Başkan Trump garip bir adam… Ruh hastası gibi…

Bir dediği diğerini tutmuyor. Psikolojik ve şizofrenik bir vaka!

Trump hem Birleşmiş Milletler'de Türkiye hakkındaki kınama kararını veto ettiriyor, hem de her gün Türkiye'ye tehditler savuruyor!

Dost mu, düşman mı? Hangi birine inanacaksınız ki?

Amerikalı gazetecilere Ortadoğu değerlendirmesi yaparken “Şimdi, 3 seçeneğimiz var” dedi ve izah etti:

1) Suriye'ye çok sayıda asker gönderip işi bitirmek.

2) Sert yaptırımlar uygulayıp Türkiye ekonomisini mahvetmek.

3) Türklerle, sözümüzü dinleyen Kürtler arasında arabuluculuk yapmak!

Bunlar arsızca laflar! Trump'ın Kürtler dediği, gerçek Kürtler değil, PKK uzantısı kanlı teröristler!

Koskoca Amerika terör örgütlerini muhatap alıyor!

Trump'ın bitmeyen tehditlerine bizimkilerin tepki göstermemesi de ilginç!

Trump, Amerika'ya ve dünyaya yakışan bir başkan değil!

Yıllardır “Terör örgütü PKK'yı besleyip büyüten Amerika'dır” diyor, fakat bizimkileri inandıramıyorduk!

Dost ve müttefik (!) diye bilinen ABD, Türkiye'nin başına çorap örmek için PKK'lı teröristlere her zaman kol kanat gerdi, onları para, silah ve cephane ile besledi.

Sonunda birkaç gün önce ABD Başkanı Trump, Amerikan başkanlarının hep PKK'yı desteklediğini itiraf ederek utanmadan şunları söyledi:

“Biz, Türkiye'nin ölümcül düşmanı olan PKK ile Obama döneminde olduğu gibi ortaklık yaptık! Kürtlere inanılmaz miktarlarda silah ve mühimmat anlamında para harcadık. Orada farklı fraksiyonlar var. Mesela PKK var, farklı bir oluşum. Zor bir grup ama bizimle çalıştılar.”

★★★

Dost ve müttefik (!) bilinen ABD'nin Başkanı Trump, yukarıdaki sözleri söylerken acaba biraz olsun utandı mı? Hiç sanmıyorum. O insanlarda utanma duygusu olsa bu rezillikleri yapmazlardı.

Bizimkiler hâlâ saf saf “Amerika stratejik ortağımızdır” diyor Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanı olmakla övünüyor!

Yalnızca Trump değil, 1980'den bu yana ABD başkanlarının hepsinin (Obama, Clinton, Baba Bush, oğul Bush, Reagan) PKK'nın silahlandırılıp kanlı saldırılarda kullanılmasında büyük rolleri olmuştu.

İşte Amerika budur! İkiyüzlüdür! Kalleştir! Kendisi dışındaki herkese karşı haindir!

Türkiye'yi bölünmüş gösteren o ahlâksız haritalar da Amerikan yapımıdır…

Kafa kesen kanlı terör örgütü IŞİD'i yaratıp büyüten, sonra da dünyayı o örgütün üzerine salan da ABD'dir.

★★★

ABD, Ortadoğu'da İsrail'in güven içinde yaşaması için, ona destek olacak bir Kürt devleti kurmak istiyor. Böylece İsrail ile yeni kurulacak devlet, Amerika'nın çıkarları için Ortadoğu petrollerinin bekçisi olacak.

Eğer Amerika “Senin dostumsun” diyorsa, “Kırk katır mı, kırk satır mı?” diyerek, belâlardan belâ beğen!

Amerika demek, yüzüne gülüp arkandan hançerleyen ülke demektir!

Hazine ve Maliye Bakanı Damat Berat Bey dünyada görülmemiş bir şeyi başardı (!) ve her yerde fiyatlar doludizgin koşarken enflasyonun tek haneli rakama düşürülmesini sağladı.

Zavallı TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) ne yapsın? “Emir demiri keser” derler. Gerçek enflasyonu gösterecek olsalar, daha öncekiler gibi kıçlarına tekmeyi yer, kapı dışarı edilirler!

İşlerinden güçlerinden, ekmek paralarından olmamak için durumu idare etmeye alışıyorlar ama ben şimdiye kadar TÜİK'in açıkladığı yüzde 9.26 enflasyona inanan görmedim.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletveklili Bülent Kuşoğlu, TÜİK başta olmak üzere devlet kurumlarına artık güven kalmadığını söyledi.

İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş da, TÜİK'in açıkladığı yüzde 9.26 enflasyona halkın inanmadığını belirterek Meclis'e bir araştırma önergesi verdi.

Verdi de ne oldu?

Önerge AKP ve ortağı MHP'nin oylarıyla reddedildi.

İktidar kanadı gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor.

İddia ediyorum: Ekim-Kasım aylarının enflasyonu daha düşük çıkartılacak! Ancak… Herkesin bildiği bir gerçek var:

Hiçbir toplum sonsuza kadar uyutulamaz!

TEBESSÜM

Hoca bir sabah evden çıkarken komşusuna rastlamış. Meraklı adam:

“Yahu hocam, dün gece sizin evden bir gürültü çıktı. Neydi o?” diye sormuş.

Hoca:

“Önemli bir şey değil, hanımla biraz tartıştık, kavuğum merdivenlerden yuvarlandı” demiş.

Meraklı komşu “Garip şey be hocam. Hiç kavuktan bu kadar ses çıkar mı?” diye ısrarla sorunca Hoca patlamış:

“Anlasana ulan, içinde ben de vardım!”

Yönetimde en zararlı şey “yarım bilgili” kişilerin yetki sahibi olmalarıdır!