Sevgili okurlarım, belli bir yaşa gelmiş insanların cezaevlerine tıkılmış olmasını kimsenin aklı almıyor…

Yaşları 80'i aşmış, bazıları 90'ı bile geçmiş emekli komutanlardan söz ediyorum.

Hepsi yatmakta oldukları cezaevlerinde çeşitli sağlık sorunlarıyla boğuşuyor.

Bunlar “28 Şubat sanıkları!”

Sadece emekli komutanlar değil, o yaşlara ulaşmış hiç kimse içeride tıkılı kalmamalı…

Zira her biri yardıma muhtaç.

Bazıları Alzheimer hastası.

Kendi geçmişlerini bile unutmuşlar.

Başkalarının yardımı olmadan yemek yemeleri, yürümeleri, başka gereksinmelerini yerine getirmeleri zor…

★★★

Onlardan biri de emekli Jandarma Korgeneral Hakkı Kılınç…

Eşi Saadet Kılınç'tan dün aldığım mektubu okuyunca gerçekten gözlerim yaşardı, “Olmaz böyle şey” diye düşündüm.

O mektubu biraz kısaltarak sizlere aynen iletiyorum.

“Sayın Emin Çölaşan, ben 28 Şubat davasından yargılanan ve müebbet hapis cezası alan Hakkı Kılınç'ın eşiyim.

Aynı davadan 14 komutan adil yargılama olmadan yatıyorlar.

Olayın kumpas olduğu avukatlarımız ve bilirkişiler tarafından defalarca açıklandı ve belgelendi ama Anayasa Mahkemesi bu konuda hiçbir işlem yapmıyor ve karar vermiyor.

Bütün komutanlar yaşlı ve hasta.

Hepsi ilaca bağımlı.

Onları tutuklayan ve ceza veren (FETÖ'cü) hakim ve savcılar ise ya tutuklandı ya da yurt dışına kaçtı.

★★★

Emin Bey benim eşim tam 45 yıl Jandarma teşkilatına (En son olarak Komutan Yardımcısı) hizmet etti.

Öyle böyle değil, onun hayatında biz hiç yoktuk.

Diğer Kuvvet Komutanları da öyle ama biz bir tık önde idik.

Çocuklar mı büyüyor, okula mı gidiyor, hasta mı oluyor, eşlerimizin haberleri bile yoktu.

Her yere biz anneler koşturuyorduk.

Eşimin suçu galiba üç kere bir yerlerde (devletin resmi) toplantılarına katılmış olmak. O toplantılara komutanın emriyle gönderilmiş.

Benim tanklarla, türbanla, Tansu hanımın başbakanlığı ile ilgili hiçbir işim olmadı.

★★★

Benim eşim doktor yüzü görmezdi. Şimdi ise hastaneden çıkamıyor.

Yaşı var ama cezaevinde yatıyor olması rahatsızlıklarını hızlandırdı.

Ancak şunu söylemek isterim.

Eşimin yatmakta olduğu Sincan Cezaevi tabii ki beş yıldızlı bir otel değil ama orada görevli kadın ve erkek arkadaşlar çok duyarlı. Müdürleri de öyle.

Hemen müdahale ediliyor. Sağ olsunlar.

Emin Bey er veya geç her şey ortaya çıkacak ve eşlerimize kavuşacağız. Yargıya güveniyoruz ama eşlerimiz belli yaşlarda.

Geç olmamasını istiyoruz.

★★★

Eşlerimiz hep vatan ve bayrak sevgisiyle görev yaptılar. Hep Allah'ıma dua ediyorum haklıyı haksızı ayırsın diye.

Bizler inançlı insanlarız.

Eşim görevdeyken ben lojmanlarda yedi sene Kuran ve dua okuttum, namazlar kıldık. Her gün evime 50 kişi gelirdi. Ben çocukken de öyle görmüştüm.

Eşim hep Allah kabul etsin der ve hiç karşı çıkmazdı.

Önce Allah'ıma sonra da yargıya güveniyoruz.

Bu 14 komutan inşallah en kısa zamanda evlerine kavuşurlar.

★★★

Benim eşim şu anda çok kilo kaybediyor. Ameliyat oldu ve çok kan kaybetti.

Beş günlük ameliyatlı iken hastaneden yeniden cezaevine gönderdiler.

Yedikleri kan yapmıyor. Kansızlık ve demir eksikliği var. Diğer tahlil sonuçları da bekleniyor. İnşallah iyileşecek.

Dediğim gibi cezaevinde çok ilgileniyorlar. Allah'ım hiç kimsenin sağlığını bozmasın, hepsi sağlıklı bir şekilde evlerine dönsün inşallah.

Evlerini özlediler.

Sesimiz olduğunuz için size çok teşekkür ediyorum. Saadet Kılınç.”

★★★

Sevgili okurlarım bana sorarsanız bu yaşlı komutanların çekmekte olduğu çile aslında hukukla değil, insanlıkla ilgili.

Kim olursa olsun, ister komutan olsun ister sivil, belli bir yaşa gelmiş insanların o koşullarda cezaevlerinde tutulması yanlıştır.

“Efendim hukuk böyle diyor, biz bir şey yapamayız!..”

Nasıl yapamazsınız kardeşim…

Meclis çoğunluğu elinizde değil mi?

Beş dakkada Beşiktaş yöntemiyle bir yasa çıkarır ve haksızlığı-hukuksuzluğu birkaç günde giderirsiniz. Yeter ki siz isteyin.

★★★

Bu konuda son kararı şimdi Anayasa Mahkemesi verecek…

Ama gelin görün ki mahkemenin gündemi yoğun.

Komutanların ki dahil binlerce dosya karar için sırada bekliyor…

Ve belli ki Anayasa Mahkemesi cezaevlerinde çile çekmekte olan yaşlı komutanların dosyasını öne alıp karara bağlamaktan şu veya bu nedenle kaçınıyor, belki de çıkacak söylentilerden çekiniyor.

Oysa olayımızda o yaşlara erişmiş insanların canı söz konusu.

Arada onlar harcanıyor, yazık oluyor.