Top
Uğur Alkapar

Uğur Alkapar

ugur.alkapar@posta.com.tr

04/07/2020

Moda'da bir hazine

Moda’daki Kayıkhane kış boyunca şahane canlı performansları Kadıköylülerin ayağına getirdi. Semtte hoş bir ambiyans yarattılar. Mekanın sahibi Erkan Ulutaş, karadan kayıkhaneye uzanan uzun iskelenin üzerine iki tane dev mekan açtı. Biri modern dünya mutfağı sunan Gardens of Garbo. Diğeri ise deniz ürünleriyle öne çıkan meyhane Paslı Pelikan. İki lokasyon da aynı olmasına rağmen, müziği ve yemeğiyle bambaşka iki dünya. Deniz havası alarak yemek yemek, sohbet etmek, güzel kokteyller içmek isteyen gençler Garbo’da. Erdem Öncül’ün neyi sevdiğimizi dinleyip, ona göre yaptığı kokteyller çok lezzetliydi. Demlenerek arada fondaki Türkçe şarkılara eşlik etmek isteyen, o güzelim mezelerin peşinde koşan ruhu genç kalanlar için de Paslı Pelikan çok uygun. Evet, fiyatları da benzerlerine göre uygun gerçekten. İstanbul’un göbeğinde Ege sahillerinin hissini yaratan Paslı Pelikan’da tüm yazı geçirmek isteyebilirsiniz. Gecenin favorileri ise benim için baby ahtapot, kokoreç, kalamar ızgaraydı.GERÇEK BİR İTALYANPandemi öncesi İstanbul’da yeme içme ve eğlence sektörü çok hareketliydi. Yeni açılan ya da açılmak üzere hazırlıklarını tamamlayan birçok mekan vardı. Ve tabii tüm planlar suya düştü. Normalleşme sürecinde restoranlar bıraktıkları yerden, aşırı büyük temkinlerle devam etmeye çalışıyor. Hayata dönüş sürecindeki bu gelişmeler umut veriyor. Anadolu yakasının bence en güzel semtlerinden biri olan Koşuyolu da bu anlamda oldukça hareketli. Meşhur Ceviz Ağacı’nın biraz ötesinde açılan La Regina, İtalyanların yerel mutfağını İstanbul’a taşımış. İki kadın girişimci Arzu Ünal ve Nilay Tüylüoğlu’nun projesi olan La Regina bir mekana kadın eli değdiğinde her şeyin nasıl daha güzel olduğunun kanıtı adeta. Burası nezih ve kalburüstü sakinleriyle bilinen Koşuyolu’na çok yakışmış. Sakin ve şık bir dekor, sosyal mesafeli ferah bir ortam, önde teras arkada bahçe derken içinde bulunduğumuz dönemde tam aradığımız şey. La Regina’nın en harika yönü ise mutfağı. Pırıl pırıl gençlerden oluşan ekibin başında İtalyan şef Roberto Mastrogiorgio var. İstanbul’da tanıştığımız neredeyse tüm İtalyan şefler gibi bir Türk kızına aşık olup, buraya gelip evlenmiş. Bu hikaye artık bir klasik! Roberto’nun aksanlı şeker Türkçesiyle konuşup yemeklerini anlatması ise paha biçilemez. O yemekleri yemek de bambaşka bir macera. İyi yemeğin ilk kuralı olan kaliteli malzemeyi asla ihmal etmiyorlar. Sonrası ise artık yetenek, bilgi, beceri. İtalya’daki restoranlarda ne varsa burada da onlar var. Aklınıza sadece makarna pizza gelmesin. Etlerde çok iddialı olsalar da biz yaz havasına girip deniz ürünleri ağırlıklı şeyler yedik. Deniz tarağı; levrek, ricotta peyniri ve limonlu tortellini; foccaccio ekmeği üzerine barbun; pancar ve balkabağı soslu, Antep fıstığı ile panelenmiş levrek; limonlu tart ve meşhur İtalyan tatlısı cannoli. Fotoğraflarını da koyduğum bu yemeklerin tadı da görünüşleri kadar efsane. Şahane bir İtalyan mutfağı deneyimi için burayı mutlaka ziyaret etmelisiniz.MEFTUN ALAÇATI’DAKışın Mert Davran’ın sahnesi, Mehmet Davran’ın işletmeciliği ile büyük çıkış yakalayan Ortaköy’deki Meftun, pandemi sonrası terasında tekrar müdavimlerine “Merhaba” demişti. Şimdi de Meftun Alaçatı tatilcilere kapılarını açtı. Dün ilk kez misafirlerini ağırlayan Meftun Alaçatı, Hacımemiş’teki Kafi’nin yerinde. Mert Davran’ın dışında, Meftun Alaçatı’da ayda bir kez de sürpriz bir isim sahne alacak. Mehmet Davran Alaçatı’da da iddialı olduklarını ve sosyal mesafeli korunaklı bir ortam hazırladıklarının da altını çiziyor.MÜZİSYEN PERSONASIPilevneli Ailesi denince akla özellikle resim olmak üzere hemen sanat geliyor. Bu kez karşımızda aynı aileden bir müzisyen var. Cem Pilevneli’nin ‘Kendimi Gecelere Veremem’ şarkısını ve ‘Empty Now’ adlı İngilizce versiyonunu iki yıldır dinliyorum. Sound olarak son derece batılı ve yeni bulduğum bir müzisyendi kendisi. Şimdi de Kenan Doğulu prodüktörlüğünde ilk albümü ‘Petek Pansiyon’u çıkardı. Albümde yer alan beş şarkının söz, müzik ve düzenlemesi kendisine, ‘Kayıp Aranıyor’ şarkısının söz ve müziği Kenan Doğulu’ya ait. Elektronik pop olarak nitelediği sound’u internetten satın alınan ‘loop’larla yapılmış pop şarkılarının her yeri doldurduğu şu günlerde orijinalliğiyle beni yakaladı. Dahası şarkıların sözleri ve daha da önemlisi, ruhu, Cem Pilevneli için bir müzisyen personası oluşturuyor. Yani “Cem nasıl bir insan acaba?” sorusunun cevabını kafamızda oluşturuyor. Ticari kaygı gözetilmeden hazırlanmış ‘Petek Pansiyon’ bu anlamda gerçek müzik dinleyicisine çok iyi gelecek şarkılardan oluşuyor. Dahası, Kenan Doğulu gibi ana akım müziğin içinde olan bir figürün bu işe inanması ve bir parçası olması daha büyük kitlelere ulaşması konusundaki şansını arttırıyor.ÇEVRECİ KLİPMüziğinin kalitesi ile Türk popunda farklı bir yere sahip olduğunu düşündüğüm Gökhan Türkmen ‘Yüzüme Vurma’ adlı bir şarkı yaptı. Çevreci bir parça olan ‘Yüzüme Vurma’ya National Geographic belgeseli tadında da bir klip çekmişler. Türkmen, bu klipte sembolik olarak doğa ile insanlığın yüzleşmesini anlatmış. Doğa sözlerle yakarırken trompet melodileri insanlığın sıkıntısını temsil ediyormuş.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları