Top
Ege Cansen

Ege Cansen

cansen@sozcum.com

15/04/2021

İşte inat, işte murat

AKP'nin “derin iktisat anlayışını” daha önce de ele almıştım. Bu yazı da ona dairdir. İktisaden kalkınmak, yani zengin ülke olmak “milli servetin” (milli gelirin değil) büyük olması demektir. Milli serveti büyütme sürecine de “sermaye terakümü” (capital accumulation) denir. Sermaye sözcüğünün buradaki anlamı, insan yapması (man made) altyapı ve sanayi yatırımlarıdır. Bir ülkede teraküm eden (biriken) sermaye ne kadar büyükse, o ülkenin milli geliri o kadar büyük olur. Yani halkı az çalışsa bile, kişi başına milli geliri yüksektir. Vatandaşları refah içinde yaşar. Eğer fakir bir ülkede petrol veya doğalgaz gibi Tanrı yapması (God made) “fiziksel servet” bulunursa, o zaman sermaye birikimi çok kolay olur. Toplumun refahı, sermaye biriktirme zahmetine katlanılmadan kendiliğinden artar.

ARAZİYİ SERVETE DÖNÜŞTÜRMEK

Askeri ve sivil teknolojide geri kalma yüzünden yeterli milli sermaye biriktirememiş ülkelerde iktidara gelenleri bekleyen çözümü zor bir sorun vardır. Bu da “halkı fazlaca üzmeden” yani onları “az tüketip çok tasarrufa” zorlamadan “sermaye birikimi” gerçekleştirmektir. AKP, kendince (daha doğrusu DP, AP, ANAP çizgisinden yola devam ederek ama onlardan çok daha gözü kara hareket ederek) bunu çözebileceğine inanmıştır. AKP'ye göre Türkiye'nin en büyük zenginliği, sahip olduğu arazidir. Bu araziler, imara açılarak arsaya dönüştürülürse değerleri artacaktır. Ortaya çıkacak bu “değer artışı” bürokratik kafanın, sanki marifetmiş gibi bugüne kadar âtıl tuttuğu milli servettir. Yüksek inşaat emsaliyle arsaya dönüştürülen araziler mutlaka yerli veya yabancı girişimcilere satılmalıdır. Çünkü onlar devreye girmeden “toprak paraya dönüşemez”. Yaratılan rantlarla oluşan servet, yatırımlarını finanse edecek sermayedir.

HAYDAR KÜTÜK VE KANAL İSTANBUL

Arazileri arsalaştırarak “toprağı paraya dönüştürme” denince benim aklıma bundan 60 yıl önce “parselledim satıyorum” ilanlarıyla adını hafızamıza kazıyan emlakçı Haydar Kütük gelir. Sözcü'nün yıldız gazetecilerinden Çiğdem Toker'in yazılarından öğrendiğime göre, Kanal İstanbul'un fizibilite hesaplarında “arsa üretiminden gelecek 10.5 milyar dolar” tablonun gelir tarafında yer alıyormuş. Bunu okuyunca “işte inat, işte murat” dedim. Haddim olmayarak AKP'ye bir öneride bulunmak istiyorum. Madem ki esas amaç “arsa üretiminden rant sağlamaktır”, öyleyse çok pahalı ve sakıncalı bir inşaat olan kanal açma fikrinden vazgeçin. Bunun yerine kanal güzergahını imara açın. O bölgeyi dünya çapında çok güzel bir uydu kent olacak şekilde tanzim edin. Yapay göller ve dereler yapın. Elektrik, su ve yol götürün. Mutlaka mükemmel bir “kanal-izasyon” sistemi kurun. Çok daha düşük maliyetle çok daha değerli “arsa üretilmiş” olur.

Son söz: Rant milli geliri artırmaz, dağılımını değiştirir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları