Top
06/01/2019

Siz hiç 13 bin yıllık buğdaydan ekmek yediniz mi?

İnsanoğlunun tarım yapmaya ilk kez 13 bin yıl önce Mezopotamya'da başladığını biliyoruz ama ne yazık ki bu topraklarda sahibi olduğumuz yerel tohumları yıllar içinde kaybettik. Gıda güvenliği konusu daha çok gündeme gelmeye ve genetiğiyle oynanmamış tohumların kıymetini anlamaya başlayınca Türkiye çapında yerli tohum seferberliği de başladı. En son geçen yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, jürisinde yer aldığım Tarım ve Orman Bakanlığınca düzenlenen 'Girişimci Kadın Çiftçiler Ödül Töreni'nde Ata tohumu seferberliğinde kadınlardan destek istemiş ve 'Tohum, gıda kalitesinin başladığı yerdir. Bu nedenle de sağlığın başıdır. Ne kadar güvenilir ve kaliteli tohumunuz varsa, gıdanız da o derece sağlıklı olur. Yerli tohumun peşine düşelim ve bu alanda devletimizin milli seferberliğine katkı yapalım' demişti. Yerel tohumun peşine düşme konusunda en güzel haberler Mardin'de harikalar yaratan Şef Ebru Baybara Demir'den geliyor. Geçen hafta gönderdiği ekmeğe bir not iliştirmiş ve elimde tuttuğum ekmeğin tam 13 bin yıllık bir geçmişi olan Mezopotamya'nın en eski buğdayı 'sorgül' ile hazırlandığını yazmıştı. Sahiden bugün böylesi özgün ekmeğe ulaşmak pek mümkün olmadığından, beyaz ekmeğin de zararları anlatılıp durduğundan, çareyi topyekün ekmekten uzaklaşmakta bulanlar çoğalıyor. Oysa genetiği oynanmamış buğday ile yapılan ekmeğin ne kadar faydalı olduğunu hepimiz biliyoruz. Cercis Murat Konağı'nda kadınları bir araya getiren ve Mardin'in lezzetli yemeklerini yerli ve yabancı turistlerle buluşturan Ebru Baybara Demir'in yürüttüğü Topraktan Tabağa Projesi, Sorgül buğdayını yeniden canlandırmayı planlıyor. Projeye Tarım Orman Bakanlığı, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü destek veriyor. Geçen yıl proje kapsamında 70 kadın çiftçiye iyi tarım uygulamaları eğitimi verilmiş ve sorgülün 102 dönüm arazide ekimi gerçekleştirilerek tamamı tohumluk 20 ton buğday elde edilmiş. Ebru Baybara Demir, proje kapsamında öncelikle Mezopotamya'da kaybolmaya yüz tutmuş envanterde kayıtlı (GAP Tarım Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgi ve numunelere istinaden) 11 buğday beş tanesinin tohumları bulunarak kayıt altına alındığını söylüyor. Demir ayrıca bölge insanlarının kültürel becerilerini ekonomik faydaya dönüştürmelerini sağlayacak fırsatlar ve alanlar yaratmayı da amaçladıklarını ve farklı alanlarda pek çok atölye açtıklarını da anlatıyor. Öğreniyorum ki geçen yıl elde edilen 20 ton Sorgül Buğdayı bu yıl 650 dönüm toprağa ekilecek ve tamamı tohumluk olarak üretilecek. 70 kadın çiftçiyle başlayan projenin şu anda 310 çiftçi kadına ve 24 de kadın mühendise ulaştığını öğrenmek pek güzel. Ebru Baybara Demir, 'Tarım 13 bin yıl önce bu topraklarda buğdayla başladı. Şimdi biz bir avuç Mezopotamyalı kadın, bir avuç tohumla tarımı bu topraklardan yeniden dünyaya anlatmaya niyet ettik' diyor. Türkiye'nin kadınların üzerinden refah seviyesini yukarı çıkaracağı apaçık değil mi? İşte o nedenle Anadolu'nun kadınlarının yolu hep açık olsun.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp