Top
Necati Doğru

Necati Doğru

necatidogru@sozcum.com

30/01/2023

Damat ile Kayınpeder farkı!

Dün sabah haberlerinde; Selçuk Bayraktar ile yapılmış bir söyleşi yayınlandı. Selçuk Bayraktar, “Tek kuruş AR-GE desteği, tek kuruş teşvik, tek kuruş kredi almadık. Gelirimizin yüzde 99.3'ü ihracattan elde ediyoruz. Ve biz Türkiye'nin savunma sanayi şirketlerinin yaptığı toplam ihracatının dörtte birini (yüzde 25) tek başımıza yapıyoruz” diyor.

İnşallah doğrudur.

Doğruysa!

Tebrik ederim.

Yürekten alkışlarım.

Ülkemizin, özel olsun, kamu olsun, yüksek teknoloji ürünü mal üretip dış pazara satan şirketlerini çoğaltmaya ihtiyacı var. Aksi halde her üç-beş yılda bir dövizsiz kalıp ilaç bile alamaz duruma düşmekten kurtulamayız. Nitekim,  Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğde'nin mukayeseli üstünlük açısından birinci sırada olan patates ürününü çok miktarda yetiştirip satmasına rağmen Niğdeli çiftçinin ancak kıt kanaat geçinebildiğini söylüyor ve “Bir kamyon dolusu patates satıp ancak 1 cep telefonu alabiliyoruz” diyor.

★★★

Şimdi bu durumda; ben yine kalemime söz geçiremeyecek ve asla zapt edemeyeceğim.

2 kez tekrarlayıp!

Sayın Kayınpeder!

Sayın Kayınpeder!

Damadını örnek al!

Ülkemize acı!

Koltuğunu değil.

İnsanlarımızı düşün.

Diye yazacağım.

Cumhurbaşkanı'nın kızı ile evli olduğu için, siyasi açıdan da dikkatleri üzerinde toplayarak sık-sık gündem olan Damat Selçuk Bayraktar'ın üretimde gösterdiği yüksek yerli ve milli başarıyı Kayınpederinin de göstermesini isteyeceğim.

★★★

“Ben ekonomistim” dedi.

Eserleriyle övünüyor.

Yine oy istiyor.

Hava limanları.

Boğaza köprüler.

İstanbul'a metrolar.

Yassıada'ya külliyeler.

1500 odalı saraylar.

Çok pahalı camiler.

Şehir hastaneleri.

Kayınpederin, var olanın kapasitelerini artırmak yerine yıkıp yerine “yüksek faizle kamçılanan sıcak parayı kullanarak (dış borç bulup yiyerek) gösterişli eser yapmasının ve  bununla övünmesinin” damat Selçuk Bayraktar'ın şirketinin “Tek kuruş AR-GE desteği, tek kuruş teşvik, tek kuruş kredi almadan” gösterdiği yerli ve milli başarı ile uzaktan yakından ilgisi yok.

Tam tersi.

Yüzde 100 zıddı.

Akla ziyan!

Ekonomiye ters.

★★★

Çok yazıldı. Ben yine tekrar hatırlatacağım. Kapısına değil içine kadar metro giden İstanbul Atatürk Hava Limanı'nı yıkıma terk edip Terkos Gölü'nün kıyısına yeni hava alanı yaptı.

11 milyar Dolar.

10 milyar Euro.

Hangisi doğru?

Açıklanmadı.

Yeni İstanbul Hava Limanı'nın kaça mal olduğu sır gibi saklanıyor. Yüksek faizle alınan dış borçlarla bitirildi. Yolları ve metrosu olmadığı için ilave yollar, köprüler ve en son da “Kağıthane- İstanbul Hava Limanı Metrosu” yapıldı. Her direğine Kayınpederin posterleri asılarak açılan metronun da maliyeti üzerinde hiç durulmadı. İstanbul Hava limanının Türkiye ekonomisinin sırtına yılda 900 milyon dolar faiz yükü bindirdiği de yazılıp çizildi. Terkos Gölü bitişiğinde yeni Hava Limanı öyle bir yere konduruldu ki; “uçakların inişi ile kalkışı açısından bu iki hava limanının aynı anda çalışması mümkün olmadığı” için Atatürk Hava Limanı, bile bile kasıtlı olarak öldürüldü.  Oysa Atatürk Hava Limanı 3 pisti ve daha yeni büyütülmüş çok modern terminalleri ile yılda 80 milyon yolcu kapasiteli bir eserdi. Dünya'nın ve Türkiye'nin her yanından ulaşılması kolay,  eşi az bulunur bir hava limanıydı. Kapasitesi yetersiz kaldı gerekçesi uyduruldu.  Oysa yanında Çorlu Hava limanı var ve onun da yolcu kapasitesi dış borç para bulmaya gerek duymadan büyütülebilir yılda 50 milyon yolcuya çıkartılabilirdi. İstanbul'un karşı yakasında Sabiha Gökçen Hava limanı ise yine dış borç bulmaya ihtiyaç olmadan kapasitesi büyütülebilir 80 milyona çıkartılabilirdi. Yeni Hava Limanı'nın temeli atıldığında Sabiha Gökçen'in ikinci pistinin temeli atılmış olmasına rağmen, bilinci olarak yeni yapılan hava alanına rakip olmasın diye pistin yapımı  bitirilmedi. Böylece 210 milyon yolcu kapasiteli hava alanlarına sahip olma imkanı varken ve ekonomist olmak bu hazır kapasiteyi hiç dış borca girmeden yakalamak varken Atatürk Hava Limanı'nın pistlerini yıkıp oraya “bahçe yapma” kararı aldı. Ve 18 ocak günü Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “ Geçen geçen yıl (2022'de) 65 milyon yolcu ağırlayan İstanbul Hava Limanı, bu yıl (2023'de) 70 milyon yolcu ağırlayacak” dedi. Yani bu kadar dış borçla bulunmuş parayla yapılan yeni hava limanı, üç yıl geçmesine rağmen yıkılan Atatürk Hava Limanı kapasitesine bile ulaşamadı.

★★★

Sayın Kayınpeder!

Sayın Kayınpeder!

O senin damadın!

Damadını örnek al!

Bak kendisi söylüyor; “Damadın getirisi, götürüsünden fazla olan bir iş” yapmıyor. Damadın, getirisi götürüsünden fazla olan iş yapıp, “işte benim eserim” diye övünmüyor. Damadın, eserler bina ederken devamlı iç borç, devamlı dış borç büyütmüyor. Damadın zararları halktan saklamıyor.

Sayın Kayınpeder!

Sayın Kayınpeder!

Ben ne diyeyim!

Koltuğunu düşünme.

Memleket yanıyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp