Top
Mesut Parlak

Mesut Parlak

mesutparlak@sozcum.com

11/04/2021

Ne olursan ol yeter ki bizden ol!!

Dışişleri Bakanlığımız uzun yıllar boyunca bünyesinde barındırdığı değerli uzmanlarıyla örnek bir kurum olmuştur. Öyle ki, bu bakanlıkta görev alan elemanların sadece liyakat sahibi olup olmadıklarına bakılmaz aynı zamanda her biri derinlemesine araştırılır, değerlendirilir ve sonra görevlendirilirlerdi. Anlayacağınız Dışişleri Bakanlığı tam anlamıyla akademik bir eğitim kurumu gibiydi. Hatta burada yetişen elemanlar gösterdikleri performansa göre derece alır, konsolos veya büyükelçi olurlardı. Kısaca hak eden hak ettiği yere gelir, hak etmeyenler ise yükselemezdi. Tüm bu özellikleri sayesinde Dışişleri Bakanlığımız uluslararası camiada da büyük bir saygınlığa sahipti.

Günümüzde ise o anlı ve şanlı kurumda işler eskisi gibi değil. Artık aranan tek kriter AKP yandaşı olmak. Köken olarak Dışişleri Bakanlığı'ndan mı yetişmiş, yetiştiyse deneyimi nedir hiçbir önemi yok. Diyeceksiniz ki her yer doğru işliyor da, bir burada mı işleyiş bozuk, tabii ki değil!.. Bu ülkenin en önemli kurumlarında bile liyakata bakılmadığı gibi, imam hatip mezunu olmak birinci tercih nedeni oldu. Özellikle son on yılda atanan büyükelçilere bakın, aranan tek kriter yukarıda da yazdığım gibi “Bizden” olup olmadığı!

Uluslararası arenada herhangi açmaza düştüğümüzde, hemen ‘dünya bize düşman' diyoruz. Halbuki nedeni apaçık ortada. Dışişleri Bakanlığı'nın geçmişteki liyakatli, yabancı dil bilen MONŞERLERİ  artık yok! Onlar, dışişleri politikalarının uygar ülkelerde nasıl işlediğini çok iyi bilirlerdi. Çünkü onlar eski Dışişleri Bakanlığı “ocağından”yetiştiler. Şimdilerde ise ocaktan mı yetişti, dışişleri ile ilgili deneyimi var mı gibi bir durum söz konusu değil. Eğer ocaktan yetişselerdi, bu kadar dile düşer miydik?

Geçtiğimiz günlerde, ülkemizi ziyaret eden AB'nin üst düzey iki yetkilisinin oturma düzeni krizini yaşadık. Tüm AB  ülkelerinde bu konu gündem oldu ve konuşuldu. Gelen iki konuk aynı statüye sahip  olmalarına rağmen Bayan Leyen farklı bir koltuğa oturtuldu! AB'de bu konu ayyuka çıkınca Dışişleri Bakanı'mız Sayın Çavuşoğlu açıklama yaptı ve “Türkiye köklü bir devlettir, ilk defa misafir ağırlamıyor. Protokol birimlerimiz önceden bir araya geldi. Onların talepleri karşılanmış ve telkinleri doğrultusunda (AB) böyle bir oturma düzeni oluşturulmuştur” dedi. Yani açıkca ”Bu oturma düzenini AB istedi” dedi!

Değerli Okurlar, diğer konu da Kardeş Azerbaycan'a atanan büyükelçi. Bakü Büyükelçiliği görevi için Dışişleri Bakanlığı'nda görev yapan diplomat Ahmet Demirok, kendisine bildirim yapıldığı ve Azerbaycan'dan agreman alındığı halde yerine Eski  Çorum Milletvekili, ODTÜ Fen Edebiyat Sosyoloji mezunu Cahit Bağcı atandı. Vatana millete hayırlı olsun.

Merakımı hoş görün lütfen ama bizim için bu kadar önemli olan Türk Dünyası'na, “iki devlet tek millet” dediğimiz kardeş Azerbaycan'a atanan Cahit Bey'in acaba dışişleri deneyimi var mı? Ya da Türk Dünyası ile ilgili herhangi bir çalışması var mı? Türk Tarihi ve Türk Lehçeleri hakkında bilgi sahibi mi?

Sakın Sayın Cahit Bağcı'nın kişiliği ya da eğitimi ve donanımı  ile ilgili bir eleştiri olarak düşünmeyin bu yazdıklarımı. Kendisi konusunda üst düzey uzman, son derece değerli bir akademisyendir. Buradaki esas konu Büyükelçilik niteliklerine sahip olup olmamakla ilgilidir.

Yönetenler, Türk Dünyasının bizim için ne denli önemli olduğunu artık iyice öğrenin ve göz ardı etmeyin.

Türk Dünyasını tanımayan ve diplomasi deneyimi olmayan birisi Azerbaycan’a elçi olmamalıydı.

Geçmiş tarihi bir anımsayalım. Milli Mücadele’de TBMM’nin Moskova, Bakü ve Kabil temsilcilerinin kim olduğuna bir bakalım…

Kurtuluş Savaşı'nda deneyimli paşalara çok fazla ihtiyaç duyulmasına rağmen, Roma Askeri Ataşeliği nedeniyle diplomatik deneyimi olan, yabancı dili güçlü, diplomatik özellikleri gelişmiş bir general olan Ali Fuat Cebesoy, Moskova Büyükelçisi oldu.

Medine Müdafaası'ndaki başarıları nedeniyle  Hint Müslümanları ve Türkistan’da büyük etkiye sahip olan Fahrettin Türkkan Paşa, Kabil Temsilcisi olarak atandı.

İttihat Terakki Müfettişliği'nde pişen, Teşkilat-ı Mahsusa’daki görevleri nedeniyle istihbarat konusunda deneyimli, Arapça, Farsça ve Fransızca'yı çok iyi konuşan Memduh Şevket Esendal Bakü Temsilcisi oldu.

Nereden nereye?

SON SÖZ: “Akıllı insanları işe almamın amacı, onlara ne yapılması gerektiğini söylemek değil, bize ne yapmamamız gerektiğini söylemelerini sağlamaktır.” STEVE JOBS

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp