Amerikan Başkanı Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı mektup gerçek mi değil mi diye tartışılırken, seviyenin yerlerde olması hakiki olduğunun en büyük kanıtıydı.

Nitekim Beyaz Saray tarafından doğrulandı!

Adamlar sistemi nasıl sağlam kurduysa, kaldır kahveden Hüsnü dayıyı, yap Amerikan başkanı, kimse anlamaz farkı! Yazdığı mektup değil adeta kamyon arkası yazısı…

★★★

“Siz binlerce kişinin öldürülmesinin sorumlusu olmak istemezsiniz, ben de Türk ekonomisini yok etmek istemem ki yaparım” yazmış…

Yapabilir mi? Yapar! Amerika'nın öyle bir gücü var! Sen ülke ekonomisini bu hale getirmişsin, isterse çanına ot tıkar! Trump'ın söylemiyle; ocağına incir ağacı diker, gölgesinde mangal yapar!

★★★

Öyle veya böyle Türkiye'ye yaptırımlar uygulanmaya başlayacak. Askeri operasyonun başarısızlığı söz konusu değil. Lakin yaptırımlar sonrası Türkiye ekonomisi nasıl ayakta duracak? Orası muallak! Bırakın yaptırımları, böyle bir mektuptan sonrası doların fırlaması, faizlerin coşması beklenirdi. Peki, piyasalar neden tepki vermedi? Ekonomi mi düzeldi?

★★★

Düzelen bir şey olmadığı gibi daha da kötüye gitti! İyi gözükmesi için kamu bankaları son bir haftada 8 milyar dolar sattı…

Yetmedi! Banka hazinelerinin telefonları çalmaya başladı. Arayan üst düzeydi, açmamak olmazdı.

Dedi ki; “Yabancılara Türk Lirası vermeyin ki, satamasınlar!” Zira bulamazlarsa Türk Lirası nasıl satarlar? Satmazlar… Türk Lirası da değer kaybetmez!

★★★

Aynısı yerel seçimlerden bir hafta önce yaşanmıştı. Bu sayede yabancıların Türk Lirası satıp pozisyon almaları adeta yasaklandı… İyi de hani serbest piyasaydı?

Sen kapıyı kaparsan doları tutarsın… Ya Amerika gidip de senin dolara ulaşmanı zorlaştırırsa ne yaparsın? İşte Trump'ın mektubunda “Aptal olma” küstahlığının altında yatan tehdit burada!

★★★

Dövizi, faizi suni olarak bastırılan, enflasyonu, büyümesi, işsizliği yalandan açıklanan ekonomiyi görmüyor mu Amerika'nın tilkileri?

Bu sebeple Trump, Hazine Bakanı Mnuchin'e Türkiye'ye “öldürücü yaptırımlar” uygulamak için genel yetkiyi verdi.

★★★

Arada Halk Bank dosyası yeniden açıldı. Hani Türkiye'de görevli bakanlara cayır cayır rüşvet dağıttığını anlatan Zarrab olayı tekrar ısıtıldı…

“Dolandırıcılık ve kara para aklama” suçlamasıyla 45 sayfalık iddianame hazırladı. Oysa giren çıkan bizeydi, gıkımız çıktı mı? Sahi bunca zahmete ne gerek vardı? Bu ülke kendini batırırdı!