Top
Mehmet Barlas

Mehmet Barlas

mbarlas@sabah.com.tr

06/08/2020

Beyrut’ta kent içine 2 bin 750 ton patlayıcıyı depo eden gafil bilinçli miydi?

Bahtsız Beyrut'taki patlamanın sonucunda oluşan ölümlere ve yaralanmalara ilişkin rakamlar, koronavirüs rakamlarını unutturacak nitelikte... Ancak Beyrut için bu çeşit ölümlü patlamalar sık sık rastlanır olaylardandır. Örneğin eski Başbakan Refik Hariri de 2005 yılında otomobiline düzenlenen bombalı saldırıda ölmüştü. Sade o olayda Hariri ile birlikte 31 kişi daha ölmüştü. Gaflet mi? Bu kentin limanında bir semti havaya uçuracak kadar çok (2750 ton) amonyum nitratı acaba hangi cahil depo etti? Ve hangi umursamaz kişi, amonyum nitratın depolandığı binada kaynak yapmaya cüret etti? Oklahoma City sabotajı Bu amonyum nitrat denilen patlayıcı madencilikte ve inşaat sanayiinde kullanılırmış. Ama çeşitli sabotajlarda da yer almış. Mesela 1995'te Amerika'nın Oklahoma City'de bir federal binayı yıkan ve 168 kişinin ölümüne sebep olan sabotajda da amonyum nitrat kullanılmış. Bunun gibi Fransa'nın Toulouse kentinde 2001'de bir kimya fabrikasındaki patlamada 21 kişi öldüğünde, kaynak yine amonyum nitratmış... Fransız etkisi Lübnan'ın ve başkent Beyrut'un kadersizliklerine gelince... 1'inci Dünya Savaşı'ndan sonra Ortadoğu'daki Osmanlı toprakları üzerinde yani haritalar çizilip yeni devletler oluşturulurken, Suriye ve Lübnan Fransa tarafından oluşturuldu. Lübnan kendine özgü yapısı ile Hıristiyan Cumhurbaşkanlı ve Müslüman Başbakanlı bir ülkeydi. 2'nci Dünya Savaşı'ndan sonra bölgede bir de İsrail Devleti türeyince işler iyice karıştı. Her çeşit istikrarsızlık Lübnan'a da yansıdı ve bu bahtsız ülke feci bir iç savaşa da sahne oldu. Lübnan'daki Hizbullah esintileri sonunda bu ülkeye İsrail'in sürekli tecavüz etmesine dayanıyordu. Doyumsuz bir kent Aslında Beyrut doyumsuz bir kentti. Bu kente ilk kez 1968'de gitmiştim. Lokantalarında masaya 200 çeşit meze gelir ve en seçkin şarkıcılar geceleri renklendirirdi. 1910'lu yıllarda Anadolu'dan göç eden Ermeniler de Lübnan mutfağına ve kültürüne renk katmışlardı. Her fırsatta Türkiye'ye dil uzatmayı hüner sayan Fransa'nın Macron'u, anayasasında Fransa'nın katkısı bulunan müflis ve bunalımlı Lübnan'la biraz ilgilenseydi ne kadar iyi olurdu...
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp