Top
Ege Cansen

Ege Cansen

cansen@sozcum.com

11/04/2021

Fakirleştikçe zenginleşiyoruz

Zenginlik, servet sahipliğidir. İster kişisel ister ulusal olsun, fiziksel servet tasarrufun yatırıma dönüşmesiyle birikir. Servet “para birimi” (TL veya dolar) ile ölçülür. Bu ölçüm, nispi fiyat değişimleriyle durduk yerde azalıp, çoğalabilir. Ayrıca kurlar değiştikçe, farklı para birimleriyle ölçülen “aynı servet”in miktarı “aynı çıkmaz”. Mesela Türkiye'nin milli geliri dolarla azalıyor, ama TL ile artıyor.

Aynı şekilde ülkemizin milli serveti de dolarla azalıyor ama TL ile artıyor. Ancak “insan yapması” fiziksel servet, somuttur. Binadır, handır, hamamdır, fabrikadır, arabadır, yattır, gemidir (veya gemiciktir), kamyondur, barajdır, havalimanıdır, limandır, altındır vs.Bunlarda bir eksilme veya çoğalma yoksa, fiziksel servet değişmemiştir. Ama fiziksel servetin parasal tutarı/ölçümü değişmiş olabilir. Ekonominin kendisi parasal algılandığından, ona yön veren de fiziksel değil, parasal servettir.

ZENGİNLEŞTİM DUYGUSU VE TÜKETİM DÜRTÜSÜ

İnsanlar zenginleştikçe tüketim için daha rahat para harcar. Çünkü tasarruf, ihtiyat (kötü günlere hazır olma) saikiyle yapılır. Eğer bir kişinin serveti “menkul ve gayrimenkul” varlık fiyatlarının artışıyla, gelir artışı olmadan artıyorsa, o kişinin gelirinden yaptığı tüketim harcamaları artar. Çünkü ihtiyat saikiyle biriktirdiği serveti (tasarrufu) büyümüştür.

Geliri artmasa, hatta azalsa bile serveti çoğalanlarda bir hovardalık gözlemlenir. Bunun sebebi “zenginleştim” duygusudur. Zenginleşmek, kişilerin davranışlarını değiştiren en büyük amildir. Gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan krizlerin sebebi bu “emeksiz” zenginleşme duygusudur.

Varlık fiyatlarının TÜFE'den hızlı arttığı yani “emlak ve hisse fiyatlarının” balon yaptığı dönemlerde hane halkının tüketim harcamaları patlar. Hal böyle olunca talep coşar, milli gelir artışı hızlanır. Ancak şişen balon sonunda patlar. Balon patlayınca bu sefer, geliri azalmasa bile serveti küçülen kişide fakirleştim duygusu oluşur ve harcamalarını kısarlar. Toplam talep düşer, ekonomi krize girer.

ÇİFT PARALI VE İKİ MİLLETLİ

Covid-19 salgınının yaygınlaştığı, sokağa çıkma yasaklarının ağırlaştırıldığı geçen ay ülkemizde yaklaşık 100 bin adet otomobil ve benzeri araç satılmış. Bu bir rekordur deniyor. Beyaz eşya yani konfor cihazları satışları da nazar değmesin füze gibiymiş. Aynı ayda, enflasyon ve işsizlik arttı, esnaf kepenk kapattı. Yoksulluk yardımı alanlar çoğaldı. Lokantalar, kafeler, sinema salonları, oteller, yarı boş havalimanları zarar ettiler. Fakirleştiler.

Türk Lirası dolar karşısında %14 değer kaybetti. Maaşlar güneş görmüş kar gibi eridi. Yani “TL'li millet fakirleşti”. Ama bankalarda ve yastık altında 250 milyar doları ve en az o kadar altını olanların serveti TL cinsinden %14 büyüdü. Yani “dövizli millet zenginleşti”.

Onlar zenginleştikleri için de  özellikle otomobil ve dayanıklı tüketim malları satışları arttı. Artan döviz fiyatları, ithal malların fiyatını artıracağı için ithalat miktarı düşer sandık. Aksi oldu. Çünkü doları olanlar, fiyatları TL değil dolara çevirip okuyunca gördüler ki; her şey ucuzlamış.

Devalüasyon, enflasyonun önünde gittiği için ithal malların fiyatı bile dolar cinsinden düşmüş. Gel de para harcama!

Son söz: Bir ekonomi, iki parayla oynamaz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları