Top
25/01/2021

Muhalefetin Amerikan rüyası

Ocak 2020'de Trump seçimin favori adayıydı. CNN, New York Times yorumcuları bile nefret ettikleri Trump'ın açık ara seçimi kazanacağını kabul etmişlerdi. Normaldir. Trump işsizliği, enflasyonu azaltmış işleri epeyce yoluna koymuştu. Derken pandemi çıktı. Birkaç ayda milyonlarca işsiz ortaya çıktı... Her yıl 1000 kişiyi rutin olarak öldüren ABD polisinin şiddeti bir anda sokaklarda protesto edilmeye başlandı... Ülke kaotik bir seçim sürecine sokuldu. Kimin kullandığı bile belli olmayan oylar, sandıklar kapandıktan sonra sonuca dahil edildi. Ve Trump devrildi. Okyanus ötesinden esen bu Amerikan tipi iç darbenin rüzgârı Türkiye'de de hissediliyor. Seçilmeden önce, Türkiye'deki muhalefete destekleyeceklerini açıklayan Joe Biden'ın göreve başlamasıyla birlikte bitleri kanlananlar var. CHP yandaşı gazeteciler açık açık 'Anladık ki askeri vesayet demokrasinin subapıymış' diyerek ekranlardan darbe çağrısı yapıyorlar. PKK-YPG'ye Suriye'nin kuzeyinde devlet vadederek çözüm masasının devirmesini sağlayanların ABD'de yeniden iş başına gelmesi, HDP'yi de umutlandırmışa benziyor. Partiyi, Türk solcularının gözünde şirinleştirmek için kayyum atanan ekibin önde gideni Sezai Temelli, hevallerine Rusya'daki küreselci yoldaşları örnek gösteriyor. 6-8 Ekim'de sokağa çağırıp birbirini kırdırttıkları Kürtlerden, şimdi de Demirtaş'ı içeriden çıkartmak için Ruslar gibi sokağa dökülmelerini istiyor. O işler geçti artık. Millet 15 Temmuz'da bunların askeri üniforma giymiş tanklı tüfekli ağa babalarını don külot nasıl soyduysa yine aynısını yapar. Gözünü kırpmaz. Zaten amaçları da iktidarı sokakta almak değil. Sokağı gösterip, siyaseti kaotik bir sürecin kapılarını aralayacak erken seçime ikna etmek. Pandemi gündemiyle dünya sallanırken, ABD'de olduğu gibi eskilerine hiç benzemeyen bir seçimle işi oldubittiye getirmek... Uzaktan oy gibi, gündeme gelmesi muhtemel saçmalıklarla süreci manipüle etmek... Pandemi günlerinde kimsenin içine sinmeyecek bir seçimin ardından da eğer istenilen sonuç elde edilemezse bile güçlü bir meşruiyet tartışması açmak. Nasıl olsa artık deneyimliler de...

***

BİR ŞEY DENİYORLAR AMA... Kemal Kılıçdaroğlu, gaf saydığımız akla ziyan açıklamalarına devam ediyor. Geçenlerde apartman görevlileriyle yaptığı topantıda söylediği 'Benim fakirin fukaranın sorunuyla ilgilenmeyenle de bir sorunum yok. Onlarla da benim bir ilgim yok' şeklindeki performansı bir harikaydı. Hafta sonu Kırşehir'de partililere yaptığı şu tavsiye de: 'Kendinize güveneceksiniz, bize güveneceksiniz. Namussuz siyasete evet diyeceksiniz. Namussuz siyaset, halkına hesap veren siyaset.' Kimileri Kemal Bey'in klasikleşen saçmalamalarını, yaşıyla ya da akıl sağlığıyla açıklamaya çalışıyor. Ama CHP'de beyin yakan bir tek o değil ki. Partide aklı başında olduğu için sözcü tayin edildiğini düşünebileceğiz Faik Öztrak mesela... Allah aşkına biriniz söylesin, sizce CHP sözcüsü şu sözleriyle ne anlatmak istiyor olabilir: 'Öyle oturmuş demokrasilerde erken seçim olmaz falan, doğru. Oturmuş demokrasilerde erken seçim olmaz diye bir şey yok.' Bu kadar sistematik saçmalama normal değil.

***

MİLLET İTTİFAKI'NIN ESENYURT ŞUBESİ Herkes HDP'nin Esenyurt İlçe Başkanlığı'nda çekilen görüntüleri konuşuyor. TBMM'de temsil edilen bir siyasi partinin ofisi değil adeta Kandil'de bir mağara. Ortada şaşırtıcı bir durum yok aslında. PKK'nın askere alma şubeleri gibi çalışan, milletvekilleri adaylarının bile dağdan atandığı bir yapıdan bahsediyoruz. Şaşırtıcı olan, Esenyurt'ta ve tüm İstanbul'da, batıdaki büyük şehirlerde bunlarla ittifak yapan 'ulusalcı' CHP'nin, ve güya milliyetçi İYİ Parti'nin sessizliği... Kurun Yavuz Ağıralioğlu ve Sezgin Tanrıkulu eş başkanlığında bir inceleme heyeti... Gidin bakın bakalım, Millet İttifakı'ndaki ortağınızın bir şeye ihtiyacı var mı?
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp