AK Parti'nin 7. Olağan Büyük Kongresi, gerek 'mesajları' gerekse 'kadro yapılanması' itibariyle üç eksen üzerinde şekillendi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın konuşmasında net karşılık bulan manifesto nitelikli başlıklar... 1- Yeni ve sivil anayasa. 2- Aile-eğitimkültür alanında milli uyanış. 3- Güçlü ekonomi idi. Parti'nin yönetsel yapısını belirleyen MKYK ve MYK listesi ise şu esaslara dayanıyordu: 1- Geçmiş ile gelecek arasında köprü isimler. 2- Değişiklik ve değişim çizgisinde belirginleşen kapsayıcılık. 3- Kadroları en geniş manada tahkim eden sağlamcılık.
***
AK Parti'yi, emin adımlarla Cumhuriyet'in 100. yılına taşımayı hedefleyen yaklaşım, 2023 seçimlerinde Erdoğan'ın -Anayasa gereği- son kez cumhurbaşkanı adayı olacağını gözeten esasları da bünyesinde barındırıyordu. Bir başka anlatımla Erdoğan, 19 yıllık büyük mücadele ve dönüşüm sürecine rağmen içinde 'ukde kalan' konuları kesin neticeye ulaştırma kararlılığında idi. İşte bu yüzden Sn Cumhurbaşkanının şu tespitleri, önümüzdeki dönemin önceliklerini ve buna göre seçeceği çalışma arkadaşlarının müktesebatını tanımlıyordu: Gündemimizde, aile-eğitim-kültür merkezli yeni milli uyanış ahdimiz var. Kalbimizi 'aile', aklımızı 'eğitim', her ikisi birlikte 'kültürümüzü' şekillendirir!' Aklı ve kalbi rehber edinmek yerine, sadece nefis ve zekâ üzerine kurulu bilg-i nin çocuklarımıza aktarıldığı bir eğitim sistemi bizi; haktan, hakkaniyetten, irfandan, hikmetten uzaklaştırıyor.
***
Kuşkusuz 'ekonomi' de güncel gerçekliği ve ileriye dönük bakış açısı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın değerlendirmelerinde önemli yer tuttu. Erdoğan, halihazırda yaşanan türbülansın, Türkiye'nin hakiki büyüklüğü ve gücüyle ilişkili olmadığından emin bir profil çizdi. Ve dedi ki... 'Son bir kaç gündür piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, Türkiye ekonomisinin temellerini, gerçek dinamiklerini, taşıdığı potansiyeli ve yarınını kesinlikle yansıtmıyor!' Ardından... 'Yatırım-Üretimİstihdam- İhracat' temelinde ekonomik büyüme iddiasını yineledi ve şu çağrıda bulundu: 'Şimdi vakit, daha çok çalışma, üretme, gaza basma, hedeflerimize yürüme vaktidir.' Cumhurbaşkanımızın, -benim tabirimle- ekonomide kuşatmayı yarma hamlesi de dikkat çekici idi. Erdoğan, Türkiye'nin 'Kur- Faiz-Enflasyon' şeytan üçgenini kırması için doğrudan millete yaslanan söylemi tercih etti... 'İktisadi temeli olmayan hareketlere karşı ülkesinin yanında yer alarak, güven ve istikrar mesajımıza sahip çıktıkları için milletimizin tüm fertlerine ayrıca teşekkür ediyorum' dedikten sonda şöyle devam etti: 'Sadece kendilerini güvende hissetmek amacı ile evlerinde döviz ve altın tutan vatandaşlarıma çağrıda bulunuyorum. Bu vatandaşlarımdan, milli servetimiz olan evlerindeki döviz ve altını çeşitli finans araçlarına yatırarak, ekonomiye ve üretime kazandırmalarını istiyorum.'
***
Ve nihayet... Cumhur İttifakı'na yönelik özel vurgu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye teşekkürü de not ederek, Cumhuriyet'in yeni yüzyılına damga vuracak gündem maddesi... Yani, 'Sivil Anayasa!' Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa tasavvurunun içini şöyle doldurdu: Yeni Anayasanın ruhunda millet olmalıdır. Anayasanın merkezinde insanın huzuru, refahı, mutluluğu yer almalıdır. Anayasanın özü; tüm değerleriyle, farklılıklarıyla, zenginlikleriyle, hayalleriyle 84 milyon vatandaşımızın tamamını içermelidir...
