Top
Sait Gürsoy

Sait Gürsoy

sait.gursoy@sabah.com.tr

18/09/2019

Sıkıntı tüm özel okullarda değil

Çok az sayıda özel okulun finansal olarak yaşadığı sıkıntı Milli Eğitim Bakanlığı'nın denetimi dışında bir konu. MEB, okulların eğitim-öğretimini denetlemekle sorumlu. Şu anda yaşanan sıkıntı da finansal, eğitimsel değil. Bazı okulların bankalara ya da kamu kuruluşlarına borcu olabiliyor. Ne yazık ki erken kayıtta para toplayıp, bu parayı başka yerlere aktaranlar var. Bakanlık, bu konuda bir düzenleme üzerinde çalışıyor. Bence, özel okul açılırken, bölgenin öğrenci sayısı göz önünde tutulmalı. Özel okullarda hormonlu büyümeye fırsat verilmemeli. Bu önemli konuyu, Mektebim Koleji Genel Müdürü Servet Özkök ile konuşmaya devam ettik. Özel okullar MEB'in belirleyeceği kriterlere göre üç ya da dört kategoriye ayrılmalı. Her kategorinin öğrenim ücretleri alt ve üst eşikler olarak belirlenmeli. Bu eşikler arasındaki fark minimum olmalı. Burs ve indirim uygulamalarının belirlenen tarifeyi manipüle etmesinin önüne geçilecek kurallar konulmalı. Böylelikle aynı kategoride yer alan okullar arasında fiyat rekabeti terk edilerek kalite rekabetine geçilebilecek. MEB'in eğitim sektöründe franchise veren markalara da dikkat etmesi gerekiyor. Hatta bir markanın franchise verebilmesi için bakanlığa ayrıca teminatlar vermesi düşünülebilir. Özel okul açmak isteyen yatırımcıları Bakanlık özellikle iki açıdan değerlendirmeli. Birincisi itibar algısı / daha önce yatırım yaptı mı, yaptığı yatırımlarda başarı ya da başarısızlık söz konusu oldu mu. İkincisi ise, finansal güvenilirlik / öğrenci sayısı ya da kontenjan doğrultusunda teminat sunabilmeli, öğretmenin yıllık maaşını garanti edebilmeli. Tüm sektör karalanmamalı MEB, özellikle franchise yöntemi ile büyümeye çalışan markaların hem finansal denetimini, hem de eğitim denetimini üst kurullar aracılığı ile yapmalı. Bakanlık, geçerli kriterleri karşılayan bir fizibilite olmaksızın okul açılabilmesine onay vermemeli. Mevcut durumda yatırımcı okul açmak ister, gider okul binası yaptırır veya kiralar, sonra da bakanlık onayı süreci başlar. Oysaki olması gereken, önce Bakanlığın yatırımcı hakkında okul açabilir olurunu düzenlemeli. Sonra okulun açılması hedeflenen yerin uygunluğuna ve fizibiliteye bakılarak ön onay verilmeli. Bir sonraki aşamada, okul binasının yapım ve kiralama sürecinin devam etmesi son aşamada ise müfettiş oluruyla eğitim ruhsatı verilmesi gerekli. Evet, ekonomik bir sıkıntı var, ancak tüm sektör karalanmamalı. Bütün sektörlerde belirli dönemlerde sıkıntılar yaşanabiliyor. Elbette eğitim gibi önemli bir sektörde ortaya çıkabilecek olumsuzluklar göz ardı edilemez. Bence, 12 bin özel okulun içinde, çok az sayıda ekonomik zorluk çeken kurum var. Şunu kesinlikle göz ardı etmeyelim, 1 milyon 500 bin öğrencinin okuduğu özel okullarımız, eğitim dünyamızın önemli temel taşlarından biridir.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp