Top
16/08/2019

Büyük depremin 20. yılı

Sevgili okurlarım, günlerden 17 Ağustos 1999… Marmara bölgesi 7.4 büyüklüğünde korkunç bir depremle sarsıldı.
Binlerce bina çöktü, resmi rakamlara göre 35 bin kişi can verdi.
Saat tam 03.02 idi. İnsanlar depreme yataklarında yakalanmıştı.
O büyük depremin şimdi 20. yıldönümü…

★★★

Bu konuya gelmeden önce size, artık unutulmuş olan başka bir deprem faciasından kısaca söz edeyim.
Yıl 1939… Şimdi Erzincan depreminin 80. yılındayız.
Günlerden 27 Aralık, saat 02… Yine gecenin geç saatleri. Erzincan mışıl mışıl uyuyor. Tam 8 şiddetinde korkunç bir deprem Erzincan'ı vurdu. Evlerin ve binaların tümüne yakını kerpiç. Sıcaklık sıfırın altında 20 derece. Artçılar hariç deprem bir dakika sürdü ve Erzincan olduğu gibi çöktü.
Ulaşım ve haberleşme olanakları sıfır. Her şey bir anda bitti. Postane de çöktü ama tren istasyonu sağlam kaldı. Tek haberleşme yolu istasyondaki telgraf hattı idi ama o da çalışmıyordu.
Düşünün ki, devlet Erzincan faciasının boyutlarından, ancak 24 saat sonra haberdar olabildi. Sağ kurtulan binlerce insan çaresiz, sokaklarda feryat ediyordu.
O günlerde devletin olanakları da yetersiz. Kayseri'den bir yardım treni yola çıkarıldı. Ancak tren Sivas'tan öteye gidemedi çünkü kar demiryolunu da tıkamıştı.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü yurt gezisindeydi. Hemen Erzincan'a yöneldi. Halk onu ağıtlarla karşıladı…
“Dediler geliyor Türk'ün babası, ortalıkta inliyor felaket havası. Çok yaşa varol İsmet İnönü, lütfun ile şad oldu milletin gönlü…”

★★★

İnönü'nün ardından devlet yardımı çok ağır ve yetersiz bile olsa ulaşmaya başladı. O karda kışta tek ulaşım yolu yine demiryolu idi…
Çadırlar ve mutfaklar kuruldu ama hastane de yerle bir olmuştu. Doktor yoktu… Cezaevinde yatmakta olan mahkûmlar salıverildi. Bunlar enkaz temizleme, ceset çıkarma ve gömme işlerinde görev aldı ve hiçbiri kaçmadı.
Her taşın altından cesetler çıkıyordu.
Ölü sayısının çevre il ve ilçelerle birlikte 40 bin olduğu ortaya çıktı.
Cumhuriyet tarihinin en büyük depremlerinden biriydi.

★★★

Deprem ülkesi Türkiye'de daha nice irili ufaklı depremler yaşandı ama Marmara depremi gibisi o güne kadar olmamıştı.
Evet, tarih 17 Ağustos 1999, gece saat 03.02…
İstanbul, Gölcük, Adapazarı, Yalova, Sakarya, İzmit ve Marmara bölgesi olmak üzere her yer sallanıyordu. İnsanların çoğu uykuda can verdi.
Dinci medya bunu daha sonra hiç sıkılmadan şöyle açıkladı:
“Fuhuş yaparken öldüler.”
Sonrasında örtülü kızlar gösteri yaptı. Ellerindeki pankartlardan biri aynen şöyle idi:
“7.4 yetmedi mi?”

★★★

Elektrikler kesilmiş, telefon haberleşmesi durmuş, demiryolları, köprüler ve otoyol çökmüştü… Hiç kimse deprem bölgesindeki yakınlarına ulaşamıyordu. Büyük panik ve heyecan vardı.
Neyse ki 1939 Erzincan depreminde olduğu gibi çaresiz değildik.
Deprem bölgesindeki o manzaralar inanılır gibi değildi. Koskoca apartmanlar, evler, kamu binaları iskambil kağıdı gibi devrilmişti.
Devlet işe el koydu. Başbakan Ecevit ve bütün ilgililer deprem bölgesine gitti. Çok büyük bir felaket yaşanıyordu.
Ulaşım yolları yavaş yavaş açıldı, çadırlar ve seyyar mutfaklar kuruldu, bölgeye seyyar hastaneler sevk edildi.
17 ağustos depreminde can verenlerin sayısı da 35 bin olarak açıklandı ama daha fazlaydı.

★★★

Deprem sonrasında devletin aklı başına geldi. Bir sürü yeni kural getirildi, yasalar çıkarıldı ki, özellikle Marmara ve İstanbul'da yaşanacak ikinci bir depremde hasar ve can kaybı bu kadar büyük olmasın.
O kuralların, alınan önlemlerin pek çoğu hayata (ne yazık ki) geçirilemedi.
Üstelik bugünkü iktidar para kazanmak uğruna bir de imar affı getirdi, kaçak ve çürük binalara ruhsat verdi.  
Yani biz yine her şeyi unuttuk, işi Allah'a havale ettik!
Deprem ülkesiyiz… Günümüzde yeni ve şiddetli bir deprem olduğu takdirde (ki mutlaka bekleniyor) işimiz yine çok zor olacak.

★★★

17 Ağustos 1999'u yazarken, aklıma şimdi çoktan unutulmuş olan 1939 Erzincan depremi geldi, ona da bu yazıda kısaca değineyim dedim.
Deprem en büyük felakettir.
Yangın, sel, su baskını, hortum, fırtına, hepsinden kaçma ve kurtulma olanağı vardır ama, hele gecenin yarısındaki şiddetli depremden nasıl kurtulacaksınız…
Başta 17 Ağustos olmak üzere bugüne kadar çeşitli depremlerde can veren on binlerce insanımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp