Top
23/02/2013

Apo’nun huzurunda!

Sevgili okuyucularım, burası Türkiye!.. Rezilliğin ve utanmazlığın kol gezdiği, yalakalığın, çıkarcılığın ve yüzsüzlüğün zirveye ulaştığı acayip bir ülke.

1999 yılında Kenya'da yakalanıp Türkiye'ye süklüm püklüm getirilen bir katilin ayağına günün birinde bir hükümetin gideceğini, o herife yalvarıp yakaracağını, pazarlık edeceğini, “Aman Sayın Öcalan, biz ettik sen etme. Biz hatamızı anladık. Şimdi senin kucağına düştük. Anlayış göster, örgütüne emir ver de şu terör biraz azalsın” diye diller dökeceğini birileri söylese inanır mıydınız!
Ama artık inanmak zorundasınız çünkü iş bu aşamaya geldi.
İmralı Adası'nda yatmakta olan acımasız katil artık özgürlüğe çok yakın!
Havalara girdi, kasıldıkça kasılıyor.
Kolay değil, günün birinde kendisine devletin görevlileri geliyor:
“Sayın Öcalan, Sayın MİT Müsteşarımız Hakan Fidan yanınıza gelip görüşmek istiyor. Acaba kabul eder misiniz?”
Katilden yanıt:
“Madem istiyor, buyursun gelsin bakalım!”

* * *

Koskoca MİT Müsteşarı, ekibiyle birlikte helikopterlere binip İmralı'ya gidiyor. Orada güzel bir muhabbet gerçekleşiyor.
Çaylar kahveler içiliyor, yemek vakti gelince salatalar ve ızgaralar söyleniyor.
Kendisine “Sayın Öcalan” diye hitap ediliyor.
Katil için özel yemekler hazırlanıyor.
Kolay değil bu işler,
katili kafakola alıp ikna edeceksin ki, bir süre sonra su koyvermesin!
Bilemem, İmralı sahillerinde belki birkaç duble rakı da içiliyor.

* * *

Adamın biri Türkiye'de “Biz milliyetçiliği ayaklarımızın altında ezdik” diye nutuklar atarken, onun resmi temsilcileri “Kürt milliyetçisi” geçinen, ancak Kürtçe bilmeyen katilin yanında
pazarlık ediyor.
“Milliyetçiliği ayakları altında ezen (!)” adamın benzer sözleri dün iktidarın sesi yandaş Sabah gazetesinin manşetinde sırıtıyordu.
Kendi milletvekilleriyle yaptığı toplantıda şöyle diyor:
“Niyetleri Türk sorunu çıkarmak!”
Muhalefet partilerine böyle yükleniyor.
Bu ilkel sözlerini bundan sonra hiçbir zaman unutmayınız:
“Türk sorunu!”
Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olan şahıs, kendi milletinden böyle söz ediyor.
Muhalefeti eleştirmek bahanesiyle Türk milletini aşağılamaya kalkışıyor.

* * *

Şimdi gitti, en başta “Sayın Apo” olmak üzere Kürtçülere, bölücülere yamandı, onlardan medet umuyor.
Siyaset tarihinin en büyük hatasını yaptığının belki farkında, belki değil.
Şuna kesinlikle inanıyorum, bu yaptıkları onu götürecek.
İç Anadolu, Karadeniz, Akdeniz, Ege, Marmara, Trakya…
Buralarda yaşayan milyonlarca Türk'e bu sözlerinin hesabını asla veremeyecek ve eninde sonunda hüsrana uğrayacak.
Bakın göreceksiniz, bu tavrı onu ve partisini seçim sandıklarının dibine gömecek.

* * *

Apo kim be?.. O kim oluyor da, sen onun ayağına MİT Müsteşarını gönderip pazarlık ettiriyorsun!
Terörü ille de bitirmek istiyorsan, sen devlet değil misin? Terörü devletin gücüyle bitiremedin de, şimdi iki paralık bir katilden mi medet umuyorsun?
Bugün inşallah maşallah, katilin ayağına Kürtçülerden oluşan üç kişilik bir BDP heyeti de gidecek.
Bakalım katil onlara ne diyecek, ne mesajlar verecek!
Onu da bu akşam İmralı dönüşlerinde anlatırlar, hep birlikte öğreniriz.

* * *

Sevgili okuyucularım, Türk Devleti'nin kurulduğu günden bu yana, bu kadar küçük düşürüldüğü çok ender görüldü.
Örneğin hain padişah ve Müslümanların halifesi Vahdettin 1922 yılında İngilizlere sığınmış ve bir İngiliz zırhlısıyla yurtdışına kaçmıştı. Halife Vahdettin Hıristiyanların kucağına düşmüştü.
Bugün tanık olduklarımız ise ayrı bir olay.
Bugünküler Kürtçülerin kucağına düştü!
Bir devlet, koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, iki paralık bir katile sığınıyor ve onunla pazarlık etmekten, ona yalvarmaktan utanç duymuyor.
Üstelik şöyle sözler eşliğinde:
“Türk sorunu çıkarmak istiyorlar!”

* * *

Bu ülkeye son yüzyıl boyunca birkaç milyon insan göç etmek zorunda kaldı. Hepsi Müslümandı.
Bulgaristan, Bosna, Makedonya, Batı Trakya, Arnavutluk, Girit, Kıbrıs, Kafkasya…
Pek çoğu Osmanlı döneminde Anadolu'dan oralara gönderilen Türk insanlarıydı. Ülkeleri düşman istilasına uğrayınca binbir çile çekerek anavatana sığınmak zorunda kaldılar.
Düşman işgali görenler başka olur. Onlar çok daha milliyetçi insanlardır.
O insanlar İstiklal Harbimizde kahramanca savaştılar… Çünkü düşman işgalinin ne demek olduğunu iyi bilirlerdi.
Sorarsınız: “Senin köken neresi?..”
Onur duyarak “Çerkezim, Giritliyim, Arnavutum, Boşnakım, Gürcüyüm…” der ama hiçbiri asla “Türk değilim” demez.
“Türk” hepimizin onurla taşıdığımız adımızdır.
Milliyetçiliğimiz ırkçı, kafatasçı falan değil, Atatürk milliyetçiliğidir.

* * *

Ben de baba tarafından Giritli bir ailenin çocuğuyum. Osmanlı Girit'i aldığı zaman, bütün işgal edilen yerlere yaptığı gibi oraya da Anadolu'dan Türk aileler götürüp yerleştiriyor. Bizimkiler Konya'dan gidiyor. Ne zaman ki Girit uzun savaşlar sonrasında Yunan'ın eline
geçiyor, bizimkilere de anavatana kaçmak düşüyor.
Anadolu'nun belki yarıdan fazlası bugün, düşmandan kaçıp anavatana sığınanların evlatlarından, torunlarından ve kuşaklarından oluşur…
Ve onların hepsi de onurla ve gururla “Ben Türk oğlu Türk'üm” der.

* * *

Tayyip yanlış ata oynadı, hayatının en büyük kumarını oynadı.
Tayyip bu torbadan hiçbir şey çıkaramaz, nasihat alır.
Sen oy oranı bilemedin yüzde 7 olan bir kesime yanaşacaksın, bir katille pazarlık masalarına oturacaksın, üstelik “Türk sorunundan” yakınmaya başlayacaksın!..
O beğenmediğin, adını bile ağzına alamadığın Türk milleti var ya, seni alaşağı eder.
Eğer Türk milletinin kaderi, geleceği ve anayasası, İmralı'daki bir katille birlikte Kürtçülerin isteklerine ve insafına terk edildiyse, vay bizim halimize!
Milletimiz ne güzel bir slogan geliştirmiş:
“Tayyip başkan, Apo başbakan!”

* * *

Emin Çölaşan'ın notu: Suriye'de Esad'a karşı savaşan İslamcı muhalifler, Baas Partisi'nin merkezini ve RusyaBüyükelçiliği'ni hedef alan bombalı saldırı düzenleyip 69 masum sivili
öldürdüler. Terörizm işte budur. Eğer sen teröre karşı isen, bu kanlı eylemi kınamak zorundasın. Peki bizim hükümet bu saldırıyı kınadı mı? Bırakın kınamayı bir yana, adım gibi eminim ki mutlu oldular, “Oh olsun, yapanların ellerine sağlık” diye düşündüler.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp