Top
27/02/2013

Saygı Öztürk’ün yeni kitabı

Sevgili okuyucularım, geçmişte Hürriyet'te, şimdi de Sözcü'de birlikte çalıştığımız gazeteci arkadaşım Saygı Öztürk, tümü belgelerden oluşan çok ilginç bir kitap daha yazdı:

“Belgelerle 28 Şubat.
Dünden Bugüne.” (Doğan Kitap.)Bu kitabı mutlaka okumalısınız. Sözü daha fazla uzatmak
istemiyorum, çünkü kitabın önsözünü ben yazdım. Önsöz, size her şeyi anlatacak:
“28 Şubat 1997, Türkiye'de yaşadığımız en ilginç, hiç unutulmaması gereken dönemlerden biridir.
Necmettin Erbakan Başbakan ve Tansu Çiller Başbakan Yardımcısı. Şeriat uygulamaları almış başını gidiyor. Devletin bütün kurumları birer birer yobazlara teslim ediliyor.
Sincan'da şeriat geceleri düzenleniyor, Başbakanlık Konutunda takkeli, cüppeli, sarıklı tiplere iftar yemekleri veriliyor. Yaşanan olaylar toplumu incitiyor, rencide ediyor.
Türk toplumu o günlerde böylesine korkutulmuş, özel yetkili mahkemeler aracılığı ile sindirilmiş değil.
Cumhuriyet mitingleri düzenleniyor, toplum tepki vermeyi biliyor.
Medya henüz yozlaşmamış. Günümüzün iktidarına maddi ve manevi olarak satılan en yandaş-yalaka medya grupları bile bu rezilliklere karşı tavır koyabiliyor.
Türk Ordusu da sağlam duruyor. Komuta kademesi dört dörtlük. Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i gerçekten koruyor ve kolluyor. Cumhuriyet rejiminin yobaz sürüleri tarafından ele geçirilmesine karşı çıkıyor…
Ve tarihi gün geliyor.
28 Şubat 1997 günü yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında bu gidiş masaya yatırılıyor. Başbakan Erbakan tırsmıştır.
Cumhurbaşkanı Demirel ve askerler başta olmak üzere, her birinin imzalayıp destek verdiği çok önemli kararlar alınıyor.
Cumhuriyet tarihinin çok önemli bir aşamasına böylece adım atılıyor ama bu işin bir de yıllar sonra tanık olacağımız son bölümleri var.
28 Şubat sonrasında çok ilginç siyasi kavgalar yaşanıyor. Erbakan istifa etmek zorunda kalıyor, Başbakanlığı koalisyon ortağı Çiller'e bırakmaya niyetleniyor. Ancak Demirel bu oltaya takılmıyor ve hükümeti kurma görevini Mesut Yılmaz'a veriyor.
Adına Refahyol denilen hilkat garibesi hükümet böylece sona eriyor.

* * *

Benim sevgili arkadaşım Saygı Öztürk, belgeleri konuşturan bir gazetecidir. Bunca belgeyi nereden bulduğunu doğrusu hep merak ederim. Ama bir yerlerden bulur, ya haber yapar, ya yazı konusu…
Ya da kitap yapar!
Bu, Saygı'nın 15. kitabı. Her birini basılmadan önce zevkle okudum çünkü ben onun “Kadrolu ama maaşsız önsöz yazarı (!)” olarak görev yapıyorum.
28 Şubat dönemi ve sonrasının belgelerinden oluşan bu kitabı da basılmadan önce okuyan tek kişiyim.
Saygı kitaplarında yorum yapmaz, belgeleri konuşturup olayları anlatır, gerektiğinde kısa bir açıklama ile yetinir. Önemli olan da belgelerdir.
Örneğin Ergenekon olayını tüm ayrıntılarıyla “Belgelerle Ergenekon” isimli kitabında açıklamıştı. 28 Şubat 1997'de başlayan sürecin günümüze kadar olan öyküsünü de
“Belgelerle 28 Şubat”ta anlatıyor.
Olaydan 15 yıl sonra 28 Şubat ekibi önce gözaltına alındı, sonra tutuklandı. Bu önsöz yazıldığı sırada hepsi Ankara'da, Sincan Cezaevi'nde iddianamenin açıklanmasını bekliyor.
Saygı 28 Şubat ekibinden bir bölümünün 2012 yılındaki ifadelerine ulaştı. Bunlar ilk kez açıklanıyor.

* * *

Sanırım bu kitabı da bir solukta okuyacaksınız. Önünüzde yeni ufuklar açılacak, yapılan haksızlıkları göreceksiniz…
Çünkü kitap ilk kez açıklanan olaylar ve belgelerle dolu.
Örneğin Erbakan'ın imzalamadığı iddia edilen MGK kararı belgesi ve sonrasında yine Erbakan tarafından bakanlıklara gönderilen yazı işte burada…
Refah Partisi'nin kapatılma sürecini, kapatma davasını açan dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş ilk kez anlatıyor…
Vural Savaş ve o günlerin Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Genelkurmay'da yargıya verilen brifinglerde neler yaşandığını açıklıyorlar…
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda yaşanan “Köstebek” olayı ile bu konuda verilen ifadeler,
dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın Başbakan'a gönderdiği gizli yazıyla ilk kez gün yüzüne çıkıyor…
O günlerin İçişleri Bakanı Meral Akşener için söylendiği iddia edilen “Yağlı kazığa oturturuz” sözü nerede, kime söylendi? O kişi bu durumu İçişleri Bakanı'na bildirdi mi?..
Erbakan, hükümetin istifa dilekçesinde neler yazmış, Cumhurbaşkanı Demirel'den neler
istemişti?..
YÖK Başkanı, yurtsever insan Kemal Gürüz 2012 yılında hakkında çıkarılan yakalama kararını nasıl öğrendi, yurda niçin döndü, ifadesinde neler söyledi?..
Hüsamettin Cindoruk ve Deniz Baykal, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na niçin ifade vermediler? Gerekçeleri neydi?..
Erbakan 28 Şubat kararlarını niçin desteklemişti, bu desteği verirken hangi örneklerden yola çıkıyordu?..
Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay'da kurulduğu iddia edilen Batı Çalışma Grubu'ndan gerçekten habersiz miydi? Soru önergelerine verilen yanıtları bile hiç okumamış mıydı? Niçin tutuklanmadı?..
2012 yılında Çetin Doğan'ın mahkeme, İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir ve Erol Özkasnak'ın savcılık ifadeleri yine ilk kez…
Ve hastane odasında “Bizi tutuklayacaklar ve bir daha bırakmayacaklar” diyen
komutan kimdi ve neler anlatmıştı?..

* * *

Evet, Saygı Öztürk'ün yeni belgelerle kitap yaptığı 28 Şubat, Türkiye'nin ilginç bir dönemi.
O zamanki Genelkurmay ve o zamanki Cumhuriyet Ordusu bugünkü gibi değildi. Vatan tehlikeye düşünce ses vermeyi biliyorlardı. 28 Şubat 1997'de ses verdiler, gidişe karşı çıktılar.
Aradan 15 yıl geçti, o dönemin komuta kademesiyle birlikte bir tek sivil tutuklandı:
YÖK Başkanı Kemal Gürüz!
Bizler o zaman, bu gidişe yol veren Erbakan'ı, Çiller'i eleştirirdik.
Aradan kısa bir süre geçtikten sonra adına AKP denilen bir partinin iktidara geleceğini, iktidara alışıp güç kazanınca ülkemizi böylesine dönüştüreceğini, Türkiye'nin bir din
devletine doğru hızla sürükleneceğini, yargıyı ele geçireceğini, Genelkurmay'ı bile dönüştüreceğini aklımıza bile getirmezdik.
Kim tahmin ederdi böyle olacağını!
Şimdi geriye baktığımızda, Erbakan ve Çiller'in, bugünkülerin yanında “Çoluk çocuk”
kaldığını -ne yazık ki- görüyoruz.

* * *

Saygı Öztürk'ün bu kitabı iki açıdan çok önemli.
İlki, 28 Şubat sürecinde o gün yaşanan bazı olaylar…
İkincisi, o sürecin günümüze sarkan gelişmeleri. İfadeler, tutuklamalar, hiç bilinmeyen olaylar…
Hepsi belgeli…
Ve hemen hepsi ilk kez bu kitapta yayınlanıyor.
Sevgili gazeteci arkadaşım Saygı Öztürk'ü burada bir kez daha kutluyorum. Bu kutlama sözcüğünü laf olsun diye değil, gerçek anlamda söylüyorum…
Çünkü bunca belgeyi toplamak ve yayınlamak çok güzel bir gazetecilik olayıdır.
Ellerine sağlık. Daha nice kitaplara.”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp