Beşiktaş karşısında dün son yılların en iyi Trabzonspor'unu izledik.. Rakibin gücünden korkmadan kazanma azimlerini, coşkularını, tempolarını sahaya yansıtarak haklı bir galibiyet aldılar. Maçın başında golü bulduktan sonra bordo-mavili takımda anlamsız bir panik oluştuğunu gözlemledik. Orta alanda pas yanlışları sonucu Beşiktaş, Trabzonspor kalesinde daha fazla görünmeye başladı. Savunmada Tolga ve Erdinç, dünkü maçta hatasız oynadılar. Özellikle Tolga savunma görevini eksiksiz yerine getirirken, Trabzon'un Gökdeniz ile kazandığı 3. golde de pası veren futbolcuydu. Orta alanda Hüseyin kim ne derse desin dün maçın en yararlı oyuncusuydu. Zaman zaman pas yanlışları yapmasına rağmen rakibin bu alandan geliştirdiği ataklarda Somers ile birlikte ilk önleyen oyuncusuydu. Romashenko uzun zamandır bekliyorduk. Beşiktaş maçında kendisinden beklenen patlamayı yaptı. Attığı golün dışında mücadele gücü ve olumlu top kullanma açısından istenilen düzeydeydi. Fakat anlamsız bir hareketle ikinci sarı karttan oyundışı kalması kendisine yakışmadı. Fatih Tekke için söylenecek tek söz var: Allah nazardan saklasın..

***
İşte böylesi büyük bir maçı takımı lehine Fatih gibi yaratıcı oyuncular döndürebilir. Gerçekten de Fatih ilk golü atmanın yanında ikinci golün de pasını veren futbolcuydu. Maç süresince oyundan kopmadı ve aldığı her topta mükemmel hareketler yaptı. Gökdeniz ise günden güne artan form grafiğini Beşiktaş maçında da sahaya yansıttı. Fatih ile bu uyumu sürdürdüğü takdirde bordo-mavili takım her maçı kendi lehine çevirecektir. Sonuçta dün bir kez daha gördük ki eğer bir takım rakip kim olursa olsun kendi inancını ve mücadele gücünü sahaya yansıttığı takdirde, başarılı sonuçlar alması doğaldır.. Bordo- mavili takım, Beşiktaş'ı net bir skorla yenerek moral kondisyonunu üst düzeye çıkarmanın yanında, kendi sahasında büyük maç kazanamama fobisinden de kurtuldu.