Top
14/02/2019

Hayatı bir de bu rakamlardan okuyun

Sevgili okurlarım, insanlarımız hayat pahalılığı altında inim inim inliyor. Bazıları “Tasarruflu yaşayın” diye onlara baba nasihatı (!) vermeye kalkışıyor da, neyin tasarrufunu yapacaklar!
Mutfakta doğru dürüst yemek pişmiyor. Hele et fiyatları derseniz almış başını gidiyor.
Her çeşit alımında ve her faturada vatandaş feleğini şaşırıyor…
Çünkü iktidarımızı terörle yıkmayı beceremeyen dış güçler devrede!
Baktılar ki Recep Bey sağlam duruyor…
Yeni bir yöntem denemeye karar verdiler:
Hayatı daha da pahalı yapmak, AKP iktidarını ve beyefendiyi bu yolla devirmek!

★★★

Çarşıda pazarda her ay harcadığınız paraların hesabını tutuyor musunuz bilemem…
Tutmayanlar için bizim gazetenin Ankara bürosundan bir örnek vereyim.
Bizim şirin ve hepimizin sevgilisi olan bir Durmuş'umuz (Akdoğan) vardır.
Sabahtan akşama kadar sağda solda koşturur, hem de Döne ile birlikte çayımızı kahvemizi hazırlar.
Beceriklidir, elinden gelmeyen iş yoktur. Tamirat, tadilat, elektrik, su…

★★★

Büromuz için her ay yapılan alışverişi de Durmuş yapar. Bize çok uzak olmasına karşın gereksinmelerimizi belli bir büyük marketten karşılar… Zira en ucuz mallar gerçekten de oradadır.
Ortalama ayda bir alışverişe çıkar.
Büronun gereksinmeleri bellidir.
O kalemleri belli bir miktarda alır, fişleriyle birlikte getirir.
Malzeme şunlardan oluşur:
Türk kahvesi, neskafe, çay, şeker, bitki çayı, çamaşır suyu, yer temizleyici, havlu kağıt, tuvalet kağıdı, kağıt peçete, el sabunu, çöp torbası, temizlik bezi ve bulaşık makinesi deterjanı.
Bunların arasında herhangi bir yiyecek yoktur. Bizim büroya yiyecek alınmaz.

★★★

Önceki gün yine alışverişten gelmişti. Odama girdi, elindeki fişleri gösterdi:
“Emin Bey fiyatlar yine uçmuş. Şunlara bakın, korkunç bir şey…”
Sonra fişleri çıkardı:
“Birkaç ay önce aldıklarımızın iki katı para ödüyoruz. Fakir fukara ne yapsın.”
Dün onu yeniden çağırdım, elindeki fişleri masaya serdik ve uçan fiyatları bir kez daha birlikte inceledik.
Gazete olarak aynı miktarda mallar için ekim 2018'de 412 lira ödemişiz.
Şubat 2019'da ödenen para 918 lira.
Yüzde 100'den fazla artış.
Durmuş'a sordum:
“Bu ay fazladan aldığın bir şeyler var mı? Rakam o yüzden böyle yüksek çıkıyor olmasın…”
Yokmuş…
“Her ay aldığımız şeyler bellidir. Ne artış olur ne de azalma. Bunun dışında hiçbir şey almıyoruz” dedi.
En büyük artışın hangi kalemlerde olduğunu sordum, kağıt havlu ve tuvalet kağıdında imiş.
Altı ay önce 12'lik pakette kağıt havluyu 24 liraya alırken şimdi olmuş 46 lira.
Artış yüzde 100.
Fiyatlar her malzemede yükselmiş ve işte bu aşamaya gelmiş.

★★★

Sevgili okurlarım, size bizim gazetenin Ankara bürosu aylık harcamalarından somut bir örnek verdim.
Bu örneğin kapsamında et, bakliyat, sebze meyve yok
Milyonlarca insanımız pahalılığın altında eziliyor.
İlaç da öyle…
İlaç fiyatlarına hem sürekli zamlar geliyor, hem de pek çok ilaç piyasadan yok olmuş durumda.

★★★

Şu günlerde izlemekte olduğumuz soğan, domates, patlıcan biber kuyrukları insanın içini karartıyor…
Çoğu yaşlı başlı fakir fukara insanlarımız sabahın erken saatlerinde kuyruklara sokuluyor, bekletiliyor ve karşılığında iki kilo soğan alabiliyor.
Bu manzara Türkiye'yi yönetenlerin utancı olmalıdır da, kime anlatacaksınız!
Hiç kuşkum yok, o kuyruklarda çile çekenlerin çoğu 31 Mart günü yine gidip AKP'ye oy verecektir!

★★★

Bence işsiz kuyrukları da öyle!
Seçim yatırımı kapsamında 350 kişi geçici işçi olarak alınacak… Ve zaten altı ay sonra çıkarılacak.
Başvuru sayısı 44 bin!
Kuyruklara girmişler, kayıt sırasının kendilerine gelmesini sabırla bekliyorlar.
Sessiz, sakin, tepkisiz
Şu anda İŞKUR'a kayıtlı işsiz sayısı 3 milyon 700 bin kişiye ulaştı.
Bir de kayıtlı olmayanları, kendi başının çaresine bakmayı umutsuzca bekleyenleri düşünün.
Geçtiğimiz ocak ayında işsiz sayısı 211 bin kişi artış gösterdi. Bunları kafadan yazmıyorum, devletin resmi rakamları.
Üniversite öğrencisi bile bizim gazetede çaycı olarak çalışmaya hazırsa, vay benim ülkemin, vay benim işsizlerimin haline…
Dikkat ediniz, bu ülkeyi 17 yıldan beri yönetenler her konuda konuşuyor da, sıra işsizliğe gelince ağızları açılmıyor!
Ülkemizi ve insanlarımızı bu durumlara düşürenler, kuyruklara muhtaç edenler gerçekten utanmalıdır.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp