Top
Kerem Alkin

Kerem Alkin

kalkin@bloomberght.com

08/01/2020

Bugünü okumak; geleceğe odaklanmak

Türkiye'nin etrafını kuşatan coğrafyada süregelen bölgesel yapılanmanın, küresel güçler arasındaki 'etki alanı' savaşının en sert çatışmalara ve gerginliklere sahne olacağı zor bir döneme giriyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde ve vizyonunda, Türkiye, Asya- Pasifik ile Atlantik arasındaki 'ağırlık merkezi' rekabetine dayalı 'küresel yeniden yapılanma'nın tüm aşamalarını, tüm katmanlarını detaylı bir şekilde okuyarak, bölgesel ve küresel pozisyonunu güçlendirecek her türlü adımı hızla atıyor. Küresel enerji, ticaret ve ulaştırma koridorlarındaki iddiamızı ve hakimiyetimizi perçinleyecek pek çok hamleyi, dünya ekonomisindeki onca zorluğa rağmen, kararlılıkla sürdürüyoruz. Bugün açılışı gerçekleştirilen 'TürkAkım' projesi, nasıl ki, başta Avrupa olmak üzere, bölgemizdeki pek çok ülkenin enerji arz güvenliğinde ve tedarikinde Türkiye'nin elini güçlendiren, Türkiye'nin 'oyun kurucu' gücünü perçinleyen bir proje olarak öne çıkıyor; Ovit ve Zigana tünelleri sonrasında, 600 metresi kalan Gaziantep ile Adana arasındaki 10 km'lik hızlı tren tüneli de, Türkiye'nin bölgesel ve küresel ulaşım koridorlarındaki 'oyun kurucu' gücünü perçinleyecek. ABD-İran gerginliğinde, Çin'in içine düştüğü pek çok ikilem, 'bugünü okumak' noktasında önemli mesajlar içeriyor. 15 Ocak'ta, ABD ile arasındaki 'ticaret gerginliği'ni 1. faz anlaşmayla azaltmak üzere ilk adımı atmaya hazırlanan Çin açısından, bir yandan da kendi enerji tedarikçisi olan İran ve Rusya'yı da aynı anda kollayacak şekilde ABDİran gerginliğine 'taraf' olması mümkün değil. Bunun yanı sıra, Suudi Arabistan da en az İran kadar Çin'in enerji tedarikçisi olduğundan, Çin 'bütünüyle' İran'ı haklı gösteren bir tavır, tutum içinde de olma şansına da sahip değil. Çin'in bu 'zorlu' denklemi ortada iken, ABD Bağdat Büyükelçiliği'ne işgal girişimine yönelik, BM Güvenlik Konseyi'nde istediği 'kınama' oylamasına Çin'in 'çekimser' kalmasına dahi ciddi tepki göstermiş durumda. Tüm bu tablo ve giderek daha da karmaşık bir denkleme saplanan küresel ekonomi-politik ilişkiler; Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'la son 15 yılda 'aralıksız' artan bölgesindeki 'etki gücü'nü sürdürülebilir kılmak ve daha da perçinlemek adına, 'bugünü doğru okuyarak, etkili strateji oluşturmak' noktasında önemli ödevlere, reformlara, projelere işaret ediyor. 2008 küresel finans krizinin 'tetiklediği', 'ivmelendirdiği' Asya-Pasifik ile Atlantik arasındaki 'küresel ağırlık merkezi' rekabetinin sebep olduğu ekonomi- politik ve jeostratejik çalkantıların ana ve artçı sarsıntılarını, etkilerini iyi okumamız gerekiyor. 'Bugünü okumak', Türkiye'nin Avrasya'daki konumu adına, 'milli-yerli' teknoloji hamleleriyle 'geleceğe odaklanmayı' gerektirmekte. Savunmadan otomotive, siber güvenlikten bilişime 'geleceğe odaklanmış' her hamlemiz, Türkiye'yi bir kademe daha vazgeçilmez kılacak.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp