Top
04/11/2019

Neden böyleyiz?

Devlet olarak dünyada yalnız kalmış gibiyiz.

Sevenimiz yok, düşmanımız ise pek çok!

Dünya karşımızda…

Suriye'ye bir harekât yaptık, adına “Barış Pınarı” dedik.

Terör çetelerine karşı yapılan haklı bir savunma operasyonuydu bu…

Ne oldu?

Bu iktidarın “Dindaşlarımız” diye el üstünde tuttuğu Arap ülkelerinden, tüm Batı ülkelerine, hatta Çin'e kadar herkes bizi kınadı!

Yıllardır yardım ettiğimiz o gariban Filistin ile “Yavru Vatan” diye bağrımıza bastığımız KKTC'nin Cumhurbaşkanı Akıncı bile “Barış Pınarı Operasyonu”na karşı çıktı!

Sen istediğin kadar haklı ol, yabancı devletlerin umurunda mı?

Bunun neden böyle olduğunu soranlar var.

İnsanlar arasında olduğu gibi, ülkeler arasında da iyi ilişkiler önemlidir.

Biz ise devlet olarak hemen herkesle kavgalıyız! Posta koymadığımız devlet kalmadı! Zarif ve etkili diplomasi dilinin yerine kavga dilini kullandık. Sonuçta geldiğimiz nokta bu işte!

Okurlarımdan Necdet M. Öztürk internette gördüğü bir doktora tezinden (Yavuz Sultan Selim Üniversitesi) bazı soru ve cevapları kaydederek mektupla yollamış…

İnternetle pek ilgim olmadığı için ancak dikkatli okurlarım gönderince böyle ilginç durumlardan haberdar oluyorum. Doktora tezinden bazı bölümler şöyle:

Soru: Niçin Türkiye'ye geldiniz?

SURİYELİ: Köyümüzü bastılar, Türkiye'ye gidin dediler.

Soru: Nasıl yaşıyorsunuz? Geliriniz ne?

SURİYELİ: Aldığımız ev kirası bedeli 1400 lira. Ben, annem, hanım, kardeşim, her birimize 1250 lira sosyal yardım parası veriliyor. Etti 5000 lira. 7 de çocuk var. İkisi burada doğdu ve Türkiye vatandaşı oldu. Devlet her bir çocuğa 895 lira veriyor. Toplam: 6265 lira. Yani, ailemizin 11 bin 265 lira geliri var.

Soru: Ya harcamalarınız?

SURİYELİ: Market kartımız var. Markete para vermiyoruz. Telefon için ayda 5 lira ödüyorum, dünya ile görüşüyorum.

Soru: Bu durumda paranız artıyor mu?

SURİYELİ: Evet, paramı biriktirdim, bir otomobil aldım, onunla taksicilik yapıyorum.

Soru: Plaka, vergi, ehliyet yok mu?

SURİYELİ: Niçin lâzım olsun? Polis beni durdurmaz, ehliyet lâzım değil, geçici plaka ise bedava.

Soru: Savaş bitince ülkene dönecek misin?

SURİYELİ: Dönmem. Niye döneyim ki? Burada işlerim iyi. Daha iyisini bulamam!

Mektupla bu bilgileri gönderen Necdet M. Öztürk  “Türkiye'de Suriyeli olmak varmış! Sığınmacı diye onlara acıyoruz ama durumları valla billa bizden çok daha iyi!” diyor.

Haddini bilmez bir kurul!

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) diye bir kuruluş var… Televizyonlara keyfi cezalar yazan bir kuruluş olarak sürekli şikâyet alıyor.

RTÜK'ün son eylemi, bu kuruluşun ne kadar adaletsiz ve keyfi kararlar verdiğini kanıtladı.

Faruk Bildirici bu ülkenin düzgün, güvenilen gazetecilerinden biridir. CHP kontenjanından Meclis kararıyla RTÜK üyeliğine seçilmiştir.

Faruk Bildirici, AKP'li RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in yasalara aykırı olarak üç ayrı kurumdan maaş aldığını gündeme getirince foyası meydana çıkarılan Başkan çok kızdı ve RTÜK üyelerini toplayıp AKP ve MHP'li 6 üyenin oyu ile Faruk Bildirici'yi RTÜK üyeliğinden çıkarttı.

Ebubekir Şahin'in böyle bir yetkisi var mı? Yok?

Bu adam Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin üstünde mi? Hayır!

Peki, nasıl oluyor da akıl dışı bir densizlik yapabiliyor?

Adam “Ben yaptım, oldu” diyor sanırım. Ülkemiz bu tür sakat zihniyetle, demokraside her geçen gün biraz daha geriye gidiyor.

Yargının, yasa dışı kararı bozup, kendilerini Meclis'in üstünde gören RTÜK üyelerini utandıracağına inanıyorum.

TEBESSÜM

Fareli evin balığı!

Kiracı zam isteyen ev sahibine evin oturulur durumda olmadığını anlatmak için:

“Evde fare var!” demiş.

Ev sahibi şaşırıp hayret etmiş:

“Nasıl olur?”

Kiracı ısrarlı bir şekilde:

“Evet var! Bir gün buyurun da, hem bir iki lokma bir şey yeriz, hem de size fareleri gösteririm” demiş.

Ev sahibi akşam yemeğine gitmiş, sofraya oturmuş, kiracı konuşmaya başlamış:

“Bakın şimdi yere bir lokma ekmek atacağım, fare nasıl havada kapacak?”

Ekmeği atmış, yerden bir fare ve bir de balık fırlamış!

Bir lokma daha! Yine balıkla fare!

Ev sahibinin ağzı açık kalmış:

“Sadece fare değil, balık da var yahu!

Kiracı gülmüş:

“Evet, rutubet işini daha sonra konuşacaktım!”

aip('pageStructure', {"pageUrl":"https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/rahmi-turan/neden-boyleyiz-5428257","pageCanonical":"https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/rahmi-turan/neden-boyleyiz-5428257","pageType":"yazi","pageIdentifier":5428257,"pageCategory1":"yazarlar","pageCategory2":"rahmi-turan","pageCategory3":"","pageCategory4":"","pageCategory5":""}); aip('newsArticle', {"identifier":5428257,"url":"https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/rahmi-turan/neden-boyleyiz-5428257/","headline":"Neden bu00f6yleyiz?","description":"","articleBody":"","articleSection":"rahmi-turan","keywords":"","image_1":"https://i.sozcu.com.tr/wp-content/uploads/2019/11/03/iecrop/rahmi-turan-son_16_9_1572812076.jpg","author":"Hu00fcseyin u015euekinci","dateCreated":1572834630,"datePublished":1572834630,"dateModified":1572834696,"info":"{"seo_news":"false"}"});
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp