Top
09/01/2019

Yanlış yapıyorsunuz Binali Bey, anayasayı çiğniyorsunuz

Sevgili okurlarım, TBMM Başkanı Binali Yıldırım partisi tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterildi.
Gösterilemez.
Aksi takdirde anayasa ve yasalar çiğnenmiş olur.
Övünmek gibi olmasın (!) ama bu konuyu gündeme taşıyan ilk gazeteciyim.
Israrla yazdım…
Sonuç çıkmayacağını elbette biliyordum zira Türkiye bu iktidar döneminde “Kim takar anayasayı, kim takar yasaları” anlayışıyla yönetiliyor.

★★★

İşte size yazdığım yazıların başlıkları ve tarihleri:
Binali Bey'i Bekleyen Tehlikeler. (30 Kasım 2018. Bu sırada adaylığı henüz açıklanmamıştı.)
İstifa Gerekmezmiş! (26 Aralık 2018.)
Binali Bey Konuştu: ‘Konu Kapanmıştır!' (27 Aralık 2018.)
Yakıştı mı, Yakıştı mı? (28 Aralık 2018.)

★★★

Sürekli şunu savundum:
“Anayasamız ve yasalarımız uyarınca, Meclis Başkanlığı'ndan istifa etmediği sürece Binali Yıldırım'ın adaylığı geçersizdir.”
Ancak bu uyarılar hiçbir sonuç vermedi…
Ve adaylığı resmen açıklandı.
Şimdi bakalım anayasanın 94. maddesine:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkanvekilleri, ÜYESİ BULUNDUKLARI SİYASİ PARTİNİN veya parti grubunun Meclis içinde ve DIŞINDAKİ FAALİYETLERİNE, görevlerinin gereği haller dışında Meclis tartışmalarına KATILAMAZLAR. Başkan ve oturumu yöneten Başkanvekili oy kullanamaz.”
Anayasa maddesi gayet açık… 10 yaşında ilkokul öğrencisinin bile anlayacağı düzeyde açık ve net.
Oy kullanması bile yasak.

★★★

Şimdi gelelim Siyasi Partiler Kanunu'nun 24. maddesine. Getirilen kısıtlamalar anayasa ile hemen hemen aynı;
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasi partinin ve parti grubunun Meclis içinde ve dışındaki faaliyetlerine katılamazlar. Ancak yeniden milletvekili adayı olmaya ilişkin faaliyetleri bu hükmün dışındadır.”
Sadece yeniden milletvekilliğine aday olacaksa bu hükmün dışında…
Meclis Başkanı olan şahsın Meclis'te oy kullanma hakkı bile yok.
Üstelik mensup olduğu siyasi partinin Meclis içindeki ve dışındaki faaliyetlerine de katılamaz.

★★★

Bunları yakın geçmişteki yazılarımı anımsatmak amacıyla yazıyorum.
Binali Bey adaylığında ısrar etti, “Bu konu benim açımdan kapanmıştır” gibi anlamsız sözler söyledi.
Recep Bey'in sözleri de aynı doğrultuda idi:
“Seçime kadar istifası gerekmez. İstifasını seçildikten sonra verir.”
Ohh, ne alâ memleket!
Aslında şunu demeye getiriyorlardı:
“Biz anayasayı, yasaları falan takmayız. Burnumuzun dikine gideriz!..”

★★★

Şimdi bir düşünün!..
Beyefendi hem Meclis Başkanı, hem de belediye başkanlığına aday!..
Böyle şey olur mu?
Burası Türkiye abicim, olmaz olmaz deme, olmaz olmaz!

★★★

Peki bundan sonra İstanbul'da neler yaşanacak?
Beyefendi siyasi faaliyetlerini, arkasına almış olduğu devlet gücüyle yürütecek.
Devletin her türlü olanakları onun emrinde ve hizmetinde olacak. Emrinde sonsuz bir para gücü.
Makam araçları, resmi taşıtlar, uçaklar, helikopterler…
Cumhurbaşkanlığı'na bağlı sarayları ve köşkleri kullanacak…
Ve yüzlerce kişiden oluşan bir koruma ordusu…
Vali dahil ilin bütün yöneticileri onun karşısında esas duruşta duracak, emir ve talimatlarını alacak. Bir dediği iki edilmeyecek.
Böylesine maddi ve manevi güç Türkiye'de sadece Recep Bey'de var.
Binali Bey seçime bu avantajlı koşullarda giriyor ama yine de korkuyor.
Daha önce de yazmıştım.
Emrine verilen devlet olanaklarıyla 100 metre koşusuna 50. metreden başlatılıyor ama çok endişeli!
Hezimete uğrayıp Ankara'ya dönme olasılığı var.
Onun karşısındaki en güçlü aday olan Ekrem İmamoğlu'na Allah sabırlar versin, kolaylıklar versin, onu başarılı kılsın.

★★★

Sevgili okurlarım, işin bu aşamasında gündeme çok önemli bir soru geliyor:
“Nasıl oluyor da bunlar anayasayı böylesine fütursuzca çiğneyebiliyor?”
Nedeni çok basit!
Anayasayı hazırlayanlar (hangi nedenle olduğunu bilemiyorum) anayasayı çiğneme suçu koymamışlar.
Orada çok büyük bir boşluk, eksiklik var.
Günümüzde anayasayı çiğnemenin hiçbir yaptırımı yok.
Binali Yıldırım o yüzden bu konuda çok rahat!
Ama devlet protokolünde üçüncü adam olan Meclis Başkanı'na bu kadarı doğrusu hiç yakışmıyor!
Eğer derseniz ki “Yakışsa kaç yazar, yakışmasa kaç yazar!..”
Haklı olursunuz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp