Top
Pınar Turan

Pınar Turan

pinnartu@yahoo.com

20/05/2019

Değmiş mi?

Hafta sonu iki günlüğüne Bodrum kaçamağı yaptım.
Böylelikle yeni havalimanımızı görme şerefine eriştim.
İlk önce şunu belirteyim yeni havalimanına gidiş süper. Havaist, İstanbul'un birçok yerinden neredeyse saat başı hizmet veriyor. Hacıosman'dan havaalanına sadece 16 lira verdim. İstanbulkart ya da kredi kartıyla ödeme yapabiliyorsunuz. Nakit para geçmiyor aklınızda olsun.
Yeni havaalanı derseniz çok büyük. E yeni tabii, gıcır gıcır.
Dikkatimi çeken şey personelin ve güvenlik ekibinin insanlara daha anlayışlı ve güler yüzlü yaklaşımı. Sanki yeni yerle birlikte onlara da yeni bir heyecan gelmiş.
Yalnız bavulu verdikten sonra uçağa bineceğimiz kapıya epey yürüdük. O kadar büyük ki havaalanı! Mesafeler çok uzun!
Esas uçak havalanıp yukarıdan bakınca anlıyorsunuz ne kadar büyük olduğunu.
Büyüklük ihtişam göstergesi tabii…
Kimileri gurur duyduğunu söylüyor Fatih Ürek gibi…
Gerçekten ihtişama bakıp gurur duymak mı gerekiyor, yoksa karşılığında feda edilen şeylere bakıp üzülmek mi?
Kesilen 1 milyondan fazla ağaçla İstanbul'un akciğerleri yok edildi. İstanbul'un hava kirliliğiyle baş etmek artık çok zor.
Ayrıca yeni havaalanının yapıldığı bu bölge sadece ormanlık alan değil İstanbul için önemli bir su havzasıydı. Yani İstanbul'da yakında yaşanacak su sıkıntısının da ana kaynağı olacak.
Bölge birçok kuş türünün de yaşam alanıydı ve hiçbiri umursanmadan yok edildi gitti. Bazı kuş türlerinin göç yolu üzerinde olması da hiçe sayıldı, o da silindi gitti.
İnsanların yanında kuşların değeri nedir ki!
Doğaya, orada yaşayan binlerce hayvana verilen zarara bakarsanız zaten cezasını İstanbullular olarak hep beraber çekeceğiz. Sonuçlarını hep beraber yaşayacağız.
Cumhurbaşkanı ‘‘Denizlerimizin kenarlarını, orman alanlarını betona çevirme gayretinde olanlar var. Şu para var ya nelere muktedir, şu kapitalizm… Doğa şöyle olmuş böyle olmuş, umurunda değil.'' demişti ya! Ne güzel anlatmış! Aynen öyle!
Herkes aynı fikirde değil doğal olarak.
Demet Akalın geçenlerde gittiği tatil öncesinde yeni havalimanının görüntülerini paylaşarak ‘Havaalanına b… atanın ben… Ayol yıkılıyor havaalanı…' diyerek eleştirenlere son derece nezih bir tepki vermişti.
O da birçok insan gibi maliyetini ve karşılığında ödenen bedelleri düşünmeden sadece gördüğü şeyin büyüklüğünün ve ihtişamının cazibesine kapılarak konuşmuş.
Lüks güzel şey tabii… İlk bakışta insanı cezbediyor. Ancak ülkemizin ekonomik durumuna bakılırsa bu yapılan; yemek yemeye ya da çocuklarını okutmaya parası olmayan bir ailenin borçlanarak Ferrari alması gibi bir şey.
Birçok bilir kişi İstanbul'da yapılan yeni havalimanının son derece gereksiz olduğunu savunsa da gerekli olduğunu savunan bir gurup mevcut tabii.
Dikkatimi çeken diğer bir şey de uçak havalandığında aşağı baktığınızda havaalanı dışındaki bölgelerdeki geniş kazılar…
Yani doğa katliamı sadece havaalanıyla sınırlı kalmış ve bitmiş değil. Muhtemelen etrafında da yeni yapılaşmalar olacak! Kalan yeşil alanlar da beraberinde yok olup gidecek.
Bodrum Bodrum…
‘Bodrum nasıldı?' derseniz…
Bodrum henüz kalabalıklaşmamış… Fiyatlalar her zamanki gibi pahalı; yani İstanbul'a yakın ama henüz abartılmamış… Hava şahane…
Denize sadece ayağımı soktum tabii. Benim için deniz sezonu temmuzdan önce açılmaz.
Yine de deniz kenarında olmak, havasını almak, kokusunu içine çekmek bile güzeldi.

***

Neyse Bodrum'da ulaşım için araba şart biliyorsunuz.
Geçen geldiğimizde güya ucuz olsun diye internetten bakıp en ucuzundan ‘Gold Car' firmasından araba kiralamıştık.
Sonra yaşadığımız rezaleti köşemde ‘‘İnternetten araba kiralıyorsanız dikkatli olun! O büyük puntolarla sizi kandırmalarına müsaade etmeyin. O minicik sayfalarca yazdıkları şeyler var ya her şeyi oralara gizliyorlar. Sonra da “Efendim yazılıydı okumamışsınız” deyip çıkıyorlar işin içinden!'' diye anlatmıştım.
Arkasından ne bir yetkili çıkıp olanları sordu ne de bir özür diledi.
Daha önce ağzımız yandığı için bu sefer bulduğumuz araç kiralama firmasını arayarak konuşalım, iyice sorup teyit edelim ki mağdur olmayalım dedik.
İyi tesadüfler beni pek bulmaz ama talih yüzümüze güldü ve düzgün bir firmaya denk geldik.
Nasıl kötüsünü yazıyorsam iyilerin de hakkını vererek yazmak isterim.
Firmanın adı ‘Bodrum My Transfer'.
Biz Erkan Bey'le muhatap olduk. Kendisi bize söylemiş olduğu her sözü yerine getirdi. Çok makul bir fiyata çok güzel bir araba kiraladık. Söylenenden de bir kuruş fazla talep etmediler.
Bugünlerde kazıklanmaya, aldatılmaya o kadar alışmışız ki, insan dürüst bir esnafla karşılaşınca tuhaf oluyor.

***

Bodrum deyince insanların aklına sadece pahalı oteller, lüks villalar, deniz, kum geliyor. Oysa yurdumuzun her köşesi gibi Bodrum ve çevresi de tarih kaynıyor.
Bu seferki Bodrum gezimizde Milas, Ören'deki Beçin Kalesi'ni gezdik.
Gerçekten çok güzel, üstelik ücretsiz. Mutlaka görülmeli!
Düşünün, kalenin kuzeyinde bayrak dikilmesi için açılan çukurda Eski Tunç Dönemi'ne ait bir çocuk mezarı bulmuşlar. O kadar eski kalıntılara sahip bir yer yani.
Ayrıca Selçuklular zamanında Menteşoğulları Beyliği'ne başkent olmuş Beçin. Yıldırım Beyazıt tarafından da Osmanlı topraklarına katılmış.
Ülkemizin her köşesi tarih. Gidip görmemek, öğrenmemek çok yazık.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları