Top
19/09/2020

Hayırlı evlat

'Usta gazeteci, yazar, fikir adamı Taha Akyol'un 320 bin lirasını dolandıranlar yakalandı' haberi haftanın üzerinde en çok düşünülmesi gereken konusuydu. Show habere konuşan Taha Akyol anlatıyor: - Bankadan çektiriyorlar. FETÖ'ye gitmesin bu para. Kurtarıyoruz. Çekip bize ver güvenli hesaba yatırıyoruz diye ikna ediyorlar. Parayı alıyorlar.' Evet, Taha Bey üçüncü bir şahsın başına gelmiş gibi anlattığı 'düzeneği' biraz geç de olsa nihayet 'şıp' diye çözmüş. Ee, boru değil. Soruşturma ve kovuşturma süreçleri hakkında tahsil görmüş ve bu bilgisini parayla satan bir hukukçudan bahsediyoruz. Akyol'u dinlemeye devam edelim: - Ben dolandırıcılara savcıyla görüşmek istiyorum deyince (Herhalde tuvalette gitti falan dediler) tereddüt hissettim, şüphe uyandı. Çok profesyonelce alıyorlar. Kendilerini savcı ve polis olarak tanıttılar. Arkadan telsiz sesleri geliyordu. Bir FETÖ soruşturması yürüttüklerini... FETÖ'nün sahte telefon numaralarıyla internet bankacılığına girip soygun yaptığını... Bizim de numaramızı tespit ettiklerini... Bizi de soymuş olabileceklerini anlattılar. Şu banka hesaplarına girip bakalım müsaadesi (kibar adamlarmış) istediler. Ben onların istediği işlemleri yapmadım! Baba hiç 'riske' girmeyelim! Peki, Taha Akyol telefonda istediklerini yapmadıysa nasıl olmuş da para dolandırıcıların eline canlı olarak geçmiş dersiniz? Evet, Taha Bey tam bu kritik noktada kendisi gibi gazeteci, yazar, fikir adamı oğlu Mustafa Akyol'un devreye girdiğini anlatıyor: - Parayı işte 'FETÖ'nün hesabından kurtaracağız. FETÖ buna el koydu. Sen çekip bize ver. Merkez Bankası'nın güvenli hesabı var oraya koyalım' diyerek oğlumdan almışlar. Evlat yüreği işte, ne yapsın? Belli ki FETÖ'yü tanıyan Mustafa Akyol iş başa düştü, yıllarca babam bana sahip çıktı şimdi sıra bende diyerek inisiyatif almış. 'Baba hiç riske girmeyelim parayı verelim' diyerek 'risk' almış. Ve 46 bin doları bankadan çektiği gibi bir çırpıda Şişli'nin arka sokaklarında hiç tanımadığı adamlara teslim etmiş. Büyük konuşmamak lazım. İnsanın dalgınlığına gelir, boşta bulunur dolandırılabilir. Ama bu olayda bir değil iki kişinin planlayarak dolandırıcıların ağına düşme iradesi göstermeleri söz konusu. Zira Taha Bey de 'Ben yapmadım bizim oğlan yapmış' diyor ama kararından emin olsa 'yapma' derdi değil mi? Kim bilir belki de ailecek, yaşı küçük diye sazanlığı Mustafa'nın üstlenmesine karar vermişlerdir. Ya dolandırıcı çıkmasalardı? Sonuç ne olursa olsun sorular insanın aklını meşgul ediyor. Öyle ya... Hadi herkese akıl veren iki koca adam, gazeteci (başka kime danıştılar acaba) paralarını, fiziki olarak bankadan çekip tanımadıkları adamlara arka sokaklarda vererek koruyacakları fikrini mantıklı buldular diyelim... Yahu o tarafta iki adım ötede Emniyet Müdürlüğü var. Karakolda buluşmayı niçin teklif etmemişler polis sandıkları adamlara? Neden çekinmiş olabilirler? Adamların dolandırıcı çıkma ihtimalinden mi? Olan olmuş. Cana geleceğine mala gelsin. Geçmiş olsun. Mustafa'ya da fazla yüklenmeyin Taha Bey. Garipliklere rağmen niyetinin iyi olduğu ortada.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp