Top
06/12/2022

İndi bindi!

Sevgili okurlarım, bu dünya üzerinde Birleşmiş Milletler üyesi olan 200'e yakın ülke var…

Bazılarının ismini bile duymamışızdır.

Bazıları gelişmiş, uygarlık düzeyine ulaşmış.

Bir bölümü ise fakirliğin ağır yükü altında eziliyor ve bir sürü sorunla boğuşmakta…

Bunların tümünün ortak bir özelliği var.

Tamamında az veya çok akaryakıt kullanılıyor.

İçlerinde az sayıda petrol üreticisi ülkeler var ama çoğu petrolle birlikte benzin, motorin gibi yan ürünlerini (aynen bizim gibi) dışarıdan ithal ediyor.

★★★

Bütün ülkelerdeki akaryakıt fiyatlarını incelediğimiz takdirde karşımıza şöyle bir gerçek çıkıyor…

Her birinde fiyatlar üç aşağı beş yukarı sabit.

Küçük oynamalar, indirim ve bindirimler doğal olarak oluyor. Bazıları akaryakıt piyasasında yer bulan o sıradaki dünya fiyatlarına bağlı.

Bazılarını ise ülkelerin hükümetleri belirliyor.

★★★

Bir de bizde olup bitenlere bakınız!..

Tüp gaz, oto gaz fiyatları falan, onları hiç saymıyorum.

Benzin ve motorin fiyatları her gün değişiyor.

Ya indiriliyor ya da bindiriliyor.

Bazen bir hafta içerisinde bu işlem birkaç kez yapılıyor ve herkesin kafası karışıyor.

Ama bizim iktidar çok centilmen!..

İndirim ya da bindirim olacağını iki gün öncesinden mutlaka haber veriyor!

Ancak bu uygulamanın küçük bir kuralı var…

İndirim diyelim ki 10 kuruş ise hemen onu izleyen bindirim örneğin 20 kuruş oluyor…

Akaryakıt fiyatlarını belirleyen ‘zam taksimetresi' işte böyle çalışıyor.

★★★

Peki ama bu fiyatlar neye, hangi ölçüye göre belirleniyor?

Bunu bilen yok.

Hiç kimse bilmiyor!

Dünyada petrol fiyatları düşerken bizde niçin yükseliyor? Dövizde oynaklık yokken bizim fiyatlar nasıl oluyor da zıplıyor?

İktidara daha fazla gelir sağlamak için.

Milyonlarca insanımızın soyulma yöntemlerinden biri işte bu. İstediğiniz kadar araştırın, sorun, belgeleyin, bu uygulama hiçbir zaman değişmiyor…

★★★

Çünkü bunlarda vatandaşa yanıt vermek gibi bir anlayış asla yok.

Bunu zaman kaybı olarak görüyorlar.

Bu yolla milyonlarca insanımıza saygısızlık yaptıklarını, toplumun soyulduğunu hepimizden daha iyi biliyorlar ama anlayışları şöyle:

“Biz çobanız, milletimiz bizi iktidar yaptı. Ahaliyi böyle yönetmek zorundayız!”

Çoban!..

Son padişah Vahdettin de benzer cümleyi başka nedenlerle kullanmıştı:

“Millet sürüdür, ben bu sürünün çobanıyım.”

★★★

Kafamızda her gün patlayan ve toplumu mahveden akaryakıt zamları… Hepimizle alay edercesine…

İndirimlerden söz etmiyorum çünkü onlar göstermelik. Amaç o göstermelik indirimlerle zamların altyapısını oluşturmak…

“Biz sadece zam yapmıyoruz, gerektiğinde indirim de yapıyoruz” diyebilmek.

İndirimler ve bindirimler haftada birkaç kez nasıl ve hangi gerekçeyle yapılıyor?

Acaba dünyada böyle başka ülkeler de var mı, varsa acaba hangisidir, ya da hangileridir?

Bir bilsek…

Sevgili okurlarım, avukat Osman Uşşaklı'dan dün aldığım e-posta mesajı ilginçti. Uşşaklı aynen şöyle diyordu:

“İki gün önceki yazınızda Tarım Kredi marketlerinden söz etmiştiniz.

Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘talimatları' doğrultusunda halka ucuz gıda satmak için açılan Tarım Kredi marketleri enflasyonu arttırmakla suçladıkları o üç harfli diğer marketleri bu konuda sollamış durumda.

Kazık üstüne kazık atıyorlar.

Kasım ayı ortasında 600 gram beyaz peynirin paketini o marketlerden birinden 42 liraya aldım. Yani kilosu 70 lira idi.

Bir hafta sonra aynı peynir 54 lira, kilosu 90 lira oldu.

Bugün baktığımda gramajını 525 grama düşürüp fiyatını 72 lira yapmışlar. Yani kilosu 137 lira!

Şimdi anlatsınlar bana kilosu 70 lira olan beyaz peynir 20 günde 137 liraya nasıl çıkar?

20 günde yüzde 100 zam!

Biraz insaf edin yahu. Bu zamlar her mal ve ürün için geçerli.

Bu marketleri de denetlesinler bakalım. Saygılarımla.”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp