Binali Yıldırım'a saygım vardı, severdim. Çünkü babacan, kavgayı sevmeyen, ağır başlı ve hoşgörülü bir politikacıydı. Fakat… Artık ona saygım kalmadı. Neden?
Mübarek Ramazan günü doğru konuşmadı, yalana sığındı da ondan!
Orucunu tutuyor, dualarını yapıyor, Cuma namazlarını kaçırmıyor ama Allah kanar mı bunlara?
Binali Yıldırım, Esenler'de katıldığı iftar programından çıkarken bir vatandaşın “Bu seçim neden iptal oldu?” şeklindeki sorusuna:
“Çok basit! Çünkü çaldılar!” diye cevap verdi.
Çaldılar ha?
Bu ülkede Başbakanlık, Meclis Başkanlığı gibi en üst görevleri yapmış bir siyaset adamının doğruluktan şaşmamasını beklerdim.
Kimler neyi çaldı Binali Bey?
Nasıl çaldılar ve çalanlar nerede?
Bu konuda kanıt ve soruşturma var mı? Yok!
Eğer çalınan bir şey varsa o da İmamoğlu'nun mazbatası ile birlikte İstanbul halkının iradesinin ve umutlarının çalınmasıdır!
Yüksek Seçim Kurulu'nun kararları tartışılmaz! Kesindir!
Yasalar böyle diyor…
Ancak YSK, Anayasa'ya aykırı kararlar alıyor ve yasaları acımasızca çiğniyorsa, bunlara ne demeli?
Koca Türkiye hak, hukuk ve adalette Afganistan'ın gerisine düştü!
Bu millete yazık değil mi?
Aynı sandıktan ve aynı zarftan çıkan 4 oy pusulasından 3'ünü kabul edip, birinin hileli olduğuna karar vermek hangi mantığa sığar? Buna ancak salaklar inanır!
Kanunsuzluk varsa zarftaki oyların tümünde vardır. Kimse itiraz etmese bile YSK'nın bunları iptal etmesi gerekir.
Mübarek Ramazan günlerinde, büyük günah işlendi ve adalette derin yara açıldı.
★★★
Üzerinde durulmayan, fakat çok önemli olan bir durum daha var.
YSK, yasaya göre 7 asil üye ile toplanır. 4 de yedek üye vardır.
Yedek üyeler, adı üstünde yedektir. Herhangi bir nedenle 7 üyeden eksik olanların yerini yedekler doldurur. Görevleri budur.
Fakat nedense yasaların emrettiği bu kural keyfi olarak yıllardır uygulanmıyor!
İstanbul Büyükşehir seçiminin iptal edildiği toplantıya 4 yedek üye de katıldı ve iptal kararı böyle alındı.
Eğer toplantıya kanunun emrettiği gibi sadece 7 asil üye katılsaydı İstanbul Büyükşehir seçimi 4 lehte, 3 aleyhte oyla iptal edilmemiş olacaktı.
4 yedek üyenin tamamı iptal için oy kullanınca durum 7-4 aleyhte oldu.
CHP'nin bu yasa dışı durumu Anayasa Mahkemesi'ne götürmesi gerekiyor. 23 Haziran'da tekrarlanacak seçim kazanılsa bile CHP bunu yapmalı ve Anayasa Mahkemesi'nin alacağı karar ilerideki seçimlere emsal olmalı!
Sanatçıya kızmak!
İktidar, sanatçılara da gözdağı vermeye çalışıyor. Neden?
Çünkü birçok sanatçı “Her şey çok güzel olacak” diye mesajlar yolladı.
Bu iyi bir temenni ve güzel bir ifadedir ama Ekrem İmamoğlu'nun sloganı olduğu için iktidar:
“Vaay! Muhalefeti tutuyorlar! Bunlar bizim düşmanımız!” diye küplere bindi!
Amaç onları sindirmek!
Oysa sanatçılar doğru olanı yaptı. Gerçek sanatçı haktan ve adaletten yana olur.
Sanatçı geçinen bazı yalakaların iktidara kul-köle olduklarını gördükçe aklı başında olan herkes utanıyor!
★★★
“Her şey çok güzel olacak” diyen sanatçılardan biri de Cem Yılmaz.
Bahçeli Bey bunu duyunca “Ben Cem Yılmaz'ı bundan sonra sevemem!” diye kızdı-köpürdü.
Cem Yılmaz'ın da umurundaydı sanki…
Sevsen ne olur, sevmesen ne olur?
Cem Yılmaz bir sanat adamı. Mesleğinde koca bir dağ…
Herkes sanatçı olamaz!
Bahçeli Bey'in Cem Yılmaz'a küsmesi bir şey ifade etmez. O sanatında zirveye ulaşan bir komedyen.
Ya Bahçeli?
Onun mesleğinde zirveye ulaşması için başbakan ya da cumhurbaşkanı filan olması lâzım ama bu da mümkün değil!
Sanatçılara kızmanın bir yararı yok. Bahçeli Bey kızacaksa, ülkeyi bu hale getirenlere kızmalı!
TEBESSÜM
Nasıl bir tabanca?
Temel'in birtakım insanlara kafası bozulmuş. Rakısını kamışla içtiği için onunla alay ediyorlarmış!
Temel “Ula uşaklar, doktor bana ‘İçki kadehine dudağını kesinlikle değdirmeyeceksin' dedi de ondan kamışla içeyrum. Sağlık meselesi bu…” deyince daha çok gülmüşler!
Bunun üzerine kızan Temel silahçı dükkânına gitmiş:
“Bir tabanca almak isteyrum!” demiş.
Dükkâncı sormuş:
“Nasıl bir tabanca?”
Temel parmak hesabı yapmış:
“5 kişilik olsun yeter!”
GÜNÜN SÖZÜ
Sınırsız güce sahip olmak her insanı despot yapabilir!
