Top
22/10/2022

Bas gaza… Ve Halep’li Abdürrahim Efendinin donu

Sevgili okurlarım, sayın partili cumhurbaşkanımızın tek derdi “çoğalmak!…”

Herkesin çok sayıda çocuğu olsun.

O çocuklara kim bakar, nasıl beslenirler, eğitim düzeyleri ne olur, dünya liderimizi hiç mi hiç ilgilendirmiyor.

Bu konuyu takmış kafasına, yanlışlarını düşünmüyor ve bu konuyu her yerde uluorta gündeme getirip kendince propaganda malzemesi olarak kullanıyor.

★★★

Bundan birkaç yıl önceydi…

Kendisi o sırada başbakan.

Beyefendi alçak gönüllü bir insandı… İstanbul'da evine yakın bir taksi durağına uğramış, oradaki vatandaşlarla sohbet etmişti. Daha önceden haber verilen muhabirler de durakta yerlerini almıştı.

Beyefendi lafı çocuk doğurmaya getirdi ve orada bulunan bir vatandaşa sordu:

-Kaç çocuğun var senin?

-Bir tane efendim.

-Bir yetmez, bas gaza!

O kişi sonra acaba ne yaptı…

Gaza basıp basmadığını bilemiyoruz ki!

★★★

Bütün geçmişini, ağzından çıkan lafları unutan CHP milletvekili eski teğmen Mehmet Ali Çelebi geçtiğimiz Çarşamba günü AKP'ye transfer oldu.

Bizim beyefendi bu şahsa parti rozetini takıyordu.

Meclis kürsüsünde teğmenle eşine yine benzer soruyu sordu. Konuşma aynen şöyle:

-Çocuklar kaç tane?

-Bir tane efendim. (Eşini göstererek) Doktora, kariyer…

-Olmaz bu işin kariyeri. Çocuk ta olmalı. Sayıları artırmak lâzım.

-Anladım efendim.

-Allah'tan isteyelim. Devam… Çocuk çok önemli. Bak PKK'nın beş tane, on tane, on beş tane…

Ancak dünya liderimiz bu kez Meclis kürsüsünde “Bas gaza Mehmet Ali” diyemedi!

★★★

Şimdi size çocuk konusundaki bir fıkrayı bir kez daha anlatayım, biraz gevşeyin ve neşenizi bulun!

Osmanlı döneminde Halep'li Abdürrahim Efendi (Arap usulünce) sokaklarda ve çarşıda entarisi ile dolaşır, asla don giymezmiş.

Bazen özellikle rüzgârlı havalarda entarisi havalandığında kıçı başı ortaya çıkarmış.

Bir gün çarşıda dolaşırken yine sert bir rüzgar esince adamın her tarafı şallak mallak ortaya çıkmış, her yeri ahali tarafından açıkça görülmüş.

Esnaf kızmış homurdanmış…

Bu konuda hakkında daha önceden de şikayetler geldiği için Halep Kadısı tarafından, “Ahlâka aykırı davranışları” nedeniyle yargılanmak üzere mahkemeye çağrılmış.

★★★

Kadı önce kimlik tespiti yapmış:

-Evli misin Abdürrahim efendi?

-Evliyim kadı hazretleri.

-Kaç karın var?

-Dört karım, dört de cariyem var.

-Kaç çocuğun var?

-Birinci karıdan altı çocuk, ikinciden dört çocuk. Üçüncüden iki kızım var. Ellerinden öperler.

-Yani 12 çocuk…

-Küçük karıdan da üç çocuk var. Cariye kullarınızdan da ikişer çocuk daha.

-Etti 25…Başka var mı?

-Başka yok beyim daha ne olsun… Hanımlardan üçü ve cariye kullarınızdan ikisi yine hamile.

-Maşallah!.. Yani beş çocuk daha yolda!

-Allah kısmet ederse kadı hazretleri…

Halep kadısı ifade almayı bitirince uzun uzun düşünür, sakalını sıvazlar, sarığını düzeltir ve kararını açıklar!

-Yaz kâtip efendi… Halep'te yaşayan ve rüzgar esince eteği kalkan Abdürrahim efendinin don giymeye hayatı boyunca zaman ve fırsat bulamadığı anlaşıldığından beraatine!

“Sevgili Liz Truss. İngiltere eski başbakanı.

Duydum ki sudan gerekçelerle görevinden istifa etmişsin.

Ablacığım siyaset hayatında onca yıl emek harcayıp bir yerlere gelmiş ve başbakan olmayı başarmıştın.

Aradan sadece 45 gün geçiyor ve istifa ediyorsun.

Bu nasıl iştir, bu nasıl siyaset anlayışıdır, şahsen ben anlayabilmiş değilim.

★★★

İşin doğrusu şudur…

Hele böyle yüksek bir makama geldiğin zaman o koltuğa çökecek ve kolay kolay kalkmayacaksın.

İnanmıyorsan bizimkilere bak!

Çöken kimse, vinç getirsen bile yerinden bir daha kalkmaz.

★★★

Sevgili ablacığım, anladığım kadarıyla sen siyasette henüz çok toysun. Sen bu kafayla gideceksen bu işi bırak ve evine çekil.

Makama çökme ve işi yüzsüzlüğe vurma kurallarını eğer şimdiye kadar öğrenmen mümkün olmadıysa sana bir önerim olacak…

Bu işin Türkiye'de mektebi var.

Bizim siyasetçilerin çoğu o mektepte okuyup diploma aldı.

Gelirsin buraya, kaydını yaptırır ve işin bütün inceliklerini öğrenirsin…

Ve bin bir zorlukla ulaştığın o makamı bir daha öyle 45 günde terk edip tüymeyi aklından bile geçirmezsin.

★★★

Ne toy siyasetçi imişsin sen Liz!

Seni Türkiye'ye davet ediyorum.

Hazırlık kursları, mektep, her şey bedava.

Bizimkiler seni öyle bir eğitir ki, İngiltere'ye döndüğünde “Beni milletim seçmişti, başbakan yine benim” diye bağırmak zorunda kalırsın.

Gel güzel ablacığım, bekliyorum!”

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp