Top
Selahattin Dönmez

Selahattin Dönmez

info@sdonmez.com

15/02/2020

Düşük kalorili ketojenik diyetle yağlara veda

Son dönemin popüler diyetlerinden olan düşük kalorili ketojenik diyet, doğru yapılırsa yağları yakarak, kalıcı olarak kilo vermenizi sağlıyor. Fakat bu diyet mutlaka bir diyetisyen gözetiminde yapılmalı Son zamanların en güncel diyet modellerinden biri olan düşük kalorili ketojenik diyet ile bir haftada 2 kiloya kadar yağ kaybını sağlayabilirsiniz. Bu diyet yağdan kilo kaybında en etkin ve güvenli yöntemdir. Bu diyeti uygularken tükettiğiniz kaliteli ve yeterli protein sayesinde kas kütleniz korunur. Ve verdiğiniz kiloları uzun dönem koruyabilirsiniz. Günlük karbonhidrat alımının 40 gramın altında olduğu diyetler ketojenik diyetler olarak adlandırılır. Karbonhidrat kaynağı olarak sebzelerden marul, roka, hindiba, radika, maydanoz, kuzu kulağı, salatalık, semizotu, mantar, soya filizleri, yeşil biber, turp, şalgam, kereviz, ıspanak, kabak, pazı, bamyanın günde 2 küçük kase kadar tüketimi serbest tutulur. Tahıllar, kuru baklagiller, süt ve süt ürünleri, meyveler ve diğer sebzeler kısıtlanır. Günlük tüketilmesi gereken protein miktarı bireyin metabolizmasına, yaşına, kas, kemik kütlesine uygun olarak hesaplanır. Geriye kalan enerji açığı ise vücutta depo edilen fazla yağdan sağlanır. Düşük kalorili ketojenik diyette tekli doymamış yağ kaynağı olan zeytinyağı kullanılır. Çünkü zeytinyağı, ketojenik diyetler yanlış uygulandığında görülebilecek yan etkilerden biri olan safra taşının oluşumunu önler. Çalışmalar günlük alınan 7 gram zeytinyağının safra taşı oluşum riskini ortadan kaldırdığını gösteriyor. Düşük kalorili ketojenik diyet uygulaması ile kilo verme hedefine ulaşıldığında, düşük kalorili Akdeniz diyetine kademeli geçiş sağlanarak kaybedilen kilolar yaşam boyu korunur. BİTKİSEL PROTEİN SAĞLIĞI DESTEKLER Diyette protein kaynağı olarak yumurta, et, tavuk, hindi eti, balık gibi hayvansal besinleri yüksek miktarda kullanıldığında ağırlık kaybı sağlanır. Fakat proteini çok fazla artıran kişilerde böbrek ve karaciğere fazladan yük biner. Bu nedenle oluşabilecek olumsuzluklara karşı bilimsel kaynaklarla etkinliği kanıtlanmış düşük kalorili ketojenik diyetin obezite tedavisinde ve hastalıkların önlenmesinde uzman kontrolünde takibi yapılmalı ve içeriği hazırlanmalı. Düşük kalorili ketojenik diyette yağ ve kolesterolden zengin besinlerin yerine yüksek biyolojik değere sahip süt, whey, bezelye, buğday proteini içeren özel içerikli besinlerin kullanımı tedavi açısından tüm makro ve mikro besin öğelerinin doğru miktarlarda alınmasını sağlar. Böylece olumsuz etkilerin ortaya çıkmasını da önlenir. Vücudumuz öncelikle enerji sağlamak için aldığımız besinlerde bulunan karbonhidratı yani glikozu kullanır. Düşük kalorili ketojenik diyette ise karbonhidrat kısıtlanmasıyla birlikte bitkisel protein alımı artırılır ve yeterli düzeyde sağlıklı yağ kaynaklarının alımı sağlanır. Diyete başladıktan sonra vücut ortalama 3-4 gün içinde glikojen yani vücutta belli bir miktarda tutulan karbonhidrat depolarını boşaltır. Bu noktada vücut depo yağlarını yakarak enerji elde etmeye yönelir ve vücutta yağ fazlalığının olduğu bölgelerden yağ kaybını sağlar. Düşük kalorili ketojenik diyette fazla kilolu veya sağlıksız bir bireyin dahi ortalama dört günde ketojeneze, yani vücut enerjisinin yağdan sağlandığı bir mekanizmaya girmesi beklenir. Ortalamada haftada 2 kiloya kadar ağırlık kaybı ve verilen ağırlığın yüzde 90 oranında yağdan gitmesi sağlanır. Düşük kalorili ketojenik diyetler obezite, tip 2 diyabet, insülin direnci, yüksek kolesterol, uyku apnesi, metabolik sendrom, obeziteye bağlı iskelet sistemi hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Düşük kalorili ketojenik diyet özellikle tip 2 diyabet ve insülin direnci tedavisinde kullanıldığında tedavi için ihtiyaç duyulan ilaç dozunda azalma sağlayabilir. Bununla birlikte bu diyetler hormon düzeylerinde düzelme sağlayarak kısırlık ve polikistik yumurtalık sendromu tedavisine önemli katkı sağlar. Düşük kalorili ketojenik diyetin kullanım alanları arasında estetik nedenlere bağlı ağırlık kaybı, yağ doku kaybı ve selülitin önlenmesi, menopoz ve doğum sonrası alınan kiloların verilmesi ve obezite cerrahisi öncesi gibi hızlı kilo kaybının gerektiği durumlar sayılabilir. Vücuttaki tüm yağlar aynı değildir. Yağ depoları vücutta bir deri altında bir de karın boşluğunda biriken yağ olarak ikiye ayrılır. Karın boşluğunda biriken yağ organların etrafında birikim yapma eğilimindedir ve inflamasyon, insülin direnci ve diğer hastalıklarla ilişkilidir. Düşük kalorili ketojenik diyet bitkisel ve yeterli protein içeriği sayesinde özellikle visseral dokudaki yağların azalmasını sağlayarak kalp hastalıkları, diyabet gibi hastalıklara karşı koruyucu etki oluşturur. Ayrıca özellikle bölgesel yağlanma problemi yaşayan, kilo verme sürecinde takılan ve ameliyat gibi ciddi bir duruma bağlı olarak kısa sürede kilo vermesi gereken bireyler de bu diyeti uygulayabilir. BİLİMSEL KANITLAR Düşük kalorili ketojenik diyetlerin tedavi amaçlı kullanımına dair son 10 yılda çok çalışma yapıldı. Çalışmalar net bir şekilde bu tip diyetlerin tedavi amaçlı kullanımını vurguluyor. Amerikan Endokrinoloji Derneği, son çalışmalarına göre yüzde 10-15 ağırlık kaybının tedavide çok önemli olduğunu ve tedavi sürecinde klinik hedeflere ulaşmayı sağladığını raporladı. Düşük kalorili ketojenik diyetler ile 4-6 hafta aralığında bu ağırlık kaybını sağlamak ve tedaviyi desteklemek mümkün. 2015 yılında Obesity dergisinde yayımlanan bir başka bilimsel çalışmada ise düşük kalorili ketojenik diyet ile yağdan hızlı ağırlık kaybının kilonun diğer diyetlere kıyasla daha uzun süre korunmasını desteklediği gösterildi. BESİN TAKVİYELERİNE DİKKAT Düşük kalorili ketojenik diyette hem besinlerin kısıtlanması hem de enerjinin az verilmesi nedeniyle A, B1, B2, B6, C, D, E vitaminleri, potasyum, kalsiyum, magnezyum, sodyum, iyot, manganez, selenyum, krom, bakır gibi minerallerin yetersizliği gözlenebilir. Düşük kalorili ketojenik diyet uygulanırken multivitamin ve DHA takviyelerinin düzenli kullanılması önerilir. Karbonhidratın sınırlanmasıyla lif alımı azaldığı için kabızlığın oluşmaması için serbest sebzelerden günde 2 kase kadar tüketilmeli ve yemeklere zeytinyağı eklenmelidir. DİYETİSYEN KONTROLÜNDE OLMALI Avrupa Birliği Obezite Çalışmaları Kılavuzu düşük kalorili ve kısıtlı diyetlerin denetim altında uygulanması gerekliliğinin altını çiziyor. Düşük kalorili ketojenik diyet mutlaka bir diyetisyen gözetiminde yapılmalı. Ve diyetisyen tarafından diyetin içeriği bireyin yaşına, boyuna, kilosuna ve metabolizmasına uygun olarak ayarlanmalı. Çünkü bu diyet yanlış uygulandığında yorgunluk, baş ağrısı, kusma, kan şekerinin düşmesi, vitamin ve mineral eksiklikleri gibi yan etkiler oluşabilir.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp