Havalar sıcak gidince palamutlar semirdi… Balıkçı tezgâhları da şenlendi. En azından deniz yüzümüze güldü. Olta atıp yakalamayan yok.
Alım gücü ne hale geldiyse ada gibi ülkenin vatandaşları için balık lüks kategorisinde… Balıkçılar da haklı… Su ile çalışmıyor takalar, mazot yakıyorlar.
★★★
Hadi sığır, koyun pahalı anlarım ama bir zahmet destek atsınlar şu balıkçılara… Avrupa'da kişi başına yıllık ortalama balık tüketimi 24 kilo… Türkiye'de 7 kilo…
Hele Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da durum tam bir kepazelik… Kişi başı yıllık tüketim yarım kiloya kadar düşüyor. Balık görseler yılan sanacaklar, sarılacaklar.
★★★
Deniz ve iç su kaynaklarının 25 milyon hektar olan yüzey alanı ülkedeki toplam orman alanından fazla, tarım alanlarına ise hemen hemen eşit…
Koskoca 85 milyon kişilik ülkede hepi topu 60 bin kişi balıkçılıkla uğraşıyor. Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'nin, 8.333 km'lik kıyı şeridi ve 177.714 km uzunluğundaki nehirleri var. Balık nerede? Yok!
★★★
Tesis yok, o yok, bu yok da diyemiyoruz. Avrupa ülkeleri arasında balıkçı filosu en büyük ülke 17 bin 200 tekne ile Yunanistan olurken Türkiye 17 bin tekne ile ikinci sırada.
Zenginlikten parasını ne yapacağını bilemeyen Norveç'in balıkçı tekne sayısı sadece 6 bin 400… Demek iş teknede değil teknikte, destekte, eğitimde…
★★★
Adamların nüfusu 5 milyon, 143 ülkeye balık satıyorlar. Her yıl dünyaya 1 milyon ton somon yolluyorlar. Sadece somondan yılda 10 milyar Euro'yu denizden alıp cebe indiriyorlar.
Türkiye altı kıtadan, 90 ülkeden balık ithal ediyor. Sonrada soruluyor, bu ülkeden balık neden pahalı?
Az buz da değil, Karadeniz'de 250, Marmara'da 200, Ege'de 300 ve Akdeniz'de 500 balık türü yaşıyordu.
Ya şimdi? Müsilaj ile başa çıkamadılar, gidip balıkları mı sayacaklar? 1968'in istatistikleri var. Trabzon balık haline 50 değişik tür giriyormuş. Bugün çoğunun adları bile geçmiyor.
★★★
Bizde bütün tuttuğumuz balıkları tartsak yıllık üretimimiz 1 milyon ton civarında… Türkiye'de yılda 400 bin ton balık avlanıyor, 250 bin ton balık da çiftliklerde yetiştiriliyor.
Topla 650 bin ton! Kaçakla beraber 900 bin ton… Sonuç? Su ürünleri üretiminde sadece binde 6 payımızla dünyada esamemiz okunmuyor.
Kalkanı Bulgaristan ve Romanya'dan alıyoruz. Mercan, sinarit, dil balığı, lagos, orfoz komple Afrika'dan… Deniz, balıktan ibaret değil ki… Hatta daha yüksek getirili diğerleri… Kim uğraşacak yakalamakla?
Kalamarı Hindistan ve Moritanya'dan, karidesi Endonezya'dan ve Çin'den, ahtapotu Portekiz ve İspanya'dan, ıstakozu Amerika'dan, yengeci Kanada'dan ithal ediyoruz. Bilet parasını fiyatlara ekliyoruz.
Oysa Tarım ve Hayvancılık Bakanı Kirişci'nin derdi seçim ve öbür dünya şu aralar… Balıkçıların sorunlarıyla uğraşacak vakti mi var?
Diyor ki, “Seçimlerin hepsi kritikti, bunların hepsi önemliydi ama bu seçim çok daha önemli. Hepimiz öbür dünyaya gideceğiz. O tarafa gittiğimizde soracaklar…”
Oha! Ahiretin sorularını mı çalmışlar?
