Top
Ege Cansen

Ege Cansen

cansen@sozcum.com

23/01/2014

Cari açık diye bir sorun var mı, yok mu?

Döviz fiyatlarının bir ay gibi kısa bir sürede, son 11 yıl içinde görülmemiş bir oranda artması endişelere yol açtı. Bir yıldan fazladır “faizler artsın” türküsü çığıranların sesi daha da gürleşti. “İşte dediğimiz oldu, faiz arttırılmayınca, döviz fiyatları arttı ve ekonomi zora girdi” mantığına dayalı eleştirilerin dozu yükseldi. Bu tartışmada benim pozisyonum, izlenen politikada bir yanlışlık olmadığı noktasındadır. Tekrar edeyim, ekonomi yönetiminin faizi tutması doğrudur.

Her karar bir maksada matuftur

Maksat,“amaç”; matuf,“yöneltilmiş” demektir. Benim kanaatime göre ekonomi yönetimin, faizi mümkün mertebe arttırmaması ve dolayısıyla döviz fiyatlarının artmasına izin vermesinin amacı, sürdürülemez bir yükseklikte olan “Cari Açık/Mili Gelir” oranını düşürmektir. Ekonomi yönetimini eleştirenler veya olay hakkında “kim haklı, kim haksız” şeklinde fikir sahibi olmak isteyenler, önce şu soruları yanıtlamalıdır:
1. Türkiye'nin sürdürülemez bir cari açık sorunu var mıdır?
2. Cari açığın bu düzeye yükselmesinde döviz fiyatlarının bastırılmış olmasının bir etkisi olmuş mudur?
3. Cari açık oranının düşürülmesinde, döviz fiyatlarının artmasının bir faydası olur mu?
4. Cari açık ile döviz fiyatı arasında bir ilişki yoksa cari açığı düşürecek somut önlemler nedir? (Not: Türkiye'nin yüksek cari açık diye bir sorunu yoktur diyenlerin bu soruya cevap vermesine gerek yoktur.)
Cari açığı düşürmenin bedelini tabii halk ödeyecektir
Bir ülke ekonomisinde ortaya çıkan iyileşme ve kötüleşmeden, halkın etkilenmemesi mümkün değildir. Cari açık, bir milletin, başka milletlerin tasarrufunu ödünç alıp, harcaması demektir. Son 11 yıllık AKP yönetiminde Türkiye'de yaşayanlar, başka uluslardan kabaca 400 milyar dolar para alıp afiyetle yemiştir. Görülmemiş zenginleşme denilen olay budur. AKP, şimdi adına “yumuşak iniş” denilen yeni ekonomi politikasıyla, dış borç almayı yavaşlatmayı hedeflenmektedir. Bu da halkı “gördüğünden geri koyacaktır”. Birikmiş dış borçları geri ödemekten hiç bahsetmedim. Herhalde plan, onları hiçbir zaman geri ödememektir. Unutmayın, iktidarın popülist iktisadi politika izlemesinden kötüsü, karşıtlarının popülist eleştiri yapmasıdır.
Son söz: İnanmayan, “Allah tek” dedi diye, inanan “çoktur” demez.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları