İktidar partisinin sayın yöneticisi, kendisini dinlemeye gelen Mersin Çamlıyayla halkına “Hırsız bizim hırsızımız. Biz onun yanında yer alırız” dediniz. Samimi açıklamanızda zaten bilinmedik bir bilgi yok. Neredeyse dokuz seçimdir aynı anlama gelen; “çalıyorlar ama çalışıyorlar” lafını ağzınızdan, dilinizden, aklınızdan, duygunuzdan eksik etmediniz.
Ahlak açığı büyüdü.
Adalet açığı büyüdü.
Eşitlik açığı büyüdü.
Liyakat açığı büyüdü.
İşsiz sayısı büyüdü.
Yoksul sayısı büyüdü.
Yolsuzluklar büyüdü.
Yasaklar büyüdü.
Yalan, iftira büyüdü.
Din istismarı büyüdü.
Allah ile aldatmak büyüdü.
Ar damar çatlağı büyüdü. İşe girmek istiyorsan iktidar partisine kayıt ol baskısı da büyüdü.
★★★
Hal fiyatı ile raf fiyatı arasındaki fark büyüdü. Tarla fiyatı ile manav fiyatı açığı da büyüdü. Zengin ile fakir arasındaki uçurum da büyüdü. Belediyelerdeki soygun da çok büyüdü. İktidar belediyelerinden, iktidar büyüklerinin yakınlarının yöneticilik yaptığı vakıflara aktarılan paralar da çok büyüdü. İhale yolsuzluğu büyüdü.
Kayırma büyüdü.
Kollama büyüdü.
Koltuk düşkünlüğü büyüdü. Devletin bütün kurumlarına dost- akraba- partili- tarikatçı- torpilli yerleştirme yüzsüzlüğü zıvanadan çıktı, iyice büyüdü. Bakanlar için “çift dikiş yapma” imtiyazları büyüdü. Emeklilikte yaşa takılanların da feryadı, figanı büyüdü. SGK açığı da büyüdü. KİT'lerde kadro bekleyenlerin sayısı Sivas Meydanı'nda slogana dönüşecek kadar büyüdü.
Geçim sıkıntısı büyüdü.
Gelirler yetmez oldu.
Giderler çok büyüdü.
Aile parçalanmaları büyüdü. Eski kocası tarafından öldürülen kadın sayısı büyüdü. Hapishanelerde yatan tutuklu sayısı ile hüküm giymiş insan sayısı da büyüdü.
Hane halkı borcu büyüdü.
Şirketlerin borcu büyüdü.
Konkordatolar büyüdü.
İflaslar büyüdü.
Maliyetler büyüdü.
Doların fiyatı büyüdü.
Faizin oranı büyüdü.
ÜFE ile TÜFE de büyüdü.
Enflasyon çok büyüdü.
Tarımdaki çöküş büyüdü.
Milli gelir düşüşü büyüdü.
★★★
Hırsızlık büyüdü.
Arsızlık büyüdü.
Sarayın israfı büyüdü.
Bakanlıkların harcaması büyüdü. Diyanet'in bütçesi büyüdü. Çok pahalı, altın varaklı, minberine asansörle çıkılan camiler yapma ve bunu dindarlık diye satma gösterişi de büyüdü.
Dışa bağımlılık büyüdü.
Banka batıkları büyüdü.
Devlet bankalarının görev zararı büyüdü. İş Bankası'nın hisselerine el koyma iştahı da büyüdü.
Tekelleşme büyüdü.
Kartelleşme büyüdü.
Yandaşa arazi tahsisleri büyüdü. Parsel bazında imar planı yapıp kişi, şirket zengin etmek de hiç durmadı, büyüdü. Kentlere ihanet büyüdü.
Güven kaybı büyüdü.
Yurt dışına kaçış büyüdü.
★★★
Mersin'deki sayın iktidar yöneticisi, sizin hırsızınız çok iyidir ama ülkemizin durumu çok kötüdür. “Çalıyorlar ama çalışıyorlar” dediniz, bugüne böyle geldik. Şimdi bizim hırsızımız iyidir demektesiniz.
KALEMİN GÖR DEDİĞİ
Kartal faciasından almamız gerekli dersler!
Bana gelen bir okur mektubunu özetliyorum: “Aramızda kalsın. Kartal'daki çöken binada aslında ölü sayısı çok daha fazlaymış. Çünkü alt kattaki iş yerinde çoğu Suriyeli ve Afgan 25 kişiden fazla insan çalışıyormuş. İş yerinde yatıyorlarmış. İş yeri patronu bir yıl önce makine sayısını artırmış. Makineler içeriye sığsın diye, daha iyi yerleşim yapmak için binanın kolonları yıkılmış ve perde betonu kaldırılmış. Yıkılmadan önceki gece binadan çatırdama sesleri gelmiş ve yıkılmadan iki saat önce de çatırdama sesleri çoğalmış. Binanın kolonlarının ve perde betonunun 1 yıl önce alt kattaki iş yeri tarafından yıkıldığının en az 20 kez muhtarlığa ve belediyeye şikayet edildiğini herkes biliyor ama söylemeye korkuyorlarmış. Ayrıca bina için yıkım kararı da varmış.”
