Top
Necati Doğru

Necati Doğru

necatidogru@sozcum.com

13/01/2021

Hep birlikte dedi!

Tarihin kırılma noktasında mıyız, yeni beyaz bir sayfa mı açılıyor! 10 yıldır, “Hep birlikte… Hep Beraber…”  demeden… Ve eleştiren gazeteciler ile muhalefeti göstererek: Onlar şeytan… Onlar vatan haini… Onlar sözde… Onlar camiyi ahır yaptı… Onlar şarap-rakı içti… Onlar düşmanla gizli işbirliği kurdu diye kırıp dökmeyen tek bir konuşma bile yapmamıştı.

10 yıldır…

10 çarpı 365…

3 bin 650 gün sonra ilk defa “Hep birlikte…” dedi. İktidar Partisi Başkanı ve Cumhurbaşkanı, kuraklığı, toprağın suya hasretini, su seviyesi düşen gölleri, nehirleri, barajlarımızı göstererek ve kış ortasında yaz günü yaşadığımıza dikkat çekerek; “Hep birlikte tasarruf yoluyla kuraklıkla baş etmeliyiz. Sulama yatırımlarının hızla tamamlanması için DSİ bütçesini 2.5 kat artırdık… Günlük kullanımdan tarımsal sulamaya kadar tasarrufu esas alan bir anlayışla hareket etmek mecburiyetindeyiz…”  çağırısı yaptı.

Evet!

“Hep birlikte…”

Ne güzel!

Ne büyülü 2 kelime!

Hasret kalmıştık.

Tasarruf!

Hep birlikte!

★★★

Suyu hep birlikte tasarruf edelim, su gibi hep birlikte aziz olalım, toprağı hep birlikte sürüp, ballı incirleri hep birlikte yiyelim tamam da siz saraylar yaptırıp, devlette israfı şaha kaldırdınız; bu durumda “hep birlikte tasarruf lafı…” da bir çeşit söz israfı olmuyor mu?

Bana israfçı dedi.

Sözümü israf saydı.

Açın bir dava!

1 milyon isteyin.

İktidara yandaş gazetelerdeki yazarlarımı dürtün; “Örgüt üyesi değil ama bilerek ve isteyerek FETÖ'ye yardım etti… Okumayın… Para vermeyin…” diye yazsınlar diyebilir. Ve ben bu ihtimalden korkarım fakat yine de yazıyorum:

Bize tasarruf!

Size Saraylar!

Ey okurum; “bu yaman çelişkiyi” yazıya dökmekten korkuyorum ama yine de yazıyorum. Çünkü İktidar partisi Başkanı ve Cumhurbaşkanı, üç gün önce “Çalışan Gazeteciler Bayramı”nda bir açıklama yapmış ve “Basın özgürlüğünden vazgeçemeyiz” demişti.

Ben çalışan gazeteciyim.

Özgür kalmak istedim.

Bakalım.

Görelim.

Savcı; “Bize tasarruf- Sana Saray” diye yazmışsın gel ifadeni alacağım diye dava açmak için beni çağıracak mı?

★★★

Basın özgürlüğü!

Bu çağda; Cumhurbaşkanını da, Meclis Başkanını da, Genel Kurmay Başkanını da, Anayasa Mahkemesi Başkanını da, Diyanet Başkanı ile üniversite kapısına kelepçe takan polis teşkilatının bakanını da eleştirme hakkı verir.

İşte eleştiriyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı, kuraklık geldi dayandı, halk su kullanımında tasarruf yapar ama halk sizin “birlikte tasarruf yapalım” sözünüze inanmaz. Siz Türkiye'nin dış borcunun (özel- devlet birlikte) yükseldiği yıllarda ve hazır Çankaya Köşkü varken, orayı beğenmeyip kendinize 1100 odalı saray yaptınız! Ve siz Saray'a taşındıktan sonra Türkiye ekonomisi uçmadı, tersine krizin dibine battı.

Halk yokluk içinde.

Vatandaş, pazarcının çöpe attığı yiyecekleri topluyor.

Önce Saray'da tasarruf!

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç) Virgin'de batan kredi!

Çiftçi babası, Devlet bankası Ziraat, Türkiye'den uçakla (aktarmalı) 46 saat uzaklıkta Virgin Adası'nda kurulu bir şirkete 2014 yılında 1 milyar 636 milyon dolar (bugünkü kurla 12 milyar TL) kredi açtı. Kredinin vadesi doldu, devlet bankası parasını geri alamadı, battı kredi. Bu şirketin adı (Turkcell), o zaman ki sahibi (Mehmet Emin Karamehmet), sonradan bu şirkete ortak olan dış sermayedarlar (Rus ve İsviçreli) biliniyor. Ancak Sayıştay raporlarında isim yok. Ziraat'in kredisini Virgin Adası'ndaki şirkete pompalamasına kimlerin aracılık ettiğini, bu krediyle imza at diyenlerin kim olduğunu, bu krediye imza atanların şimdi nerede ne yaptıklarını isim isim, halka halka, adım adım bulup açıklaması gereken Sayıştay ile BDDK bunu yapmıyor. Şeffaflık. Açıklık. Eşitlik. Demokrasi. Hesap verebilirlik. Bunlar çağımızın ahlak ve vicdan değerleridir. Sayıştay ve BDDK bu değerlere sırtını dönemez. Batan 1 milyar 636 milyon dolar devlet bankasının yani halkın parasıdır. 30 yıl Yüksek Denetleme Kurulu'nda 5 yıl da Devlet Bankası Halk Bank'ta olmak üzere 35 yıl müfettişlik yapmış Şenol Sarrafi, bana şu değerlendirmeyi gönderdi: “Temmuz 2012 tarihinde çıkarılan 632 sayılı Torba Yasa'nın 45.. Maddesi ile 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nda önemli değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerle; Sayıştay'ın idarenin görüşüne aykırı denetim raporu ve yerindelik denetimi sayılacak rapor düzenleyemeyeceği kanun maddesi oldu. Yani siyasetin uygun görmeyeceği denetim yapılamaz denildi. Bunlar hiçbir hukuk devletinde olmayacak işlerdir…”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp