Top
Kerem Alkin

Kerem Alkin

kalkin@bloomberght.com

08/03/2019

'Ticaret Savaşı’ başarısız oldu

Başkan Trump'ın bu derece güçlü bir iradeyle yürüttüğü 'ticaret savaşı'na rağmen, ABD ekonomisi 2018'i, yüzde 12.5'lik artışla, son 10 yılın en yüksek dış ticaret açığı olan 621 milyar dolarla kapattı. Nedeni basit; dünya ekonomisi son 20 yıl içerisinde tahminlerin ötesinde bir 'uluslararasılaşma'yla tamamladı. Bugün, her dünya vatandaşı, e-ticaret ve dijital, mobil ödeme sistemleriyle, dünyanın her yerinden istediği ürünü kapısına getirtebiliyor. 'Ticaret Savaşı', 1970'lerin veya 80'lerin 'Soğuk Savaş' periyodunda, kendi üreticilerini korumak adına yürütebilecekleri bir mücadele yöntemi olabilir. Günümüz dünyasında ise, tüketiciler artık kendi hükümetlerinden daha güçlü bir iradeye sahipler. ABD istediği kadar 250 milyar dolarlık Çin ürününün vergisini artırmış olsun, 2018'de Çin lehine 419.2 milyar dolar açık vermeyi engelleyemedi. Çünkü, ekonomi biliminin temel öğretisi ışığında, 21. Yüzyıl'ın öne çıkardığı temel gerçek, ülkeleri ve şirketleri birbirinden ayıran temel başarı kriteri 'fiyat rekabeti'nden çok, 'maliyet rekabeti'. Türkiye'nin küresel ölçekte 'ticaret diplomasisi'nin saha neferleri olan ihracatçı firmalarımız da bu gerçeğin farkındalar. ABD Çin mallarına ek vergi koysa da, Çin'li şirketler 'maliyet rekabeti'ni sürdürebilecek fırsatları oluşturdukça ve Amerikan halkı da bu ürünleri talep ettikçe tablo değişmeyecek. Amerikan Yönetimi, pek çok sektörü daha rekabetçi kılacak yeni çözümler üretmediği müddetçe, ABD 3.2 trilyon dolarla en yüksek ithalatçı ülke olma unvanını sürdürecek. ABD Yönetimi'nin esasen bu gerçeklerin ciddi manada farkında olduğunu da söyleyebilirim. Bu nedenle, ABD'nin 200 milyar dolar değerinde Çin malına daha ek vergi koyma hamlesini müzakereler devam ediyor bahanesiyle ertelemesi, ABD'nin esas derdinin Çin'in para birimi olan 'renbinmi', yani yuanın 'serbest dalgalanma'ya bıraktırmak olabileceği ihtimaline işaret ediyor. Çünkü, Çin yuanın değerini 'serbest piyasa' koşullarında bırakır ve yuan değer kazanırsa, Çin'in rekabet avantajı da zayıflamış olacak. 'Ticaret Savaşı' gibi demode bir silahı kullanırken, ABD'nin esas Meksika, Kanada, AB ve Çin'den neyi koparmanın peşinde olduğunu iyi okumamız gerekiyor.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp