Top
Osman Altinişik (ankara)

Osman Altinişik (ankara)

osman.altinisik@sabah.com.tr

01/07/2019

Zırlama Mansur…

Bu hikâye 'Zırlama Yaslı' ile başladı… Bir döneme damgasını vurdu. O dönem zırlamak revaçta idi… Unutulmuş ve üzerinden yıllar geçmişti. Ta ki şehre yeni bir arzu halci gelinceye kadar… Sürekli şikâyet edince 'Zırlama Yaslı' mottosu 'Zırlama Mansur'a döndü… 'Zırlamak' kelimesi günlük hayatımızda sık kullandıklarımızın başında gelir. Sözlük anlamına birlikte bakalım… 'Sürekli bir biçimde söylenerek hoşnutsuzluğunu belirtmek… Durmadan ağlamak. Kendi kendine söylenmek…' Bu sızlanmaların son günlerde dozu arttı… Sürekli ağlıyor… Sızlanıyor… Hoşnutsuz… Çaresiz, beceriksiz, iş bilmez, işten kaçma anlamlarını da yükleyebiliriz. Hemen her sektörde bu tarz zırlanmaları ve biraz kibar ifade ile sızlanmaları görüyoruz. Sızlanmayla başlayıp dozu zırlamaya kadar taşıyabiliriz. Hani diş sızısı vardır ya… Tıpkı onun gibi… Tüm bedeni ve hayatı çekilmez kılar. Yorgun ve bitap düşürür… Küçüktür ama sızısı bedeni esir alır. Seçilinceye kadar 'her şey yaparım abi…' Bir müddet sonra 'Abi' ifadesi ile sızlanmaya başlar… Beceriksizliği, iş bilmezliği ayyuka çıkar… Sonrası mı? Kendinden öncekileri suçlayarak bir müddet daha hayatta kalır. Bu kafa ile bu iş yürümez… Şehrin emin kişisi olmak saygınlık gerektirir. Senet sepet, alavere dalavere… Olmaaaz… Makam sızlanmak makamı değil, makam çözüm üretme makamı… Yaslı senin de kulaklarını çınlattık…
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp