Sevgili okurlarım, Türkiye inanılmaz acayipliklerle dolu bir ülkeye dönüştü. Bu süreci yıllardan beri yaşıyoruz…
Olmayacak şeyler oluyor.
Bir takım uyanıklar ortaya çıkıp toplumun aklını başından alıyor.
Akla hayale gelmeyen bir sürü cingözlüklerle birlikte vaatler de piyasaya sürülüyor, oturduğu yerden para kazanma hırsıyla yanıp tutuşan topluma yutturuluyor.
Şu gerçeği hepimiz kabul edelim.
Milletin aklı fikri, beleşten para kazanmanın hesaplarıyla dolu.
Para kazanacak ama oturduğu yerden kazanacak!
İşte bu yüzden piyasaya bir sürü sahtekârlar, tosuncuklar vesaireler çıkıp vurgun yapıyor.
Uyanık (!) geçinen saflar bu yolla dolandırılıyor.
Hele günümüzde olanlar…
Adına sosyal medya denilen bir canavar çıktı ve dolandırıcıların önü iyice açıldı.
★★★
Türkiye'nin günlerden beri konuştuğu ve tartıştığı son olay gündemde…
Ama böylesi bugüne kadar hiç görülmemişti…
Doktor Ayşe vakası!
22 yaşında…
Fakat bu olayda para pul yok, dolandırıcılık yok…
Ayşe oyununu iyi oynamış, kendisini yakın arkadaşları, bazı doktorlar ve ailesi dahil herkese Çapa Tıp Fakültesi mezunu doktor olarak yutturmuş.
Hatta bazı hastanelerin ameliyat salonlarına girip hastaların yarasına dikiş atmayı bile başarmış!
★★★
Dünkü medyada Ayşe ile ilgili çok ilginç fotoğraflar vardı.
Herhalde çevresinden daha çok saygı görmek istiyor olsa gerek ki, belli ortamlara kendisi için çelenkler sipariş etmiş ve çiçeklerin önünde pozlar vermiş.
“Çapa'nın gururu. Seni seviyoruz. İyi ki doğdun Dr. Ayşe.”
Ancak kızı iyi tanımak gerek…
Ayşe bildiğimiz kadarıyla dolandırıcı, vurguncu, üçkağıtçı falan değil.
Kimsenin parasını tokatlamamış.
Onun bütün derdi kendisini belli yerlerde “Doktor” olarak tanıtmak!
★★★
Ayşe'nin bu renkli, çiçekli ve çelenkli fotoğraflarını görünce aklıma ister istemez bizim banker Yalçın geldi.
O artık yok.
1998 yılında öldürüldü ve katilleri bulunamadı.
Yalçın'ın filmlere konu olacak yaşam öyküsünü 1985 yılında iki ciltten oluşan kitap yapmıştım.
Yalçın Nereye Koşuyor ve Yalçın'ı Kim Kurtaracak.
(Bunu yazarken kitap reklamı yaptığımı falan düşünmeyin. O kitaplar yıllardan beri piyasada yok.)
★★★
Banker Yalçın'ın yaşam öyküsü ilginçti…
18 yaşında, fakir bir ailenin ortaokul mezunu çocuğu. Ankara'da İller Bankası'nın çay ocağında memurlara çay kahve getirip götürüyor.
Çok uyanık bir tip…
O yıllarda bütün Türkiye bir bankerlik furyası yaşıyor.
Köşe başı bankerleri türüyor. Bir apartman katı kiralayan herkes banker oluyor! Bunlar parasını getirenlere ayda net yüzde 12 faiz veriyor.
Rekabet kızışınca bazıları aylık yüzde 14 vermeye başlıyor. Alan memnun satan memnun ama bu düzenin sürmesi mümkün değil.
Bunların er ya da geç batacağı kesin.
Banker Yalçın
★★★
Hiçbir denetim olmaması nedeniyle bu vurgundan pay almayı düşünen bizim Yalçın da Kavaklıdere Beykoz sokakta bir apartman katı kiralayıp bankerliğe başlamıştı.
Artık paraya para demiyor, gelen paraları çuvallara koyuyor, Ankara'da en lüks hayatı yaşıyor, parayı bastırıp magazin dünyasında yer alan en ünlü kadınlarla birlikte oluyordu.
Bir davet falan olduğunda aynen doktor Ayşe gibi kendisine çelenkler sipariş eder ve üzerlerine kocaman yazdırırdı:
“Yalçın Doğan'a başarı dileklerimle. Başbakan Turgut Özal.”
“Ahu Tuğba'dan sevgilerle.”
★★★
Hiç unutmuyorum, bir Pazar sabahı idi. Maliye Bakanı Kaya Erdem'e evinden ulaştım ve bu banker rezaletinin ne olacağını sordum.
Yanıtı aynen şöyle oldu:
“Bankere para yatıran vatandaş kumar oynamıştır. Bunlar kısa süre sonra batacaktır.”
Bu haber ertesi gün bizim gazetenin (Milliyet'in) manşetinde yer aldı.
Piyasada büyük bir panik başlamıştı.
Köşe başı bankerleri kaçıyordu.
★★★
Sonuçta bazı bankerler kaçtığı için bulunamadı, bazıları gözaltına alındı ve yargılandı…
Ve sadece banker Yalçın hapis cezası (25 yıl) aldı ve yıllar boyu içeride yattı.
Eskişehir Cezaevi'nde yattığı dönemde birkaç kez ziyaretine gittim ve tanıştık. Yaşam öyküsünü öğrendim, belli bölümleri kendisi yazsın diye bir de daktilo verdim.
Sonrasında öldürüldü.
Doktor Ayşe'nin öyküsünü, özellikle de kendi kendine sipariş ettiği çiçekleri duyunca aklıma banker Yalçın geldi!
