Top
Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

yuksel.aytug@sabah.com.tr

17/01/2020

Yerli zombi dizisi: Çukur

Şu bizim Çukur dizisi var ya, zombileri anlatan The Walking Dead dizisine tur bindirir vallahi. Yahu bu dizide kimse huzur içinde ölmeyecek mi? Üç sezondur hortlayan hortlayana... Cumali, hapisten ölü numarası yaparak kaçtı. Herkesin öldü bildiği Mahsun aniden ortaya çıkıp yeniden Yamaç ve ailesinin başına bela oldu. Sezon başında bir 'Baykal Bey' sözü dolanıp duruyordu. Bekledik ki, öldü sandığımız arkadaş geri gelecek. Neyse ki; Burak Sergen, Çukur'dan Eşkıya'ya transfer oldu da yeni bir zombi vakasından kurtulduk. Derken kitapların arasında ateşe verilen Aliço'nun yasını tutmaya başlamıştık ki, o da dönüp geliverdi. Bu arada Yamaç'ın öldürdüğünü sandığımız Yücel'i de bir hastane odasında boş boş tavana bakarken bulduk. O da sonunda yırttı ve yeniden ailenin karşısına dikildi. Gelecek bölümlerde merhum İdris Baba ile Kemal el ele tutuşup şarkılar söyleyerek güle oynaya kapıdan içeri girerse şaşırmayacağım. Ee, 'Tabak, sevdiği deriyi yerden yere vururmuş' sözünü yerine getirdikten sonra şimdi de son bölümün güzelliklerinden söz edeyim: Bir kere Nejat İşler'in mükemmel oynadığı 'Çağatay Erdenet' karakteri diziye müthiş bir ivme ve kalite kazandırdı. Son bölümün son sahnesinde ise Vartolu'yu oynayan Erkan Kolçak Köstendil'den adeta bir oyunculuk resitali izledik. Babası İdris'in öldürülüşünü videodan izlerken çektiği acı adeta ekrandan taşıp odalarımıza doldu. Cem Adrian'ın sürpriz 'Kum Gibi' performansı ise gönül tellerimizi titretti. Bu arada Ay Yapım'ın yeni dizisi Zemheri'nin, Çukur'daki duvar yazılarında tanıtılması bana pek sevimsiz geldi. Zira genellikle sosyal konulara değinen, önemli toplumsal mesajlar veren o duvar yazılarının bir prestiji ve ağırlığı vardı. Billboard yerine kullanılması canımı sıktı. Neredesin ey Avrupa? General Sisi'nin başında bulunduğu Mısır'ın darbeci hükümeti, Anadolu Ajansı'nın Kahire bürosunu basıp dört gazeteciyi rehin aldı. Darbe ile iş başına gelen, Mursi'nin kanı üzerinde oturan bir diktatörlükten farklı bir davranış beklemiyordum da, beni asıl düşündüren Batı'nın bu olay karşısında üç maymunu oynaması. Avrupa her fırsatta bizi, basın özgürlüğü ihlallerinde bulunmakla suçlar. Tabii ki biz gazeteci ile vatan hainini ayırt edecek kadar demokrat ve hukuka saygılı bir ülkeyiz. Bu konuda diğer çadır devletlerine benzemeyiz. Ama asıl hedefi üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olan Avrupa, tüm kurum ve kuruluşlarıyla üzerimize gelir, hainleri mağdur, bizi de zalim göstermeye kalkar. Umudum yok ama yine de bekliyorum. Mısır'da gazetecileri rehin alıp Türkiye'ye en antidemokratik, en yasa dışı yollarla mesaj vermeye cüret eden Mısır'a karşı seslerini yükseltebilecekler mi? Bakalım Avrupa bu demokrasi sınavından geçecek mi? Bize her fırsatta demokrasi dersi verenlerin alttan çok dersi kaldı. Hatırlatmak istedim. Bir geyik muhabbeti RedBull'un animasyon reklam dizisi beni her zaman gülümsetir. Ama sonuncusu beni güldürmekten ziyade düşündürdü. İki geyik, çalıların arasından üzerlerine doğru gelen aslanı görür. Biri hemen Redbull içmeye başlar. Diğeri 'Ama ne yapsan da aslandan daha hızlı koşamazsın ki' der. Diğeri rahattır: 'Senden hızlı koşsam yeter...' Üzücü... Çünkü o geyiğin aklına ne yazık ki içeceğini arkadaşıyla paylaşıp 'birlikte kanatlanmak' gelmiyor. İşte hayatın gelip dayandığı 'ölümüne rekabetin' son noktası. Artık 'geyik muhabbetlerinde' bile arkadaşlık, dostluk, vefa kalmamış... Şeref kürsüsü Samsun Ayvacık'ta görev dönüşü rastladığı havale geçiren çocuğu kucağına alıp 300 metre koşarak hastaneye yetiştiren ve hayatını kurtaran Astsubay Kıdemli Çavuş Köksal Atalay ve ekip arkadaşları kürsümüze çıkmayı sonuna kadar hak ettiler. Zap'tiye Kraliçe, saraydan kaçan torunu Prens Harry ile gelini Meghan'ı geri döndürmek için Müge Anlı'ya çıkar mı acaba? Ne demiş? Sosyal medyada kedisi Elvis ile birlikte fotoğrafını paylaşan oyuncu Yeşim Ceren Bozoğlu, paylaşımının altına ilginç bir not yazdı: 'Canlı ve boynumda olduğu müddetçe, hediye olarak kürke karşı değilim.'
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp