Top
Mesut Parlak

Mesut Parlak

mesutparlak@sozcum.com

18/06/2020

Sarayın sanatçıları

Değerli Okurlar; son dönemlerde ülkede yaşananlara bakınca “hadi canım bu kadar da olmaz” demekten kendimi alamıyorum. O denli peş peşe olaylar yaşanıyor ki gündemi takip etmek bile iyice güçleşti. Aylardır pandeminin açtığı hem ekonomik hem de sosyal sıkıntılarla toplum psikolojisi iyice gerildi. Bu gerilimi azaltmanın anında çözümünü buldular. Kimler? Ülkeyi yönetenler! Yönetenler her zaman olduğu gibi çok bilimsel yaklaşarak etken tedaviyi buldular ve bombayı patlattılar.

“YEDİTEPE KONSERLERİ”!!

Halkımız musikinin etkisi ile biraz olsun kendine gelir dediler. Sanatçılar da aylardır işsizdiler. Sayın Cumhurbaşkanı zile bastı ve talimatı verdi!…

Değerli Okurlar, bu da nereden çıktı demeyin. Sizler de biliyorsunuzdur ama ben bir kez daha birlikte hatırlatayım. Osmanlı döneminde akıl sağlığının türüne göre Türk musikisinin çeşitli makamları uygulanarak hastalar tedavi edilirdi. Örneğin Rast, Hüzzam, Hicaz vs gibi makamlar. O dönem ki yapılan yayınlarda da görüyoruz ki hastalar bu tedaviden yararlanmışlar. Allah şu yaşadığımız dönemde aklımıza sahip olur inşallah. Mesela Allah korusun böyle bir durumda ben, Rast ve Hüzzam makamlarından yararlanırım sanıyorum.

Büyüklerimiz; Lütfen, Yeditepe konserlerinde sahne alan sanatçıların sayılarını ve ne kadar ücret aldıklarını açıklayın da gereksiz muhalefet edenlerin sesleri kesilsin. Öyle gereksiz söyleniyorlar ki sanki her şey gizli saklı! Kardeşim ülkemde her şey açık değil mi? Bak “kozmik oda” bile açıldı.

Biraz vicdanınız olsun. Bakın yönetenler ne kadar ince düşünerek müziğin icrasının halkı koruma içgüdüsüyle  “internet” üzerinden yaptırdılar. Böylece halkın sağlığı korunurken, bir yandan da tüm halkın izleyebilmesi sağlandı. Yönetenlerimiz bırakın kendi halkını korumayı, tüm dünyaya üstünde Cumhurbaşkanlığı arması konularak sağlık malzemeleri gönderdi. Peki ne oldu? Dünya büyüklüğümüzü takdir etti.

Ülkem insanı da bir tuhaf. Hemen başladılar yaygaraya, yok efendim ülkenin bu denli ekonomik sıkıntılarında milyonlarca lira harcanıyor. Kardeşim, sen yöneticilerimizden daha iyi mi biliyorsun? İnsan sağlığı parayla ölçülür mü? İşiniz gücünüz yok, sizler alışmışsınız eleştirmeye, yok sarayda oturuyor, yazlık saraylar, uçan saraylar vs. Koca Türkiye Cumhurbaşkanı nerede oturacak? Tüm dünyanın diline mi düşelim? Yeditepe Konserleri'nde bile yine eleştirmeye başladınız! Neymiş, SMS ile para desteği isteyip, sanatçılara milyonlar dağıtılıyormuş. Sanatçıları şu kadar kişi bu kadar sayıda izledi diye sarayın iletişim başkanı Sayın Fahrettin Beyefendi açıklar da sizler de morarırsınız.

Değerli okurlar; Yeditepe Konserleri ile halkımız mest olurken yetmiyormuş gibi gündeme bir de “Ayasofya Cami “ düşmez mi? Yıllarca bu tartışmalar bitmez. Sayın Cumhurbaşkanı, Trakya konuşmasında gereğini söyledi olmaz diye. Şimdi yine gündeme neden getiriliyor? Baskın seçim var kardeşim. AKP tabanına Cami mesajı verildi. Cumhurbaşkanı istese bir KHK ile çözemez miydi? Çözerdi. Yapmadı hukuka olan saygısından “Danıştay” dedi ve noktayı koydu.

Hükümet kanadı ekonominin iyi olduğunu ısrarla söylüyor da gelin görün ki 10 yıl AKP ekonomisinin başında olan Deva Partisi Genel Başkanı Sayın Ali Babacan'ın söylemleri midemizi bulandırmadı değil. Devalüasyondan ve ekonominin birikimlerinin tükendiğinden söz ediyor. Sizin içinizden çıkan insan bunu söylüyor. Peki kime inanalım! Çıkın TV kanalının birinde Babacan ve iktidar kanadının temsilcileri bir araya gelip tartışın halkta kimin haklı olduğunu anlasın. Şu bir gerçek ki halk çok bunaldı efendiler.

Yönetenler işsizliğin bu denli arttığı, her dört kişiden birinin işsiz olduğu bir ülkede yapılan şu atamalara bakar mısınız? Peki medya bunları eleştiriyorsa haksız mı? Asgari ücretin 2 bin 300 lira olduğu, üniversite mezunlarının işportacılık yaptığı bir ülkede Devlet banka yönetimi atamalarına ne  demeli? Biz çok güçlü ekonomisi olan ülkemiyiz ki üç dört maaş veriyoruz? Sormak hakkım, bir yurttaş olarak böyle üç veya dört ayrı yerden maaş alanların sayısını doğrusu bilmek istiyorum? Bu ekonomik koşularda 90-100 bin lira aylık ne demek? Milli bir güreşçimiz vakıflara, RTÜK Başkanı halk bankasına daha niceleri !..

Değerli Okurlar; Bu ülke güreşte dünyayı titreten ne yiğitler yetiştirmiştir. Hepsini şükranla anıyorum. Gazetemiz Sözcü'nün köşe yazarlarından Sayın Deniz Zeyrek'in kaleme aldığı makalesinden alıntıyı sizlerle bir kez daha paylaşmak istedim. Dünyayı nasıl titrettin diyenlere, ben her güreşte arkamda olan milletim ve şerefini düşünürdüm diyen Kurtdereli Mehmet, Ulu Önder'in kendisine gönderdiği “1000” liralık İş Bankası çeki ile bankaya gider çeki verir parayı öderler. Kurtdereli çeki geri ister banka bunun mümkün olmadığını söyleyince, parayı iade eder ve çeki geri alır. Atamın imzası var orada!..O çeki asla bozdurmaz.

Bir de bazı okurlarım geçmişe olan özlemimi eleştiriyorlar. Özlüyorum dostlar, özlüyorum. Sizler özlemiyor musunuz?

SON SÖZ: ”Ezilen halkı anlamak için komünist, sosyalist, solcu, sağcı, ateist ya da dindar olmak gerekmiyor… İnsan ol yeter!” CHE GUAVERA

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp