Top
Pınar Turan

Pınar Turan

pinnartu@yahoo.com

13/05/2019

Hoşgörüsüz siyaset

Sakarya Milletvekili Kenan Sofuoğlu, Ekrem İmamoğlu’na ‘‘Her şey Çok Güzel Olacak'' cümlesi ile destek veren sanatçıların fotoğrafını paylaşarak hakarete varan cümleler kurdu.

Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, sosyal medyada Ekrem İmamoğlu'na destek veren sanatçılara yönelik sert ifadeler kullandı ve ayrıca bu sanatçıların Nevşehir’de program düzenlemelerine izin vermeyeceğini söyledi.

Yorumcu Rıdvan Dilmen, Galatasaray Divan Kurulu Üyesi Hayri Kozak’ın Ekrem İmamoğlu’na destek açıklamalarını ve son dönemde statlarda atılan sloganları kastederek, ‘‘Birinin divan kurulunda siyaset yaparlar, birinin salonunda başka bir şey derler. Öbür statta başka bir şey derler. Allah'ınızı peygamberini seviyorsanız Türk futbolundan uzaklaşın'' diyerek, statlarda siyaset yapıldığını ifade eden Rıdvan Dilmen, 16 Nisan 2017 referandumunda, kendisi ‘Evet' kampanyası başlatmıştı.

Bahçeli, Cem Yılmaz’ın İmamoğlu’na desteği için ‘‘Cem Yılmaz’ı bundan sonra sevemem'' derken, GS Divan Kurulu Üyesi Hayri Kozak’ı da eleştirerek; ‘‘Galatasaray yönetimi o şahsı aforoz etsin'' dedi.

Hakaretler, tehditler, hedef göstermeler, ambargolar… Bildiğiniz cadı avı!

***

Oysa iyi siyasetçi olmanın ön koşulu hoşgörülü olmaktır.

Hoşgörüsüz siyaset diktatörlükte ya da faşizmde olur!

Bu tür siyaseti benimseyenler kendi fikir ve ideolojilerini zor ve baskı yoluyla kabul ettirip, kendinden olmayanı yok etmek isterler.

Bu yüzden konuşmalarında devamlı bir düşmandan ve karşı taraftan bahsederler. Yani kendinden olmayanlardan!

Hoşgörüsüzdürler!

Hoşgörü sadece siyasette değil birlikte yaşayabilmek için de önemlidir.

Peki nedir bu ‘hoşgörü' denilen şey?

Size aykırı gelen ya da kusurlu olan şeyleri anlayışla karşılamaktır.

Başka bir değişle size karşı olan düşüncelere, yanlışlara, oluşumlara özgürlük çerçevesinde tepki göstermeden, anlayışla yaklaşabilmektir.

***

Biriyle aynı fikirde olmak zorunda değiliz ancak karşımızdakinin fikrine ve fikir özgürlüğüne saygı gösterebilmek medeniyettir.

Kişinin eğitim seviyesinin göstergesidir.

Hoşgörüsüzlük ise düşük özgüvenin, aşağılık kompleksinin ve yetersiz eğitimin ilk işaretidir.

Eğitim düzeyi düşük toplumlarda hoşgörü genellikle enayilikle eşdeğer görülür ve sadece kamuflaj olarak kullanılır.

Çıkarlar işin içine girip farklı fikirler ortaya atılınca maske düşer ve gerçek yüz meydana çıkar.

Oysa nasıl birinin iyi olabilmesi için diğerlerinin kötü olmasına gerek yoksa, kendi haklılığını kanıtlamak için de başkalarına hakaretler edip saldırmaya gerek yoktur.

Hoşgörü bize bizden farklı olanları kabullenmeyi öğretir. Farklılıklardan doğan zenginliği fark etmemizi, hayata farklı açılardan bakmamızı sağlar.

Tahammüllü olmak insanın nefsini terbiye etmesine yardımcı olur. Kendi egosunu alt edebilen insan karşısındakiyle daha iyi iletişim kurar.

Doğru iletişimin olduğu yerde ise uzlaşma kaçınılmazdır!

Başka türlü bir toplumun bir arada huzur ve barış içerisinde yaşaması mümkün değildir.

Karşılıklı tahammül hem toplumları bir arada tutar hem de daha güçlü yapar.

***

Ama her şeyin sınırları olduğu gibi hoşgörünün de sınırları olmalıdır. Aksi takdirde hoşgörüsüzlere ve onların fikirlerine teslim olmak zorunda kalırız!

Felsefeci Karl Popper'ın da dediği gibi ‘‘Her şeyi hoş görmenin sonu, hoşgörünün büsbütün ortadan kalkmasına yol açar. Hoşgörülü bir toplum, hoşgörüsüzlerin saldırılarına karşı koruyacak tedbirleri alınmazsa, hoş görenlerle birlikte, hoşgörü de yok edilmiş olacaktır.''
Kişilere, değerlere ya da fikirlere hakaret etmek, aşağılamak, iftira atmak onlar hakkında yalan beyanatlarda bulunmak fikir özgürlüğüne girmediği gibi hoşgörüyle de karşılanamaz!

Ünlü Fransız yazar ve filozof Voltaire anlaşmazlığın insanın en büyük hastalığı, hoşgörünün ise en büyük çaresi olduğunu belirterek ‘‘Söylediklerinizin hiçbirine katılmıyorum, fakat bunları söyleme hakkınızı ölünceye kadar savunacağım'' demiş. Bunu 240 yıl önce söylemiş! Biz de bir gün oralara geleceğiz inşallah!

***

Peki Ekrem İmamoğlu ne demiş … ‘‘Sanatçıymış, konuşamazmış… Konuşacak! Artık konuşma vakti. Artık sanatçısı da iş insanı da işçisi de öğretmeni de memuru da konuşacak. Herkes konuşacak!''

Hoş geldin hoşgörü!

Hoş geldin medeniyet!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları