Mart Kadınlar Günü'nde, İstiklâl Caddesi'nde seslerini duyurmak, haklarını savunmak için yürüyüş yapmak isteyen kadınları din karşıtı, ezan düşmanı gibi göstermeye çalışıyorlar!
Oysa kadınların protesto ettikleri, kendilerine biber gazı sıkan polislerdi.
Bunun böyle olduğu bilinmesine rağmen “Ezanı ıslıkladılar” teranesinin devam etmesi çok üzücüdür.
Dini kendi siyasi emellerine âlet etmeyi kurnazlık sananlar aslında ülkeye, topluma, insanlara büyük zarar veriyorlar!

Eyüp'te seçim oyunları!

Her zaman kadınların da siyaset alanında ön planda olmalarını savundum.
Bu nedenle CHP'nin Eyüp gibi büyük bir ilçede Emel Bilenoğlu'nu aday yapması doğru oldu. Eyüp halkının önemli bir bölümü de kadın belediye başkan adayından memnun…
İlçede “Bir yere hanım eli değerse, o yerde çiçekler açar, temizlik ve huzur olur” düşüncesi hâkim.
Eyüp'ten gelen haberlere göre CHP adayı Emel Hanım, sabahın 6'sında çalışmaya başlayıp, bu faaliyetini gece saat 23'e kadar sürdürüyor.
Eyüp Başkan adayını iki konu bir hayli üzdü.
Birincisi, reklam afişlerinin AKP militanları tarafından sürekli yırtılması, diğeri de Belediye Meclisi listesinde yer alan CHP'li bir adayın istifa ederek AKP'ye geçmesi.
Emel Bilenoğlu, “O arkadaşımız göçmen vatandaşlarımızı temsil ediyordu. AKP'liler beni zayıflatmak için onu kandırdılar ama başarılı olamayacaklar. Çünkü halk benden yana… Güzel projelerim var ve Eyüp'e büyük hizmetler getireceğimi biliyorlar” diyor.

TEBESSÜM

Her yaşın zevki ayrı!

Aynı liseden mezun 50 yaşlarındaki arkadaş grubu akşam nerede yemek yiyeceklerini konuşuyorlarmış…
Tartışmışlar ve sonunda “Neşeli Lokanta”da buluşmaya karar vermişler.
Gerekçeleri “Maria” adlı Ukraynalı garsonun süper mini etek giymesi ve bacaklarının çok güzel olmasıymış.
10 yıl sonra 60 yaşına geldiklerinde tekrar buluşup “Neşeli Lokanta”ya gitmeye karar vermişler. Bu defa gerekçe lokantanın yemek ve içkilerinin güzelliğiymiş…
10 yıl sonra 70 yaşına geldiklerinde buluşup yine “Neşeli Lokanta”yı seçmişler. Gerekçe lokantanın sakin olmasıymış…
Aradan bir 10 yıl daha geçmiş. 80 yaşına geldiklerinde yine buluşup “Neşeli Lokanta” demişler. Gerekçeleri ise lokantanın tekerlekli sandalyeler için özel asansörünün bulunmasıymış…
Bir 10 yıl daha geçmiş. 90 yaşına gelmişler artık. Yine buluşup gidecekleri lokantayı tartışmaya başlamışlar… İçlerinden biri “Neşeli Lokanta” demiş…
“Harika” demiş ötekiler, “Bu lokantayı hiç görmedik… Ne kadar iyi!”

GÜNÜN SÖZÜ

Yobaz kafalardan,aç insandan ve cahil cüheladan kork!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp