Top
31/05/2020

Kuru gürültüyü bırakın, soruyu anlayabildiyseniz cevap verin

ABD Başkanı Donald Trump ve Twitter arasında başlayan tartışma geleceğin ifade özgürlüğü açısından hayati öneme sahip. Bildiğiniz üzere kavga, Twitter'ın Trump paylaşımlarının altına 'bilgiyi doğrulayın' türünden uyarılar koyarak sınırlandırması üzerine çıktı. Başka bir ifadeyle, Twitter 'mavi tık' verip onayladığı ABD Başkanı'nın sözlerini 'şüpheli' ilan ederek yalanladı. Trump, 'siyasi aktivizm' olarak tanımladığı bu hamleye şu sözlerle cevap verdi: 'Twitter şimdi 2020 başkanlık seçimlerine müdahale ediyor. Benim uzaktan oylamanın büyük çapta hile ve yolsuzluğa yol açacağına dair açıklamamı, yalancı basın CNN ve Amazon'un Washington Post'una dayandırarak yalanlıyor.'

***

Kısır siyasi gündemin hengamesinde geleceğini doğrudan ilgilendiren dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden bir kitle olduğunu biliyorum. Ben de bu yüzden dün bu köşede söz konusu tartışmanın düğüm noktasına dair bir takım sorular sordum. Güya eski medya düzeninin mülkiyet ilişkilerini kırıp insanların kendilerini özgürce ifade etmeleri için zemin yarattıklarını söyleyen platformların sansürünü eleştirdim. Zira eleştirilmeyecek gibi değil. Hem paylaşımlar konusunda hukuki bir sorun çıkınca 'biz yalnızca bir ifade platformuyuz' diyorlar... Hem de 'beğenmedikleri' siyasi pozisyonlarına ters içerikleri çatır çatır sansürlüyorlar, siliyorlar. Hatta çoğu zaman paylaşım sahibini cezalandırıp engelliyorlar, hesabını askıya alıyorlar. Yani tekel konumlarına, imtiyazlarına ve dokunulmazlıklarına gerekçe gösterdikleri ifade özgürlüğü ilkesini katlediyorlar. Bildiğiniz engizisyon... Tıpkı Türkiye'deki Ekşi Sözlük gibi...

***

Dün eleştirilerim 'faşist' Yeniçağ'ından 'solcu' Cumhuriyet'ine kadar her yerde kelimesi kelimesine aynı şekilde haberleştirildi. Ekşi Sözlük'teki küfür kıyametten bahsetmeme herhalde lüzum yok. Ne var ki, ABD'den Fransa'ya tüm dünyanın tartıştığı konuyla ilgili dile getirdiğim sorulara tek bir cevap bile göremedim. Belli ki anlayamamışlar. O halde anlayacakları dilden sorayım. Merak etmeyin 'anlayacakları dil' derken onlar gibi nefret söylemine, hakarete başvuracağımı kastetmiyorum. Tarzım değil. Zaten bir gazetede ya da internet sitesinde bunu yapmak mümkün de değil. Basitçe soruyorum... Sitenizde hakkımda açılan olumlu entry'leri hangi gerekçeyle siliyorsunuz? Siyasi görüşünüze uymayan bu başlıkları açan kullanıcıları neye dayanarak uçuruyorsunuz? Bu durumda, içeriklere müdahale ederek, sansürleyerek ifade zemini yarattığınız görüşlerin hukuki ve tüm diğer sorumluluklarını da yüklenmiş olmuyor musunuz? Ee, o halde nasıl oluyor da gazeteleri ve internet sitelerini bağlayan hukuki, mesleki ve etik kurallardan muaf olabiliyorsunuz? İşin ticari kısmına girmiyorum bile... Var mı böyle yağma, tarafsızım ayağına siyasi aktivizm, özgürlükçülük adına tekelleşme, sansürcülük? Anlayabilen ve de cevap verecek kimse var mı aranızda?..
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp