Top
07/10/2012

İşte sizin AKP’nin utanç belgesi

Sevgili okuyucularım, hükümetin Türk milletini nasıl kandırdığının, gerçekleri nasıl saptırıp el çabukluğuna getirdiğinin somut bir örneği önümüzde duruyor.
Biliyorsunuz, AKP Hakkari İl Başkanı Avukat Abdülmecit Tarhan bundan bir süre önce, 2 Eylül 2012 günü PKK tarafından kaçırılmıştı.

İktidar partisinin, terör açısından en kritik ilimizdeki İl Başkanı kaçırılıyor!
Peki hükümet ne yapıyor?
Hiçbir şey!.. Çünkü hükümetin elinden hiçbir şey gelmiyor. Onu kimlerin kaçırdığı, nerede olduğu bilinmiyor.
Şimdi gelelim işin acı, yüz kızartıcı, utanç verici boyutuna.
Bundan iki gün önce PKK'nın ajansı bir haber geçti. Bizim medya bu haberi görmezden geldi ve kullanmadı. İşte size o haberin özeti:
“Bir süre önce kaçırılan Abdülmecit Tarhan'ı almak için Mazlum-Der, İnsan Hakları Derneği ve Hakkari Barosu tarafından oluşturulan heyet bugün saat 9.00 dolaylarında Irak'ın kuzeyine geçti ve Tarhan'ı burada teslim aldı.”
PKK tarafından yapılan açıklamada “Kendisi hakkında gerekli idari ve hukuki işlemler yapıldıktan sonra TC'ye teslim edilmiştir” denildi.
Evet, bu utanç veren haberler gerçekti ama bizim medyada yer bulmadı.
***
Şimdi olayın içyüzünü irdeleyelim ve olanlara Türkiye Cumhuriyeti açısından bakalım, bazı sorular soralım.
İktidar partisinin Hakkari İl Başkanı nerede kaçırıldı?

Hakkari'de!
Sonra ne oldu?
PKK, adamı Hakkari'den alıp Kuzey Irak'a götürdü!
Kuzey Irak kimin bölgesi?
AKP kongresinde hep birlikte
“Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganlarıyla karşıladıkları Barzani'nin.
Peki ama bu adam Hakkari'de kaçırıldıktan sonra Kuzey Irak'a, Barzani bölgesine nasıl götürüldü?
Bilinmiyor! Niçin Kuzey Irak'a götürüldü?
Çünkü orası PKK açısından en güvenli ve emniyetli bölge. PKK'nın ana üsleri, kampları, barınakları orada. Kuzey Irak'ta Barzani'nin koruması altında yaşıyorlar. Kendilerine dokunulmayacağını biliyorlar. Tayyip'in oraya silahlı saldırı düzenlemesinin mümkün olmadığının da farkındalar.
Kaçırılan ve Kuzey Irak'ta serbest bırakılan Abdülmecit, yanında kendisini kurtaran (!) sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle birlikte önceki gün Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye girdi!
Neyse ki bu sefer tezahürat olmadı, çadır mahkemesi kurulmadı!
***
AKP hükümeti şimdi başımıza bir “Suriye belası” çıkardı. Durup dururken Suriye'yi düşman ilan etti. Oysa Suriye'den Türkiye'ye ve topraklarımıza herhangi bir terörist saldırı olmamıştı. Tayyip hükümetine ABD, İngiltere, Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkeler gaz veriyor.
Aldık başımıza belayı.
Sınıra yakın il ve ilçelerimizde durum karıştı, insanlar perişan oldu, mahvoldu.
***
Burada sürekli olarak yırtınıp duruyorum.
“Biz kendimize terör konusunda bir düşman arıyorsak, o Suriye değildir. Gerçek düşman işte orada, yanıbaşımızda duruyor.
Kuzey Irak Kürt yönetimi ve onun başındaki Barzani denilen herif.
Terör üsleri onun topraklarında. PKK terörünü o besliyor.”
Fakat gelin görün ki, Tayyip hükümeti Barzani'ye asla dokunamadığı gibi, herif iktidar partisinin kongresinde “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganlarıyla onurlanıyor!..
Ve şımardıkça şımarıyor.
İşte size somut örneğini verdim. PKK tarafından kaçırılan AKP Hakkari İl Başkanı Abdülmecit, Hakkari'den doğruca Kuzey Irak'a -bir kargo paketi gibi- postalanıyor ve bir ay boyunca orada tutuluyor.
Barzani AKP kongresinde onur konuğu olarak boy gösterirken, iktidar partisinin il başkanı onun topraklarında esir, rehin!
Tayyip bunları bilmez mi! Elbette bilir ama ağzını bile açamaz.
İşte sevgili okuyucularım, size bir utanç belgesi sundum ve kısaca özetlemeye çalıştım. Bulmacanın köşelerindeki isimler belli:
Tayyip, Barzani, Kuzey Irak!
Burada bir ekleme daha yapmak istiyorum. Sakın zannetmeyin ki PKK'nın elinde esir olan sadece bu Abdülmecit'tir!
Hayır!.. Örgütün elinde esir düşen askerlerimiz, polislerimiz ve bir de kaymakam adayı var. Hepsi çeşitli zamanlarda kaçırıldı ve nerede oldukları bilinmiyor. Onlar da Barzani'nin elinde.
Aileleri perişan. Onlara söylenen tek şey “Susun, sakın ola ki konuşmayın' oluyor.
***
İşte böyle bir ortamda hükümet Meclis'i topladı ve Suriye'ye girmek için MHP'nin desteği ile yetki aldı.
Ya terörün ana üssü olan Kuzey Irak!.. Ya Barzani!..
Onlar için bir tek söz bile söylemeleri mümkün değil çünkü Barzani de, Tayyip gibi ABD'nin adamı. İkincisi, Tayyip iktidarı orası ile ticaret yapıyor.
Unutmayın, kaldırılan her şehit cenazesinde Barzani'nin damgası var. Ama aynı herifin, Tayyip indinde dokunulmazlığı var.
Türk milletinin nasıl kandırıldığını görün.
Kaçırılan il başkanı bile Türkiye'ye Kuzey Irak'tan, Barzani'nin topraklarından gönderildi. Bu iktidarın acizliğini, çaresizliğini, milleti nasıl kandırdığını da iyi bilin.

Onur Öymen'in kitabı
Büyükelçi Onur Öymen geçmişte Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı, sonra CHP Milletvekili idi. Deneyimli bir diplomattır.
Türkiye'nin, AKP döneminde bir rezalete dönüşen dış politikasını irdelemiş ve çok ilginç bir kitap yazmış:
“Uçurumun Kenarında Dış Politika. Eleştiriler, Yorumlar, Uyarılar.” (Remzi Kitabevi.)
Bu kitabı okumanızı öneririm. Tayyip ve onun Hariciye Nazırı Davutoğlu Ahmet eliyle nerelere sürüklendiğimizin somut belgesidir.
Dün Öymen'den aldığım bir notu özetliyorum:
“Ülkemize saldırıların esas kaynağı olan Kuzey Irak'a asker gönderilmesi için tezkere çıkarmakta çok geciken ve isteksiz davranan hükümetin, Suriye söz konusu olduğunda bu kadar süratli hareket etmesi düşündürücüdür.
Dünya koşulları Türkiye'nin Suriye'ye tek taraflı askeri müdahalede bulunmasına uygun değildir. Buna rağmen tezkerede ısrar edilmesinin sebebi ne olabilir? Suriyeli muhaliflere destek mi? Askeri müdahaleye isteksiz ülkeleri çatışmalara çekmek mi?
Ortadoğu'daki gelişmelere yön vermek mi? İç politikada avantaj sağlama niyeti mi? Yoksa bunların hepsi mi?
Türkiye'nin Kuzey Irak'tan gelen terör saldırılarını gözardı ederek bütün dikkatini Suriye'ye vermesinin kabul edilmesi mümkün değildir.”
Büyükelçi Onur Öymen, milletimize yaşatılan rezaleti kitabında ve özetlediğim şu notunda ne güzel ortaya koymuş.
Yazımın başında anlattığım Abdülmecit Tarhan olayı, her şeyin somut göstergesidir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp