Top
01/03/2013

Biri anırıyor da, acaba kim!

Sevgili okuyucularım, Tayyip Türk milletine sürekli yalan söylüyor, kürsülerden söylediği bu yalanlarla toplumu kandırmaya ve aldatmaya kalkışıyor.

Dünkü yazımda onun inanılmaz çelişkilerinden birini daha yüzüne vurmuştum. Partisinin Kayseri mitinginde yaptığı konuşmada şunları söylüyordu:
“Bunlarla (PKK ile) bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğiniyapanlar, bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını vereceklerdir. Bu şerefsizliği yapanlarla hesaplaşacağız.
Biz bugüne kadar terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, hiçbir zaman da oturmayacağız. Benim milletim (Türk milleti diyemiyor!) bu alçakça iftiralara asla yüz vermeyecektir…”
Aradan bir süre geçiyor, bunları söyleyen şahıs Apo ile pazarlık masasına oturuyor,
bükemediği eli böylece öpmüş oluyor. Ne acıdır ki, muhalefet partileri onun bu açığını yakalamışken üzerine gitmiyor, gidemiyor.

* * *

Tayyip sadece bu çelişkilerden oluşmuyor. Fırsat buldukça ahalinin önüne çıkıp yalanlar söylüyor. Şimdi o yalanlarından birini daha sizlere yeniden kanıtlayacağım. Önceki gün Viyana'da konuşuyor. Kendisini dinlemeye gelenler arasında Türk vatandaşları olduğu gibi, yabancılar da var. Sözleri onlara tercüme ediliyor. 2003 yılında bir yazımda, paradan altı
sıfırın atılamayacağını biraz da iddialı bir biçimde yazmış, atıldığı takdirde özür dileyeceğimi belirtmiştim. Paradan altı sıfır atıldı ve ben yanılmış oldum. Bir süre sonra dayazımda özür diledim. Gazeteci veya başkaları, herkes belli tahminlerinde yanılabilir. Bu da benim yanılgımdı. Şimdi Viyana'daki sözlerini bant çözümünden aynen veriyorum. Lütfen iyice okuyun ve bu şahsın düzeyi hakkında bir fikir sahibi olun:
“Çok enteresan, o büyük geçinen köşe yazarlarından birisi köşesinde ne yazmıştı
biliyor musunuz! (Paradan altı sıfır atılırsa) Taksim Meydanı'nda eşek gibi anırırım demişti. Bu altı sıfır tutmaz demişti. Siz (onun) kim olduğunu bilirsiniz!
Bunlar sözlerinin eri hiçbir zaman olmadıkları için oraya çıkıp tabii anırmadı. Ama şu an köşesinde o görevi ifa ediyor (anırıyor).”
Adamın düzeyine bakar mısınız!
Sözünü ettiği köşe yazarı kim?
Emin Çölaşan!

* * *

Bu anlattığım olay önceki gün Viyana'da, yabancı ülke temsilcilerinin önünde gerçekleşti. Yabancılar duyunca, Türkiye'yi bu kafanın yönettiğini görünce herhalde şaşırmışlardır.
Onun bu sözleri önceki gece yandaş tv kanallarında, dün internet sitelerinde -benim ismimle birlikte- yer aldı. Ancak bu, Tayyip'in ilk marifeti değildi. Aynı konuda aynı “Anırma” sözcüğünü kullanarak başka konuşmalar da yapmıştı.
İşte size bir örnek daha… Tayyip partisinin Düzce ve Zonguldak mitinglerinde konuşmuş ve yine “Anırmaktan” söz etmişti. Fethullah'ın gazetesi Zaman'da 8 Mayıs 2011 günü “Çölaşan'a altı sıfır benzetmesi” başlığı ile bir haber çıktı. Tayyip şöyle demiş:
“Bir köşe yazarı (paradan) altı sıfırı atsınlar, Taksim Meydanı'na çıkıp anırırım dedi. Herhalde şimdi evinde anırıyor.”
Gazete haberin burasında bir parantez açmış ve şöyle diyor:
“Başbakan isim vermedi ama Emin Çölaşan'ı kastettiği şekilde yorumlandı. Çölaşan paradan altı sıfır atsınlar, özür dileyeceğim diye yazmıştı.”
Avukatım Serhan Özdemir bu haber nedeniyle gazete aleyhine tazminat davası açtı.
Dava dilekçesinde benim böyle bir yazım, ya da sözüm olduğunu kanıtlamalarını istedik.
Elbette kanıtlayamadılar çünkü öyle bir şey yoktu. Tamamı yalandı.
Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi, Zaman gazetesinin bana üç bin lira tazminat ödemesine karar verdi. (Esas No. 2011/ 226.)
Dosya şimdi Yargıtay'da bekliyor.
Aradan bir süre geçti, Zaman gazetesi aynı haberi yine Tayyip'in sözlerine
dayanarak bir kez daha yayınladı. Onu da dava ettik, mahkeme devam ediyor.

* * *

Tayyip kafasına “Anırma” olayını takmış, bu kez geçen yıl nisan ayında partisinin
Tekirdağ il kongresinde aynı şeyi söylüyordu:
“Biz ne dedik? Altı sıfırı kaldıracağız dedik. Yapamazsınız dediler. Hatta Taksim Meydanı'na çıkıp eşek gibi anırırım diyenler oldu. Hatta köşe yazarlarından bu şekilde diyenler oldu. (Emin Çölaşan) Şu anda hâlâ utanmadan sıkılmadan bu iktidara saldırıyor. Önce sen çık, Taksim Meydanı'nda bir anır bakalım, görelim.”
Benzer sözleri Meclis kürsüsünden de söylüyordu:
“Anırırım demişti. Herhalde köşesinden icra ediyor. Taksim'e çıkarım, şöyle yaparım, böyle yaparım, dört ayaklı bilmem ne gibi anırırım diyordu. Herhalde onu (anırma işlemini) köşesinden icra ediyor.”
Bu kez Rize'de konuştu:
“Biz altı sıfırı atıyoruz dediğimizde birileri olmaz dedi. Biri, Taksim Meydanı'nda anırırım dedi. Hâlâ bekliyorum anırır diye. Bu iş köşelerde yazmakla olmaz. Çık, anır.”

* * *

Bu arkadaş anırmaya ve anırtmaya çok meraklı! İstiyor ki, ille de birileri çıksın anırsın!
Bu sözlerinin tamamında beni kastediyor ama isim veremiyor. Çünkü yalan söylüyor.
– Ben onun iddia ettiği sözleri hiçbir zaman söylemedim, yazmadım. Beni de bırakın bir yana, başka bir köşe yazarı da yazmadı.
Tayyip eğer mert ve yürekli bir adam olsaydı, o köşe yazısını ñher kim yazdıysa, kim anırmaktan söz ettiyse- çıkarır ortaya, elinde sallar ve iddiasını kanıtlar.
Koskoca başbakan olmuş, arşivler elinde, her ortamda güya babayiğitlik taslıyor ama kendisine “Kanıtla” dediğimizde sütre gerisine çekilip ortalıktan kayboluyor.

* * *

Bu anırma yalanını burada daha önce de birkaç kez yazdım, kanıtlamasını istedim.
Viyana'da aynı yalanı söyleyince, şimdi bir kez daha yazmak zorunda kaldım.
AB'ye girmek için el kapılarında yalvaran bir başbakan var. Şimdi siz AB üyesi bir
İngiltere, Almanya, Danimarka, Fransa vesaire başbakanı düşünün, ikide bir çıkıyor piyasaya ve böyle düzeysiz, gerçek dışı sözlerle başkalarına saldırıda bulunup
anırmalarını istiyor!
O başbakan, ülkesinde bunun hesabını veremez. Alay konusu, mizah dergilerine kapak konusu olur.
Ama burası Türkiye!.. Yalan söylersiniz, düzeysiz konuşursunuz ve birileri sizi alkışlar!
Burada bir kez daha vurguluyorum:
Yalan söylüyor. Eğer yalan değilse, her kim yazdıysa o köşe yazısını göstermesini istiyorum.
Ya kendi hayal dünyasında ürettiği masallarla toplumu kandırmaya kalkışıyor, ya da önüne sürülen yalanların gerçek olduğuna inanmaya başlıyor. Belki de yakın çevresi onu bu yolla işletiyor!

* * *

Sevgili okuyucularım, bu yalanların bir bölümünü yukarıda somut örneklerle ve kendi sözlerinden yola çıkarak sizlere aktardım.
Şimdi belki aklınıza bir soru gelir:
“İyi de kardeşim, Tayyip'i niçin mahkemeye vermiyorsun? Niçin tazminat talep etmiyorsun?”
Çok doğru. Ama dikkat ediniz, hiçbir konuşmasında ismimi vermiyor, veremiyor. Hep kaçak güreşiyor.
Kendisini mahkemeye verdiğim takdirde, avukatları şöyle bir savunma yapacaktır:
“Efendim Sayın Başbakanımız o sözleriyle Sayın Çölaşan'ı kastetmedi ki! Çölaşan, ortaya söylenen bu sözleri üzerine alınmış!”
Yargının durumu ortada… Davamız reddedilecektir!..
Türkiye'de birileri sürekli anırıyor da, kimin nerede ve nasıl anıracağı pek belli olmuyor!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp