Top
Ege Cansen

Ege Cansen

cansen@sozcum.com

30/01/2014

Faizci Fisher göreve geldi

Dün gece bizim Merkez Bankası “faizi aslanlar gibi artırdı”. Hem de Başbakan'a rağmen. Başkan Başçı ve saz arkadaşlarının suyu ısınmıştır. Ne tesadüf, iki hafta önce de enflasyonla mücadelede “yüksek faiz” uygulamasıyla ünlü IMF'in eski Baş İktisatçısı Stanley Fisher, FED'in Başkan Yardımcısı olmuştu.

Fisher'i nasıl bilirsiniz?

Hayat hikâyelerinden anlıyoruz ki; önceki FED Başkanı Bernanke de, şimdiki başkan Yellen da süper zeki insanlar. Fisher de böyledir. Ancak, Fisher'in baş iktisatçı olduğu dönemde IMF, 2000'in başında (ekonomisi duvara çarpmış Türkiye'de) TL'yi kur çıpasına bağlayarak, bizi krize sokmuştur. Fisher, bir ülkede “devalüasyon-enflasyon” sarmalı oluşmuşsa, enflasyonu frenlemek için döviz fiyatlarının başını bağlamak şarttır der. Fisher'in enflasyonu düşürme modeli içinde “sıkı bütçe” de vardır. Uygulaması halkın fedakarlığını gerektiren bu model, Türkiye'de “zayıf hükümet ve ahlaksız bankacılık” ortamında “fahiş düzeye tırmanan faizler” sebebiyle başarısız olmuştur. Fisher, 21 Şubat 2001'de bir yıl önce kendi attığı çıpanın ipini kesince, ülkemiz devalüasyon girdabına kapılmıştı.

Fisher rüştünü nasıl ispat etti

Afrika doğumlu bir Yahudi olan Fisher, ilk şöhretini 1985 yılında “üç haneli enflasyon-düşük büyüme-döviz rezervi erimesi” girdabına kapılmış İsrail ekonomisini toparlayarak kazanmıştır. Fisher, “fiyat istikrarını sağlamak” için “faiz” silahını kullanmaktan çekinmez. Ama bu arada ülkedeki döviz arzını artırmak için dıştan “döviz kredisi” alınması da elzemdir. Fisher'in İsrail ekonomisini kurtarırken işe, yüklü bir Amerikan yardımı alarak giriştiğini hatırlamak şarttır.

Asya krizi ve Stiglitz'le çatışması

Fisher esas şöhretini 1997 Asya krizini çözerken kazanmıştır. Tayland'da “sıcak paranın kaçışı” ile başlayan mali kriz tüm Çin-Hindi ülkelerini ve Kore'yi etkisi altına almıştı. Prof. Fisher, “önce ulusal para güçlenmelidir, bunun için bir süre için yüksek faiz uygulamak şarttır” reçetesini uyguladı. Nobelli Stiglitz buna şiddetle karşı çıktı ve “ekonomiyi canlandırmak için, yüksek değil düşük faiz” uygulanmalıdır dedi. Fisher'in öngördüğü gibi, yüksek faiz ulusal parayı güçlendirdi. Ulusal para değerlenince, girişimci için, döviz borcunun faizi (ulusal para cinsinden) eksiye düştü. Hem enflasyon durdu, hem de düşük döviz faiziyle büyüme hızlandı. İddiayı Fisher kazandı. Ama işin esasında Stiglitz haklıydı.
Son söz: Parası döviz olmayan ülkede, faiz ters çalışır

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları