Top
Mehmet Barlas

Mehmet Barlas

mbarlas@sabah.com.tr

21/01/2020

Erdoğan’a göre Berlin Konferansı’nın kaderini ateşkese uyum belirleyecek

Libya krizini konu alan Berlin Konferansı kimilerine göre tipik bir fare doğuran dağa örnek olabilir. Bence Berlin Konferansı'nda gerçekten ne olduğunu anlamak için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konuda yaptığı açıklamalardan bazı satırbaşlarını dikkatle değerlendirmek gerekiyor... Evet, Cumhurbaşkanı'nın bazı cümlelerine kulak verelim: Zirve bildirisi '-Libya'da siyasi çözüm çabalarımızın bir parçası olarak Berlin'de düzenlenen Libya zirvesine katıldık. 55 maddelik zirve bildirgesini kabul ettik. Burada Birleşmiş Milletler çatısı altında bir yol haritası bulunuyor. Bizim Sayın Putin ile birlikte çağrısını yaptığımız ateşkese uyulması halinde siyasi sürecin de önü açılacaktır. Askeri komite '- Zirvede aldığımız kararlar çerçevesinde Sarrac ve Hafter tarafından 5'er kişinin katılacağı askeri komite önümüzdeki birkaç gün içinde toplanacak. Buradaki kilit nokta Hafter'in saldırgan tutumunu sonlandırmasıdır. Nisandan bu yana tüm anlaşmaları ihlal eden ve meşru hükümete saldıran özellikle Hafter taraftarlarıdır. Toplantıda bu konuyu açıkça dile getirdim. Tabi kimse itiraz edemedi. Libya'daki varlığımız '-Gerçek şu ki bizim Libya konusunda attığımız adımlar sürece bir denge getirdi ve ateşkes zemini oluştu. Hem sahada hem de masada pozisyonunuzu güçlü tutarak siyasi sürece destek olmaya devam edeceğiz. Libya'da Türkiye'nin mevcudiyeti barış umutlarını arttırmıştır. Biz Libya'da terörle mücadele kisvesi altında ne tür oyunların oynandığını da görüyoruz. Buna karşı meşru hükümetin yanında durmaya devam edeceğiz. Asker değil, eğitmen '- En çok ve en ileri sordukları soru 'Bundan sonra buraya siz askeri güç gönderecek misiniz?' Bizim de onlara verdiğimiz cevap şu oldu; 'Biz buraya şu anda askeri güç göndermiyoruz. Biz sadece eğitmen olarak, eğitici olarak buraya bir kadro gönderdik o kadar. Stratejik bağlar '-Rusya ile bizi birbirine bağlayan şu andaki bağlar biraz farklı. Buna 'stratejik' diyebiliriz ve bu stratejik bağlar bizi biraz farklı birbirimize bağlıyor yani klasik değil. Şimdi bu stratejik bağlar aramızdaki ilişkileri de çok daha güçlü bir seviyeye doğru taşıyor. Burada herhangi bir sıkıntı yaşayacağımıza da zaten benim ihtimal vermem söz konusu değil. Fransa'nın durumu '-Bence bu konuda biz Fransa'yı karşımıza alıp da ona belli bir yer verme noktasına gitmemize gerek yok. Yani şu anda Fransa'ya karşı gerek Hafter tarafının gerekse Sarrac tarafının çok da sıcak bakar yanları yok.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp