Top
Mahmut Övür

Mahmut Övür

mahmut.ovur@sabah.com.tr

18/09/2022

İmamoğlu-Davutoğlu yemeği

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu durdurulamıyor. 6'lı masada adaylık krizi derinleştikçe, İmamoğlu da hamlelerini artırıyor ve operasyonlarını daha açık biçimde yapıyor. Kılıçdaroğlu'nun rahatsız olması, CHP'li siyasi aktörlerin ağır biçimde yüklenmeleri hiç umurunda değil. Herkesin kendisine döneceği hesabı yaptığı için siyasi kapsama alanını genişlettikçe genişletiyor.
Ona göre İP zaten çantada keklik. Bu da, Akşener'in onu "Fatih" ilan etmesinden, onun da Akşener'i abartılı zabıta bandosuyla karşılamasından belli. CHP-İyi Parti gerginliğine rağmen bu ilişkiyi Kılıçdaroğlu'nun gözünün içine baka baka sürdürüyor. Bir adım sonra Akşener, Bülent Ersoy vari "Ablan sana kurban olsun" derse hiç şaşırmam.
Bunun nedeni de Kılıçdaroğlu'nun adaylığını İyi Parti'nin istememesi. İmamoğlu bunu bildiği için medya operasyonlarına da devam ediyor.
Bu noktada, İmamoğlu'nun Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'yla, onun evinde "özel" buluşması çok dikkat çekici. Bir belediye başkanı, Akşener gibi üzerinde "hakkı" da olmayan masadaki bir siyasi aktörle neden buluşur dersiniz?
Haber, siyaset kulislerine ilk düştüğünde bir anlam verememiştim. Meğer "mekik diplomasisi" yapıyormuş. Bunu da CHP'li gazeteci Barış Yarkadaş söylüyor:
"İmamoğlu metrobüs kazasının olduğu gece Ahmet Davutoğlu'nun evinde Davutoğlu ile yemek yedi. Belli ki bir mekik diplomasisi o anlamda sürüyor..."

'FRENİ PATLAMIŞ KAMYON GİBİ...'
ABD ve İngiltere büyükelçilerinden sonra siyasi aktörlerle de mekik diplomasisi yapması İmamoğlu'nun adaylıkta kararlı olduğunu gösteriyor. İşin orada kalmadığı, tıpkı İyi Parti gibi Gelecek Partisi'yle de daha derin ilişkiler kurduğu konuşuluyor. Mesela, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci ile "Karadenizlilik" üzerinden özel bir bağ kurmuş ve bunu sürdürüyor.
Bu ilişkiler, adaylığa giden yolu açar mı belli değil ama şu belli: İmamoğlu kendisi için çalıştıkça CHP'yle bağları kopuyor. En basiti, şu sıralarda İBB meclisinde Swissotel arsasının satışıyla başlayan ve kadrolaşmayla devam eden kavga. İmamoğlu o arsayı satmak istiyor, daha önce satışa karşı çıkan CHP'liler ise istemiyor. İşin ilginç tarafı, kavga nedeni arsa gibi görünse de arka planda siyasetin olması. CHP İBB Meclis Üyesi Doğan Tekel, bakın ne diyor:
"Bir imar dosyası, bir mülk satışı için namus meselesi demek, zavallı insanların kullanacağı bir dil. Bu kişiler argo ve küfürlerle, kutsallarla konuşur. Başkanımızın durumu vahim, 'freni boşalmış kamyon gibi'... Herkes haddini bilecek! İyi ki cumhurbaşkanı ya da genel başkan olmamış, yoksa her şey basının önünde tartışılırdı."

HALK TV OPERASYONU
Halk TV'den Suat Toktaş'ın gönderilmesi ve İsmail Küçükkaya'nın getirilmesi de bu kavganın bir uzantısı. İmamoğlu'nun işi sıkı tuttuğu, Murat Ongun'u işe alımlar için görevlendirmesinden belli.
CHP içindeki bu kavga, dediğim gibi 6'lı masadaki derin çatlağın bir yansıması. Orada Akşener yeni bir oyun kurarken, CHP'li İmamoğlu ve Yavaş'ı öne sürüyor ama asıl derdi kendi adaylığı... İyi Partililere göre Akşener, HDP yükünden kurtulup İmamoğlu- Yavaş ve 6'lı masadaki muhafazakâr partilerle "üçüncü ittifak" kurarak CHP'yi üçüncü parti yapmak istiyor.
Kılıçdaroğlu-HDP ilişkisini unutuyor tabii, yardımcısı Bülent Kuşoğlu'nun "Masa dağılır" tehdidinde bulunması boşuna değil.
Son söz: Peki bir masayı bile yönetemeyenlerin, küresel kavgaların yoğunlaştığı bir dönemde ülkeyi yönetmeleri mümkün mü?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp