Top
Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

yuksel.aytug@sabah.com.tr

13/01/2021

Maraşlı’dan ‘adamlık’ dersleri

Atv'nin yeni dizisindeki Maraşlı karakteri, mütevazı, sade, abartısız ve katıksız haliyle 'gerçek' bir kahraman profili çizip, izleyenleri ilk bölümden kendine hayran bıraktı. Hayatını, bir çatışmada yaralanıp ruhsal bunalıma girerek içine kapanan kızına ve onu bu hale getirenleri yakalamaya adamıştı. Kader onu kitapçı raflarının arasından alıp, zengin bir ailenin kızına koruma yaptı. Kızın babasının verdiği parayı elinin tersiyle itti. Kıza tek bir an 'kötü gözle' bakmadı, bakışlarını hep ondan kaçırdı. Yaptığı her iyilik Allah rızası içindi çünkü. Bu arada Maraşlı'ya hayat veren Burak Deniz ile Mahur rolündeki Alina Boz'un oyunculukları göz kamaştırıcı. Özellikle Burak Deniz'in oyunculuğunda farklı tatların harika bir karışımını buldum. Biraz Kadir İnanır'ın, biraz Yılmaz Güney'in gençliği, azıcık da Ufuk Bayraktar'ın vücut dili bir araya gelip ortaya nefis bir kokteyl çıkarmış. Daha önce de yazmıştım. Maraşlı'nın tanıtımlarında yer alan diyaloglar beni çok cezbetmişti. Senaristler Ethem Özışık, Hakan Bonomo ve Ercan Uğur gerçekten de yüreklere dokunmayı, bunu yaparken de mesaj vermeyi başarmışlar. Örnek mi? Maraşlı, poliste ifade verirken komiser 'Ne iş yaparsın sen?' diye soruyor. Bizimki 'Eski askerim, özel kuvvetler' deyince komiser sitemde bulunuyor: 'Neden söylemiyorsun kardeşim?' Maraşlı'nın cevabı başlı başına bir hayat dersi: 'Sormadan söylemek hamlıktır derler...' Bu arada Maraşlı sayesinde sevdiğim bir şiiri de hatırladım. Vurdulu kırdılı bir dizide kulaklara şiir değmesi ne güzel. Maraşlı'nın ağzından duyduğumuz Cahit Külebi'nin İstanbul şiirini yakın bir zamanda Alpay besteleyip, bir de harika kliple taçlandırdı. Gerçek şiir ve gerçek müzik arayanlara tavsiyemdir. İSTANBUL Kamyonlar kavun taşır ve ben Boyuna onu düşünürdüm, Kamyonlar kavun taşır ve ben Boyuna onu düşünürdüm, Niksar'da evimizdeyken Küçük bir serçe kadar hürdüm. ★ Sonra âlem değişiverdi Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak. Sonra âlem değişiverdi Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak. Mevsimler ne çabuk geçiverdi Unutmak, unutmak, unutmak. ★ Anladım bu şehir başkadır Herkes beni aldattı gitti, Anladım bu şehir başkadır Herkes beni aldattı gitti, Yine kamyonlar kavun taşır Fakat içimde şarkı bitti. Şaka gibiyiz! Bu söz bana değil, atv'nin hafta sonu kahvaltı haberlerini sunan İbrahim Sadri'ye ait. Pazar günü ekrana getirdikleri haber, iki kazalı otomobili ortalarından kesip, sağlam bölümlerini birleştiren sahtekarlarla ilgiliydi. Otomobilin önü 2012, arkası ise 2010 modeldi. Haber dönüşü İbrahim Sadri dedi ki, 'Siz bu haberi izlerken stüdyodaki kameraman arkadaşım harika bir yorumda bulundu. Dedi ki, 'Ya önü 2010, arkası 2012 olsaydı, daha fena olmaz mıydı?' Şaka gibiyiz vallahi, gerçekten şaka gibiyiz!..' Aslında biz buyuz Sosyal medyada gezinirken tesadüfen rastladım. Öğrenci evinde yaşayan gençler, doğal gaz faturasını ödeyemeyince kapılarına bir not yapıştırmışlar. 'İGDAŞ'çı abi, gazımızı kesme, burası öğrenci evi n'olur. Bir dahaki ay ödeyeceğiz. Söz. D:1 Murat.' Bu notun altında başka renk bir kalemle yazılmış bir diğer not: 'Bu ayki faturalarınızın hepsini D:4'e bırakın, ben ödeyeceğim. Kapının altından atsanız da olur. Kapınıza erzak filan da bırakacağım. Siz okuyun e mi! D: 4 Komşunuz.' Bakmayın siz akıllarını ve zanaatlarını hasarlı otomobilleri ortadan kesip, yeniden birleştirmek için kullanan o bir avuç sahtekara... Aslında biz buyuz... Gaf kürsüsü Kumarhane baskınında polisten kaçıp, çatıya saklanmaya çalışan vatandaşın mazereti herkesi güldürdü: 'Ben çatıda geziyordum hava almak için...' Zap'tiye Bir tek Whatsapp'çılar - Telegram'cılar - Bip'çiler diye bölünmediğimiz kalmıştı. Onu da başardık çok şükür! Ne demiş? 'Köpeklerin dostluğu, aralarına kemik atılana kadardır.' (Atv'nin dizisi Akıncı'dan)
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp