Top
26/04/2022

Bizim salgından ne haber var Sayın Bakan!

Sevgili okurlarım, adına korona denilen salgından Türkiye olarak biz de payımıza düşeni fazlasıyla aldık.

Çin'de başlayan bu acı olayın faturası yüksek oldu.

Dünyada milyonlarca, bizde ise on binlerce kişi can verdi.

Bu salgına hazırlıklı değildik.

İlaç yoktu, aşı yoktu, maske yoktu…

Hastane yatakları sayıca yetersizdi.

İktidar partisi ve Sağlık Bakanlığı olanları görünce panikledi!

Bakanlık bu sorumluluğu tek başına üstlenmekten kaçınıyordu.

★★★

Bu konuyla ilgili uzman hocalardan oluşan bir “Bilim Kurulu” kurdular. Hocaları iktidar tek başına belirledi.

Sağlık Bakanlığı gereken her konuda onlara danışacak, Kurul ise Bakanlığa yol gösterecekti.

Ama gelin görün ki, Kurul'un herhangi bir işe yaramadığını gören Kurul üyesi değerli tıp uzmanlarımız tek başlarına ortaya çıktılar.

Ağızlarından çıkan her söz anında medyada (onların fotoğraflarıyla birlikte) yer buluyordu.

Oysa Bilim Kurulu üyesi olan hocalarımız böylesine medyatik olmayı akıllarından bile geçirmemişti.

Bu iş hoşlarına gitti ve ister istemez her gün konuşmaya başladılar.

Bu iş Sağlık Bakanlığı'nın da hoşuna gitmişti.

Sorumluluk artık tek başına Bakanlığın elinde değildi!

Bilim Kurulu da ortak olmuştu!..

Ancak Kurul bir kez olsun tam kadro toplanamadı…

★★★

Ve hele salgının ilk günlerinde bir sürü toplumsal olaylar yaşadık.

Bütün iş yerleri berberler, kasaplar, kafeler dahil kapatıldı.

Halk marketlere hücum etti.

Şehir içleri dahil her türlü yolculuklar yasak edildi.

Ne yapacağımızı şaşırmıştık.

★★★

Üstelik memlekette maske yoktu!..

Olanlar da kapalı kapılar ardında karaborsa fiyatla satılıyordu.

Günün birinde, sokak yasağı günlerinde evde otururken kapımız çalındı.

Karşımda tanımadığım iki kişi vardı, ismimi sordular…

“-Efendim Çankaya kaymakamlığından geliyoruz. Size beş adet maske getirdik. Hediye ediliyor.” 

“Kaymakam Bey'e teşekkürlerimi iletin lütfen.”

“Yok efendim, gönderen sayın Cumhurbaşkanımız. Herkese veriyoruz!..”

Kapıdaki görevliler beni işletiyor sanmıştım!..

Meğer aynı zamanda dünya liderimiz olan Cumhurbaşkanı kamu görevlilerine emir verip hepsini sokağa salmış.

Her eve beş adet bedava maske!

Kendi kendime “Valla helal olsun bu propaganda makinesine” dedim.

Demek ki birileri maske dağıtımından bile siyasi rant elde etme peşine düşmüştü.

★★★

Haftalar haftaları, aylar ayları kovaladı. Sağlık Bakanlığı her gün ölüm rakamlarını açıklıyordu.

Ancak gelin görün ki bu rakamların bir bölümü yalan, bir bölümü ise yanlıştı.

Koronadan vefat edenlerin çoğunun ölüm raporlarında çoklu organ yetmezliği yazılıydı.

Ölüm rakamları resmen gizleniyordu.

★★★

Pek çok hastane korona belasına çarpmış hasta kabul etmiyordu. O günleri unutmayalım, tam bir kargaşa yaşanıyordu.

Neyse ki bilim adamları ve insanlık alemi aşıyı keşfetti.

Biraz nefes aldık.

Bu aşının aslında Türkiye'de üretilmesi işten bile değildi.

Elimizin altında her türlü aşı ve serumları üreten bir Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitütüsü vardı.

Ne acıdır, utanarak söylüyorum…Başımızdaki iktidar, 2012 yılında bu kuruluşu da durup dururken kapatıverdi!..

Ve aşıları yurt dışından ithal etmek zorunda kaldık. Karşılığında yüz milyonlarca dolar para ödedik.

Bunların hesabı hiç sorulmadı.

★★★

Ancak günahlarını almayalım!..Zaman geçtikçe bizimkiler de aşı üretmeye başladı.

Adını Turcovac koydular.

Hiçbir işe yaramayan, bilimselliği test edilmemiş, dünyanın hiçbir yerinde geçerliği olmayan sözüm ona bir aşı! Suyla karışık bir solüsyon. 

Elde kalan milyonlarca şişe Turkovac'ları şimdi en az gelişmiş Afrika ülkelerine beleş gönderiyorlar.

“Bize faydası olmadı bari siz kullanıp kendinizi avutun” diyorlar ve bu konuyu  bile iç siyasette rant malzemesi yapmaktan utanmıyorlar.

★★★

Peki şimdi bu salgında hangi aşamaya geldik?..

Salgın bitti mi, örneğin maskeleri çıkaracak mıyız?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca diyor ki “Ben artık maskeyi de çıkardım ve herkesle tokalaşıyorum!..”

Yani salgının bitmiş olduğunu ima ediyor ama her günkü ölüm rakamlarına hiç değinmiyor..

Beyefendi, bu meret bitti mi bitmedi mi?

Bundan sonra ne yapmalıyız?

Şunları Türk Milletine açıkça söyleseniz de ne yapacağımızı bilsek… 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp