Top
Murat Muratoğlu

Murat Muratoğlu

sozcumuratoglu@gmail.com

07/10/2019

Uçmayan kalmasın!

Enflasyon tek haneye düştüğüne göre Türkiye'nin uçma zamanı geldi. Önümüzde hiçbir engel kalmadı. Yıllardır dünya lideri olacağız diye uçtular, inananı da buldular. Oysa diğer ülkelerin çok da umurlarında ya Türkiye'nin ekonomisi… Mal satıp satamayacağı, verdiği borçların dönüp dönmeyeceği adamların tek derdi… Neden seni batırmak istesin ki?

★★★

Şimdi sıra diğer ülkelerin sarayda huzura çıkıp sadakatlerini bildirip, hediye bırakmalarında… Dünyayı dize getirmedik mi? Bize öyle söylenmişti halbuki…

Enflasyon düştü, ama hâlâ bazı kendini bilmezler; “O zaman neden her şey pahalı” diye çıkıp akılları sıra itiraz ederler. Onlar pahalı değil güzel kardeşim, alamıyorsanız size fakir derler.

★★★

Fakir olup olmaman da önemli değil! Sizden toplanan paraların amacı, belli bir zümrenin yaşantılarını rahatça sürdürebilmesi, tatlarının kaçmaması… Vakıfların daha hızlı kalkınması!

Bakın ülkede dünya okçuluk yarışması yapıldı. Kaçınız havada uçuşan okları seyredip keyif almaya çalıştı? Yarışma kimin keyfi için yapıldı?

Rusya S-400 füzelerini Türkiye'ye böyle teslim etti.

Biz uçamıyorsak bile, Rusya'dan uçurmak için füze aldık. Paramız çıkışmadı, onu da Rus bankalarından borçlandık. Geçtiğimiz yaz kurulacaklardı. Amerika istemedi Nisan 2020'ye attık.

Amaç eğitimsiz, düşünmeyen, fanatik kesimi gaza getirmek olunca kimse de çıkıp; “Ayağımda pantolonum, kıçımda donum yok, füze alana kadar şu elektrikteki, gazdaki vergileri biraz düşürseniz ya” şeklinde itirazı olmadı.

★★★

Uçtuğumuza göre… Bu saatten sonra sadece AKP'lilerin bildiği, 2023 yılında açıklanacak çok gizli Lozan'ın ek maddeleri de ihtiyaç olmayacak haliyle…

Buna ciddi ciddi inanan kuş kafalılar var bu ülkede! Uçmak iyi güzel de her şeyi uçurursan ekonomi havada kalıyor, ayakları bir türlü yere basmıyor. Uçalım derken uçan kuştan medet umar hale geliyor.

★★★

Zira uçan kuşa borçluyuz. Kuşlar bile borç verirken artık faizi katlıyor dörde… İçerideki faizleri yalandan düşürürsün de, kimse bakıyor mu yurtdışından alınan borçların faizlerine?

Bankaların aldıkları sendikasyon kredilerini çevirme zamanı geldi. Bir iki numunelik banka dışında hiç biri bu faizlerle borçlarını çevirmek için teşebbüs etmedi. Ödeyemezler ki faizlerini!

★★★

Dikkat ederseniz ortada plan yok, program yok! Umut, strateji değildir. Ellerindeki medya gücü ile hiçbir şey yokmuş gibi gösterip en fazla algı yaratırsın.

Üç vakte kadar para gelecek, kısmetimiz taşacak, hanemize ay doğacak, yüreğimiz kabaracak, bizde göz var nazar bozulacak deyip bir süre oyalarsın.

Millet fakirleşerek ülkeyi kurtardığını sanıyor nasıl olsa! La-sol-la-la-sol-fa-sol-fa-sol-la-la-sol… Uç uç böceğim'in notaları… Belli ki lazım olur, uçmaya sevdalılara!

Onların akıllarına gelmedi!

Bülent Ecevit

Konuşmalarda; “Dünyanın en büyük 17'nci ekonomisiyiz” der. Zaten ayakta uyuyor dinleyenler. Ne desen gider. Hazır bulmuşsun güruhu, “en büyük biziz” deyiver. Onu bile yerler.

Süleyman Demirel, zamanında 1976'da, Türkiye zaten 17'nci büyük ekonomiydi…

Süleyman Demirel

Bülent Ecevit, 1979 yılında 16'ıncı sıraya kadar yükseltti. Sonrasında Türkiye hep bu arada gitti, geldi. Meydanlarda bununla övünmek onların akıllarına gelmedi!

Ekonomi yıllardır kötü yönetiliyor. Bu bir sorun. Ülkeyi yönetenler bu sorunlarla başa çıkabilecek düşünce yapısına ve bilgiye sahip değiller. Bu daha büyük bir sorun.

İkinci 100 Günlük Eylem Planı!

Yeni sistemle beraber Cumhurbaşkanı seçildikten sonra 2 Ağustos 2018'de, 46 milyar liralık 400 projenin olduğu ‘Birinci 100 Günlük Eylem Planı'nı büyük bir toplantıyla açıkladı.

Ülkeyi düzlüğe çıkartacağını anlattı. Yüz gün bitti ne yapıldığını kimse anlamadı.

★★★

İlkinin sonuçlarının açıklanmasını beklerken 13 Aralık 2018'de 24 milyar liralık 454 eylemden oluşan ‘İkinci 100 Günlük Eylem Planı'nı açıkladı.

İlki ne oldu diye soranlara; “Tamam onu bitirdik, işte yenisi” denildi. O planın da son kullanma tarihi 24 Mart'tı… Kimse hatırlayıp ne olduğunu sormadı! Ben sorayım; “Ne oldu?”

★★★

Ülkenin yönetim biçiminin ciddiyetini buradan bakarak anlayabilirsiniz. Aradan 9 ay 24 gün geçti. Yani 299 günü devirdik, yarın 300'üncü gün…

Şimdi işin yoksa kalk ikinci paketin sonuçlarını açıkla… Ne açıklasan kimse inanmayacak sonunda… Onun yerine; “Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik” dersin, geçersin. Öyle de yaptı!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları