Top
Ege Cansen

Ege Cansen

cansen@sozcum.com

28/05/2020

Babacan olsa ne yapardı

Ali Babacan, AKP'nin yıldız bakanlarının başında gelir. 13 yıl süreyle, Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönem dışarıda tutulursa, hep Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı veya Başbakan Yardımcılığı postunda oturmuştur. İddiasına göre Babacan “İnşaatla büyüme çıkmaz sokaktır, dış borç alalım ama bununla sanayiye yatırım yapalım” demiş ama AKP bunu kabul etmemiş. Bu ve benzeri fikir ayrılıkları yüzünden 2015'te Babacan ile AKP'nin yolları ayrılmış. 2009 küresel krizi sırasında Türkiye'nin milli geliri %4.7 azalmıştı. Yani kriz Türkiye'ye teğet geçmemiş, delmiş geçmişti.

Nobel Ödüllü sivri dilli iktisatçı Paul Krugman, 1929 Great Depression (Büyük Buhran) tabirine nazire olarak 2009 krizine Great Recession (Büyük Gerileme) demektedir. 2007'de Başbakan Yardımcısı olan İktisat Profesörü Nazım Ekren, bu kriz sırasında ekonominin başındaydı. Prof. Ekren pek başarılı olamamıştı. İşleri toparlasın diye Ali Babacan 1 Mayıs 2009'da tekrar ekonominin başına getirildi diye biliyorum. Babacan'ın görev yaptığı yıllar içinde Türkiye'de “dış borçlar artmış” ama içeride işler genel olarak iyi gitmiştir.

BÜYÜK KORONA KRİZİ

Tüm dünya ile birlikte Türkiye de, koronavirüs denilen bir mikrobun yarattığı salgın hastalık yüzünden çok ciddi bir iktisadi krize girmiş bulunuyor. Bu krizden kolay kolay çıkılamayacaktır. Yani ülkelerin milli gelirleri düşecek, işsizlik artacak ve halk fakirleşecektir. Bu fakirlerin arasına bugüne kadar “Bana karada ölüm yok” diyen profesyoneller de katılacaktır. Salgın doğal afettir. Birilerini suçlamak hem yanlıştır hem de faydasızdır. Ne Türkiye'yi ne de başka bir ülkeyi yönetenlerin bu krizin çıkmasında bir suçu yoktur. Ama gerek salgının tıbbi, gerekse ortaya çıkan iktisadi krizin en az hasarla atlatılmasında siyasi yöneticilerin kusuru veya marifeti olacaktır. İşte tam da bu esnada bir zamanların “başarılı” Ekonomi Bakanı Ali Babacan yeni bir parti kurmuştur ve fikirlerini kamuoyuyla paylaşmaktadır.

BABACAN'IN KRİZLE MÜCADELE PLANI

Babacan, bu krizi yüz yılda bir görülen bir felaket olarak nitelemektedir. “Bu krizden Türk ekonomisinin hiç hasar görmeden çıkması imkansızdır” demektedir. Ama hükümetin son 5 yılda izlediği yanlış politika yüzünden “zaten krizde olan” Türk ekonomisinin bu salgın yüzünden “stagflasyon” (hem enflasyon hem durgunluk) içine düşeceğini söylemektedir. Babacan'ın Batı ile ilişkileri düzeltme ve ülke içinde hukuku üstün kılma tavsiyeleri dışında iktisat alanında spesifik olarak önerdiği planın ana hatları şöyledir:

1. En az 30 milyar dolarlık uzun vadeli dış kaynak bulunmalıdır.

2. Döviz fiyatının artışı durdurulmalıdır ki, enflasyona geçiş olmasın.

3. Merkez Bankası döviz rezervini artırmadan para yaratmamalıdır.

4. Küçük esnafa yapılan desteklemeler borç değil hibe olmalıdır.

Son söz: Döviz bol olsa, ekonomiyi babam da yönetirdi.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları