Top
Kerem Alkin

Kerem Alkin

kalkin@bloomberght.com

15/05/2020

İlk çeyrek büyüme % 3.5-4

Dün açıklanan sanayi üretim verileri, mart ayının ikinci yarısında hızla devreye geren tedbirlerin üretim üzerindeki etkisinin beklentilerimizden daha güçlü olduğuna işaret etti. Bu nedenle, bir önceki yıla göre sanayi üretiminde yüzde 1.98'lik bir daralma gerçekleştiğini gözlemledik. Bu durum, yılın ilk çeyreği için sanayi üretiminin yüzde 7.6 düzeyinde gerçekleşmesi yönündeki öngörümüzün 3 puan saptığını gösterdi. Yüzde 7.6'lik sanayi üretim artışı beklentisi, önceki ay bizi yüzde 5-6 bandında bir büyüme beklentisine yönlendirmişti. Sanayi üretimi yılın ilk çeyreğinde yüzde 4.4'lük bir üretim artışı gerçekleştirmesi, sanayi üretiminin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya katma değer katkısındaki artışın da yüzde 4.28 ile 4.76 arasında olabileceğini gösteriyor. Bu durumda, sanayi üretiminin katma değer artışı üzerinden bir kez daha 1. Çeyrek büyüme tahmini yapmamız gerektiğinde, Türkiye Ekonomisi'nin 1. Çeyrek'te yüzde 3.54 ile 3.92 arasında bir büyüme gerçekleştirmiş olabileceğine işaret ediyor. 29 Mayıs Cuma günü TÜİK'in açıklamasıyla gerçekleşeni öğrenmiş olacağız. Türkiye'nin ilk çeyrek büyüme oranının pozitif olması, dünya ekonomisinin önde gelen pek çok ekonomisinin 2020'nin ilk çeyreğinde negatif büyüme yaşamaları dikkate alındığında, tüm 2020'nin büyüme performansı açısından Türkiye'yi 'avantajlı' konuma getiriyor. Yılın ilk çeyreğinde Çin'in yüzde 6.83, Japonya'nın yüzde 7.1, Fransa'nın yüzde 5.37, İtalya'nın yüzde 4.81, İspanya'nın yüzde 4.10, tüm Euro Bölgesi'nin yüzde 3.3, Meksika'nın yüzde 1.92 gerilediği bir ortamda, Türkiye'nin yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'ün üzerinde bir büyüme gerçekleştirmiş olması önemli. Yılın ilk çeyreğinde, Endonezya'nın yüzde 2.97, Güney Kore'nin yüzde 1.29, İsveç'in yüzde 0.46, ABD'nin ise yüzde 0.32 büyüdüğü görülmekte. 10 Ocak'tan itibaren, küresel bir virüs salgının dünyayı etkileyeceğini önceden iyi gözlemleyen ve proaktif tedbirler olan Türkiye açısından, yılın ilk çeyreğini pozitif büyüme ile bitirmiş olmak, uluslararası ekonomi çevrelerine Türkiye'nin 'üretim becerisi' adına önemli bir mesaj niteliği de taşıyor. 2. Çeyrekte doğal olarak biz de negatif büyüme göreceğiz. Bununla birlikte, en önemli ihracat pazarımız Avrupa'yla birlikte, 'koronavirüs'le mücadelenin '2. Faz'ına birlikte geçiyor olmak, Türkiye'ye ihracat siparişlerinin de hızlanmasını sağladı. Bu nedenle, bilhassa, haziran ayında daha da hareketleneceğine şahit olacağımız iç piyasa ve ihracat bazlı üretim hareketlenmesi, Türkiye'nin 2. Çeyrekte göreceği negatif büyümeyi kısmen azaltacaktır ve bilhassa 3. çeyrek için 'sınırlı' bir pozitif büyüme beklentisini güçlendirecektir. Bilhassa yılın son çeyreğinde, tüm dünyanın 'koronavirüs' salgınında 2. bir dalga yaşamaması halinde, tüm yılı pozitif bir büyüme ile kapatma ihtimalimiz hayli güçlü gözüküyor.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp