Meclis:

Kanun yapar.

Hükümet:

Bütçe yapar.

Sayıştay:

Denetim yapar.

Sayıştay “hesap ver…” diye dava açan bir yüksek mahkeme gibi çalışır. Ve “hesap mahkemesi olma” hakkını, hukukunu ve gücünü Anayasa'dan alır. 1876 yılında ilk Anayasamızdan beri var. Yani 144 yıldır bakanlıklar, belediyeler, valilikler ve tüm kamu kurumlarında harcama usulsüz mü yapıldı?

Sayıştay yakalar.

Hesap sorar.

Hırsızlık mı yapıldı?

Sayıştay yakalar.

Hesap sorar.

İsraf mı yapıldı.

Sayıştay yakalar.

Hesap sorar.

Torpil mi işledi.

Sayıştay yakalar.

★★★

İleri demokratik ülkelerde Sayıştay kamu parası harcanırken hırsızlık, rüşvet, hortumlama yapılmasın ve hısım, akraba, partili, tarikat kayırılmasın, hak etmeyenler devletin kadrolarına torpilli doldurulmasın diye kurulmuştu.

Keskin dikkat isterim.

Kendilerini “gizlenen gerçekleri yazmak” üzerine görevlendirmiş gerçek gazeteler ve gazeteciler, son 30 gündür Sayıştay raporlarındaki yolsuzluk, rüşvet, hortumlama, akraba kayırma haberlerini yazdılar.

5 bin 703 yolsuzluk.

Yazıyla da yazayım.

Beş bin yedi yüz üç.

Sayıştay raporlarında kalem kalem, kurum kurum, isim isim, belge belge tam 5 bin 703 yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı yer aldı.

★★★

Bir örnek:

Devlete kömür diye taş sattı. Enerji Bakanlığı kurumu, 49 milyon lirayı kömür alıyorum diye kayda geçip aslında taş aldı.

Bir örnek daha:

Tarım Bakanlığı, muhasebe yetkilisi sıfatı bulunmayanlara, idare adına banka hesabı açtırıldı. Kayıt dışı işlemler yapıldı.

Bir diğer örnek:

450 milyon lira borcu olan Belediye 209 milyon liraya yeni bir stat yaptırdı. Kayıtlarda stadın öngörülen maliyeti 81 milyon lira diye geçiyor.

Evet!

Evet!

Bunlar gibi tam 5 bin 703 yolsuzluk, usulsüzlük, kayıtsızlık, gizleme, çalma çırpma örnekleri belgeleriyle Sayıştay raporlarında yer aldı.

★★★

Sayıştay yakaladı.

Rapor yaptı.

Meclis'e gönderdi.

İktidar gözünü yumdu.

Savcılar sağır oldu.

Yargı harekete geçmedi.

Çalan, çaldığıyla kaldı.

Çalma hür!

Çırpma özgür!

200 yıldan beri dünyanın finans merkezliğini yapan Londra, Paris, Zürih, Newyork, Frankfurt, Tokyo'da kirli para sahiplerini yakalıyorlar, sorguluyorlar, mahkeme edip hapse koyuyorlar. Türkiye'de ise 12 yıl önce bu iktidar döneminde devlet, “kirli paraları yıkayan hamam” kurucusu yapıldı. Kirli para geliyor, hamam parası karşılığı (yüzde 5 ile 2 vergi) ödüyor, yıkanıp, paklanıp çıkıyor. Adına da “Varlık Barışı” dediler. İlk varlık barışı 2008 yılındaydı. Kirli para hamamı bugüne kadar 5 kez açıldı. Yeni kararname hazırlandı, altıncı kez “varlık barışı” ilan edilecek. Dışarda tutulan ihracat paraları ve vergisi verilmeden yurt dışına kaçırılmış şirket karları sahiplerine “Nereden kazandın?” ya da “Niçin dışarı kaçırdın?” soruları sorulmayacak. Bu kez yıkanma ücreti de alınmayacak, hamam beleş. Türkiye kirli para yıkama hamamcı ülkesi yapıldı. Unutma!